Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Meditasyon (http://www.hayatimdegisti.com/forum/meditasyon/)
-   -   BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ (http://www.hayatimdegisti.com/forum/meditasyon/622598-boslugaga-giris-meditasyonun-gizemi.html)

bird of paradise 25-01-2013 12:54 PM

BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ

Meditasyon sözcükler olmadan yaşamak demektir. Mediatif bir zihin oluşturmanın ilk adımı her şeyi sürekli sözcüklere dönüştürdüğünüzü fark etmek ve bunu durdurmaktır.



Hiçbir şeyi sözselleştirmeden, yalnızca varolduğunuz anlar olmalı. Bu bilinçsiz olduğunuz anlamına gelmez, bilinciniz hep oradadır, hatta sözler olmadığında bilinç daha keskin daha canlıdır.



Bilinç Varoluş ile birleştiğinde en derin anlamda fikir alışverişi ortaya çıkar, işte bu meditasyondur.



Gördüklerinizi sadece görün, sözcüklere dökmeden, varolduklarını farkında olun ama onları sözcüklere dönüştürmeyin, bu yapılması mümkün olmayan bir şey değildir, aksine doğal olandır. Doğal olmayan şu andaki durumdur ama her şeyi sözcüklere dökmeye o kadar alışmışız, o kadar mekanik bir hale getirmişiz ki deneyimleri sürekli sözcüklere dönüştürdüğümüzün farkında değiliz.



Gün batımını seyrediyorsunuz, onu gördüğünüz an ile sözcüklere dönüştürdüğünüz an ile geçen zamanın farkında bile değilsiniz. Gün batımının bir sözcük olmadığını anlamalıyız. O bir olgudur, bir olandır.



Zihin yaşananları otomatik olarak sözselleştirir. O zaman sözcükler sizle yaşanılan arasına girer ve büyüyü bozar.



Sorun nasıl meditasyon halinde olacağınız değil, neden meditasyon halinde olmadığınıza yanıt bulmaktır.



Hiçbir şeyi sözselleştirmeden yalnızca varolduğunuz anlar olmalı. Meditasyon tam anlamı ile yaşamaktır, ancak sessiz olduğunuzda tam anlamıyla yaşayabilirsiniz. Meditasyon ortada dil olmaması demektir, ama aynı zamanda bilinçli olmalısınız, yoksa Varoluşla tam bir iletişiminiz olamaz.



Bu yüzden mantralar aracılığı ile yapılan meditasyonlarda kendinizi ancak hipnotize edebilirsiniz. Yalnızca tek bir kelimeyi sürekli tekrarlayarak zihninizde öyle bir can sıkıntısı yaratırsınız ki, sonunda zihniniz uyuşur ve hipnotize olur, bu meditasyon değildir. Çünkü zihin engelini ortadan kaldırırsınız ama aynı zamanda bilinciniz de yok olur.



Onun için ilk yapılacak şey farkında olmaktır. Zihninizin işleyişinin farkında olduğunuz an siz zihin olmaktan çıkarsınız. Uzaktan gözlemleyen bir tanık, bir gözlemci olursunuz.



Farkındalığınız arttıkça yaşanan ile sözcükler arasındaki boşluğu daha fazla farkına varırsınız. İki sözcük arasında ne kadar minik, ne kadar farkedilemez olsa da daima bir boşluk vardır. Yoksa iki sözcük iki sözcük olarak kalamazdı, bir olurlardı, tıpkı müzikte notalar arasındaki boşluklar gibi...



Sessizlik her zaman oradadır, ama kimse onun farkında değildir, zihin sözcüklere odaklanmıştır, sessizliği hissetmez bile.



Farkındalık arttıkça zihin yavaşlamaya başlar, farkındalığınız ne kadar az ise zihniniz o kadar hızlı çalışır.




Zihniniz daha çok farkında oldukça, düşünceler arasındaki boşluklar büyür, işte o zaman onları görebilirsiniz. Her boşluğu bir sözcük, her sözcüğü bir boşluk takip eder.



Yalnızca boşluklara odaklanmış zihin “mediatiftir”. Dikkatle izlerseniz sözcüklerin orada olmadığını, yalnız boşluk olduğunu görürsünüz.



Zamanla boşluklar birleşir, tek bir boşluk haline gelirler. “Meditasyon boşluğa odaklanmaktır.”



Zihninizi izlerken sözcüklere değil, boşluklara odaklanın. Bu bir sokaktan insanların geçişini izlemek gibi bir şeydir, bir insan geçer, diğeri henüz görünmez. Arada bir boşluk olur, sokak boştur.



Boşluğu tanırsanız içine girmek istersiniz, kendinizi onun içine atlamış bulursunuz. O dipsiz kuyu son derece huzur verici son derece bilinçlendiricidir.



Boşluğun içinde olmak “Meditasyondur, değişimdir.” Sessizliğin, sonsuz sessizliğin farkında olursunuz, onun bir parçası haline gelir, onunla bir olursunuz.



Dipsiz kuyuyu “öteki” olarak değil, kendiniz olarak algılarsınız.



Bu boşluk İlahi Olanla, Var Olanla karşılaşmadır. Bu karşılaşma olduğunda ondan kaçmayın, onunla olun. Bunun en başta korkutucu olması kaçınılmazdır ve doğaldır. Bilinmeyenle yüz yüze gelince korku ortaya çıkar, çünkü bilinmeyen ölümdür.



Bu nedenle boşluk karşısında ölümü hissedersiniz, o zaman yapmanız gereken ölü olmaktır, sessizlik içinde ölümü yaşadığınızda hayat gerçekten canlanır, ve siz ilk kez gerçekten yaşarsınız.



İşte bunun için meditasyon bir teknik, bir metot değil bir kavrayıştır; öğretilemez ancak yolu gösterilebilir. Meditasyonu aramak gerekir, ancak arayınca o size gelir. Çünkü yalnızca arayış içindeyken açık ve savunmasız olursunuz ve ona ev sahipliği yaparsınız.



“Meditasyon nedir? Nasıl yapabilirim?” diye sormayın. Bunun yerine ne gibi engeller olduğunu sorun. Karanlıkta el yordamı ile arayın. Karanlıktaki arayış size karanlıktan kurtaracak kavrayışı getirecektir.



Dipsiz kuyudayken meditasyon vardır. Orada zihin yok, ego yok sadece “olmak” var. Bütün dinlerin, bütün arayışların özü budur. Nihai Varoluştur.



Sevgiyle kalın-alıntıdır

bird of paradise 25-01-2013 06:51 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
MFO - BUSELiK MAKAMINA - YouTubeactionsmile

azraist_24 26-01-2013 11:06 AM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Cok tesekkurler,

Aydinlatici bir yazi,

Butunun hayrina olmasini diliyorum....

bird of paradise 26-01-2013 11:54 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
SESSİZLİĞİN DİLİ...
Rastgele ilişki kurdun bugüne kadar, ve biriyle şekil olarak ilişki kurduğun zaman, binbir türlü saçma şey söyleyebilirsin çünkü hiçbir şeyin önemi yoktur, sadece vakit geçirmektesindir.


Ama birini kendine yakın hissettiğinde, yakınlık doğduğunda, söylediğin her kelime önem kazanır. O zaman kelimelerle kolayca oynayamazsın çünkü her şeyin bir önemi vardır. O yüzden, sessizlik boşlukları olur. İnsan başlangıçta kendini garip hisseder çünkü sessizliğe alışık değildir. Bir şeyler söylenmesi gerektiğini düşünürsün, diğeri ne düşünür yoksa?


Birine yakınlaştığında, sevginin herhangi bir türü doğduğunda, sessizlik gelir, ve söylenecek bir şey kalmaz. Aslında gerçekte de söylenecek bir şey yoktur. Hiçbir şey yoktur. Bir yabancıyla, söylenecek çok şey vardır; dostlarınla, söylenecek hiçbir şey yoktur. Ve sessizlik ağır gelir, çünkü buna alışık değilsindir.


Sessizliğin müziğini tanımıyorsun. Sadece tek bir iletişim yolu biliyorsun, o da sözel, zihin kanalıyla. Kalple iletişim kurmak, sessizlikte, kalpten kalbe iletişim kurmak nedir, bilmiyorsun. Sadece orada bulunarak, varlığın kanalıyla iletişim kurmayı bilmiyorsun. Büyüyorsun, ve eski iletişim yöntemlerin yetmiyor. Sözel olmayan, yeni iletişim yöntemleri geliştirmen gerekiyor. İnsan olgunlaştıkça, sözel olmayan iletişime daha çok ihtiyaç duyar.


Dile ihtiyaç duyuyoruz, çünkü iletişim kurmayı bilmiyoruz. Bunu bildiğimiz zaman, yavaş yavaş, dile ihtiyacımız kalmaz. Dil, son derece ilkel bir ortam. Gerçek iletişim ortamı, sessizliktir. O yüzden, yanlış bir fikre kapılma, yoksa büyümeni durdurursun. Dilin kaybolmaya başlaması bir eksiklik değildir; bu yanlış bir fikirdir. Yeni bir şey var olmaya başladı ve eski kalıp bunu içine almaya yetmiyor. Sen büyüyorsun, elbiselerin kısa gelmeye başlıyor. Bir şey eksilmiyor; sana her gün yeni bir şey ekleniyor.


Daha çok meditasyon yaptıkça, daha çok seversin, ve daha çok ilişki kurarsın. Ve sonunda bir an gelir ki, o an sadece sessizlik işe yarar. O yüzden, bundan sonra biriyle birlikteyken ve sözcüklerle iletişim kurmadığınızda, ve sen de kendini garip hissettiğinde, mutlu ol. Sessiz kal ve o sessizliğin iletişim kurmasına izin ver.


Sevgi ilişkisinde olmadığın insanlarla ilişki kurmak için, dil gereklidir. Sevgi ilişkisinde olduğun insanlarla birlikteyken, dilsizlik gereklidir. İnsan yeniden bir çocuk gibi masumlaşmalı, sessizleşmelidir. Hareketler olur yine; bazen gülümser, el ele tutuşursun, bazen sessizce göz göze kalırsın; hiçbir şey yapmadan, sadece var olarak. Varlıklar buluşur, birleşir, ve sadece ikinizin bildiği bir şey gerçekleşir. Sadece bunu yaşayan ikiniz bilirsiniz; başka kimse farkına varmaz, öyle bir derinlikte olur her şey.


Bu sessizliğin tadına var; hisset ve tadını çıkar. Kısa zamanda anlayacaksın ki, onun kendi iletişimi var; daha büyük, daha yüksek, daha derin ve daha içten. Ve bu iletişim kutsaldır, saftır... Özgürlüktür...

Sevgiyle kalın-alıntıdır

bird of paradise 28-01-2013 10:08 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
http://youtu.be/gcT8h_8c3Ms


Ogün Sanlısoy - Ne Yerdeyim Ne Gökte - Yüxexes '07 - YouTube


http://www.youtube.com/watch?v=pjnmwxIpdtI&list=ALNb4maWNoT6QydMihzJZPFziC-xby0xqK

cansuyu 01-02-2013 03:52 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
sözcüklerin efendisi dendiği oldu bazen bana. oysa hep neye inandım biliyor musunuz Yarim?
sözcüklerin tutsağıydım, tutsağıydık; çünkü sözcükler tutsaklığımızdı.

anla/ş/ma/ma korkusuyla , değişen imgelerle aynı sözcükleri örtüştürerek anlaşamayarak savuruveriyoruz.
çünkü sessizlik denetleyemediğimiz.. ve denetleyemediğimiz herşey gibi ürktüğümüz..oysa sessizlikta sezinlediğimiz, ama tanımadıklarımız saklı.
sözcükler güvenli sularımız, sözcükler güvenli surlarımız..
sözcükler yaşanmışlığı bir tepside sunuveren, ve yaşamaktan, deneyimlemekten meneden..
tüm duyularımızın toplamından daha fazlasıdır sözcüklere maledilen,
örnek mi?
seni seviyorum sözcükleri duygudan, bakıştan, kokudan ve hatta korkudan sıyrılmış, sevginin kendisini açık ara geçivermiş değil midir?
her aşk farklı yaşandığına göre her aşkta sözcükler farklı olmalı sanıyor insan, ama hayır, sözcükler yaşanmışlığı tektipleştiriveriyor işte, tüm deneyimlerin öncesi ve ötesinde..
peki aşk yok muydu sözden önce?

yaşanmışlığı algılayış yeteneğimiz dilin bizi hapsettiği küçük ve sınırlı dünyadan misillerce zengin oysa.oysa biz sözcüklerden, sözcüklerin abartılmış egemenliğinden ötürü deneyimlerimizi bilinçli olarak sınırlıyoruz.daha az görüyor, daha az işitiyor, daha az kokluyor,dokunuyor ve tat alıyoruz; birçok deneyimi es geçiyoruz. tanımlanan herşey sınırlanmış demektir bana göre ve sözcüklerle tanımladığımız yaşamı dikkatsizce, kısıtlı yaşıyoruz.

ah ne çok korkuyoruz suskunluklardan..tanımsızlıktan..
suskunluk ki duyularımızı çığ yapan, ve iletişimin doruk noktası..çünkü bir tek sessizliğin içinde kendimizden, ikimizden ya da üçümüzden daha büyük bir şeyi paylaşmak mümkün..sessizlik, duyularla algılananların tümünün ortak noktası..ve hatta söylenen her sözcük, o bütünleşme duygusuna yapılmış bir saldırı nerdeyse..durgun suya atılan taş misali..hani taşın oluşturduğu halkalar yüzünden bulanıverir de bir daha asla aynı açık seçikliğini sermez ya önümüze..

sözcükler, geçici bir ölümsüzlük peşinde ben varım çığlığıyla koşmak gibi, sessizlik..zaman ve zamansızlık.. sonsuzluk ve toz zerreciğinin ta kendisi..
dünyayı mı sözcüklere tutsak ettik, kendi sözcüklerimizin tutsağı mı olduk ki?

cansuyu 01-02-2013 03:53 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
boşluk değil midir sözcükler arası ya da notalar arasında andan küçük bir anda ANLAtan


AN la anlamayan ANLA ile anlar mı ki?
ses olmak mıydı mesele ses duymak mı yürekte

sweeet 01-02-2013 04:17 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Ancak boşluk varsa yürekte yüreğin sesi doğru çıkar. Yüreğinin sesini dinleme vakti işte o vakit. Tüm doğrular oradadır.

sweeet 01-02-2013 04:22 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Önce dışarıdan gelen sözcüklerin sonra da içimizdeki düşüncelerin tutsağı olduk. Farkındaysan sen hükmedersin artık bunlara. Farkında değilsen onlar sana...

bird of paradise 02-02-2013 12:34 AM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Alıntı:

cansuyu Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 836490)
boşluk değil midir sözcükler arası ya da notalar arasında andan küçük bir anda ANLAtan


AN la anlamayan ANLA ile anlar mı ki?
ses olmak mıydı mesele ses duymak mı yürekte

Yeni Türkü - Sevgi Özleyendir - YouTube

Ancak boşluk varsa yürekte yüreğin sesi doğru çıkar. Yüreğinin sesini dinleme vakti işte o vakit. Tüm doğrular oradadır. sweeet üç nokta(sevgi bitmeyendir)

cansuyu 12-02-2013 09:28 AM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Dışarıya kapanmak esasen içeri açılmaktır…

Franz Kafka

bird of paradise 24-02-2013 02:24 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Bütün mesele farkında olmaktır

Yâ Hazret-i İnsan! - Ömer Tuğrul İnançer - YouTube

Cemalnur Sargut Fihimafih Dersi 3 - YouTube

bird of paradise 27-04-2013 04:54 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
pozitif düşünmek
Pozitif düşünmek ne kadar pozitif ? - YouTube

wauw 27-04-2013 11:49 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
harikasın süper bir paylaşım sizi ayakta25889

bird of paradise 27-04-2013 11:56 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
sende harikasınsapkal89

bird of paradise 17-05-2013 02:06 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
superxyhttp://youtu.be/-8tQiKx-Jtcsuperxyart56art56

bird of paradise 19-05-2013 08:55 AM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
En güzel renkler gözümde
En doğal hisler sazımda,sözümde
Yürek ister mutlu olmak,korku yaşatmaz
Tanıştım ben özümle
Şimdi ,burda
İste ,durma
Herşey mükemmel ve tam inan buna
En özel pırıltı seninle
Boşver onları yüreğinin sesini dinle Cesaret ister sevgi sunmak,korku güldürmez
Tanış sen de özünle,gerçek ‘sen’le


guitarözlem tekin - öz - YouTubeguitar

KADRU 19-05-2013 01:20 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
medtitasyon yaparken cikolata yemek etkiyi cok artilir.

bird of paradise 19-05-2013 10:14 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Alıntı:

KADRU Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 841118)
medtitasyon yaparken cikolata yemek etkiyi cok artilir.

Sen denedin mi? nereden Biliyorsun? ben ilk defa senden duydum, bu konuda bir kaynak varmı?

bird of paradise 24-05-2013 08:36 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ

Meditasyon sözcükler olmadan yaşamak demektir. Mediatif bir zihin oluşturmanın ilk adımı her şeyi sürekli sözcüklere dönüştürdüğünüzü fark etmek ve bunu durdurmaktır.



Hiçbir şeyi sözselleştirmeden, yalnızca varolduğunuz anlar olmalı. Bu bilinçsiz olduğunuz anlamına gelmez, bilinciniz hep oradadır, hatta sözler olmadığında bilinç daha keskin daha canlıdır.


Bilinç Varoluş ile birleştiğinde en derin anlamda fikir alışverişi ortaya çıkar, işte bu meditasyondur.



Gördüklerinizi sadece görün, sözcüklere dökmeden, varolduklarını farkında olun ama onları sözcüklere dönüştürmeyin, bu yapılması mümkün olmayan bir şey değildir, aksine doğal olandır. Doğal olmayan şu andaki durumdur ama her şeyi sözcüklere dökmeye o kadar alışmışız, o kadar mekanik bir hale getirmişiz ki deneyimleri sürekli sözcüklere dönüştürdüğümüzün farkında değiliz.

Sevgiyle kalın-alıntıdırsuperxysapkal89


O0Marina Abramovi? e Ulay - MoMA 2010 - YouTubeO0

KADRU 24-05-2013 09:11 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Alıntı:

bird of paradise Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 841170)
Sen denedin mi? nereden Biliyorsun? ben ilk defa senden duydum, bu konuda bir kaynak varmı?

amerikali meditasyon uzmani max simon un gelistirdigi meditasyon yontemi.Big Vision Business ? What's Working Now in Online Business, Digital Marketing, Wealth Creation, & Global Impact

bird of paradise 24-05-2013 10:17 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
gördüm sağol

KADRU 25-05-2013 08:53 AM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
milliyet gazetesinde vardi bunla ilgili bir haber bulabilirsem alintilarim.

bird of paradise 15-06-2013 06:46 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
İçsel Boşluğu Keşfetmek

Antik bir Sufi hikayesine göre, Orta Doğu'da bir yerlerde yaşayan ve sürekli olarak mutlulukla umutsuzluk arasında gidip gelen bir kral vardı. En küçük şey bile onu fazlasıyla üzer, yoğun bir içsel tepki başlatır, mutluluğu bir anda hayal kırıklığı ve umutsuzluğa dönüşürdü. Kral sonunda hayatından ve kendi durumundan bıkarak bir çıkış yolu aramaya başladı. Krallığında yaşayan ve aydınlığıyla tanınan bir bilgeyi çağırttı. Bilge adam geldiğinde, kral ona şöyle dedi: "Senin gibi olmak istiyorum. Bana hayatıma denge, dinginlik ve bilgelik getirecek bir şey verebilir misin? Bedeli neyse öderim."

"Size yardım edebilirim," dedi bilge adam. "Ama bedeli o kadar ağır ki bütün krallığınız bile yeterli gelmeyebilir. Bu yüzden, eğer kabul ederseniz, hediye olarak vermek isterim." Kral kabul etti ve bilge adam gitti.

Birkaç hafta sonra adam geri döndü ve krala yeşim taşından yapılmış çok güzel bir kutu verdi. Kral kutuyu açtı ve içinde basit bir altın yüzük buldu.

Üzerine bazı harfler kazınmıştı ve şöyle yazıyordu: Bu da geçer. "Bu da ne demek şimdi?" diye sordu kral. "Bu yüzüğü daima parmağınızda taşıyın," dedi bilge adam.

"Her ne olursa, iyi ya da kötü diye adlandırmadan, bu yüzüğe dokunun ve yazıyı okuyun. Bu şekilde, daima huzurlu olabilirsiniz."

Bu da geçer.

Bu sözleri bu kadar güçlü kılan nedir?

İlk bakışta, bu kelimeler kötü bir durumda pek rahatlık sağlayabilir gibi görünmese de, hayatınızdaki güzel şeylerin tadını çıkarmanızı da engelleyebilir. "Çok mutlu olma, çünkü uzun sürmeyecek." İyi bir duruma uyarlandığında, bu sözlerin verdiği mesaj bu değil mi?

Ama daha önce karşılaştığımız diğer iki hikayenin ışığında düşündüğünüzde, bu sözler gerçekten de büyük anlam kazanmaktadır.

Her duruma "Öyle mi?" diye karşılık veren Zen Ustası'nın hikayesi, olaylara direnç göstermemenin yararlarını vurgulamaktadır.

Diğer yandan, sürekli "Belki" diyen adamın hikayesi de yargısızlığı göstermektedir.

Bunlara şimdi bu yüzük hikayesini de eklerseniz, kendini olaylara kaptırmamanızı sağlayacak şekilde her şeyin geçici olduğunu görürsünüz.
Dirençsizlik, yargısızlık ve bağlantısızlık, gerçek özgürlüğün ve aydınlanmış yaşamın üç temel özelliğidir.

Yüzüğe kazınmış olan o sözler, size hayatınızdaki güzel şeylerin tadını çıkarmamanızı söylemiyor; zor yada acı verici bir durumda çok fazla rahatlık da sağlamıyor. Ama bundan çok daha derin bir amacı var: Her durumun geçiciliğiyle ilgili sizi uyandırmak.

Bütün durumların, diğer bir deyişle biçimlerin, geçici olduğunu fark ettiğinizde, kendinizi onlara daha az bağlarsınız ve bir ölçüde kendinizi onlardan uzaklaştırırsınız. Bağlantısız olmak, kendinizi dünyanın sunduğu güzelliklerin tadını çıkarmaktan alıkoyacağınız anlamına gelmez.

Aslında, böylelikle daha fazla zevk alırsınız. Değişimin kaçınılmazlığım ve her şeyin geçici olduğunu görüp kavradığınızda, gelecekte onları kaybetme korkusu duymadan dünyanın tüm güzelliklerinin tadını doya doya çıkarabilirsiniz.
Bağlantı kurmadığınızda, kendinizi olaylara kaptırmak yerine, onlara daha tepeden bakarsınız.

Böylece uzayın boşluğuyla sarılı bir halde Dünya'ya bakan ve bir paradoks gerçeği anlayan astronot gibi olursunuz: Dünya eşsizdir ve aynı zamanda da çok önemsizdir. Bu da geçer sözü, kendinizi olaylardan bağlantısız kılmanıza yardımcı olur ve bununla birlikte hayatınızda yeni bir boyut açılır; içsel boşluk. Yargısız, dirençsiz ve bağlantısız olduğunuzda, bu boyuta geçebilirsiniz.
Kendinizi artık tamamen biçimlerle tamamlamadığınızda, bilinç biçimsel tutsaklığından kurtulur.

Bu özgürlük, içsel boşluğun ortaya çıkışıdır. İçinizde bir dinginlik, bir huzur hissedersiniz; hatta kötü gibi görünen bir durumla karşılaşsanız bile. Bu da geçer. Aniden, olayın etrafında bir boşluk oluşur. Duygusal iniş çıkışların ve hatta acının etrafında bile bu boşluk vardır. Hepsinden öte, düşüncelerinizin arasında boşluk vardır.

O boşluktan, "bu dünyaya ait olmayan" bir huzur yayılır, çünkü bu dünya biçim, huzur ise boşluktur.

Bu, Tanrısal huzurdur.

Şimdi bu dünyadaki şeylere sahip olmadıkları bir önemi vermeden, etrafınızdaki her şeyin tadını çıkarabilirsiniz. Yaratılış dansına katılabilir, kendinizi sonuçlara bağlamadan aktif olabilir, dünya üzerine mantıksız talepler yöneltmezsiniz; beni tatmin et, beni mutlu et, beni güvende hissettir, bana kim olduğumu söyle gibi.

Dünya size bu şeyleri veremez ve böyle beklentileriniz kalmadığında, kendi kendinize yarattığınız tüm acılar da sona erer.

Bütün bu acılar, biçime aşırı değer yüklemekten ve içsel boşluğunuzun farkında olmamanızdan kaynaklanır.

Bu boyut hayatınızda kendini var ettiğinde, kendinizi içlerinde kaybetmeden, içsel olarak bağlanmadan, yani dünyaya bağımlı hale gelmeden, nesnelerin, deneyimlerin ve zevklerin tadını çıkarabilirsiniz.

Bu da geçer sözü, aslında gerçekliği gösteren bir işarettir.

Bütün biçimlerin geçici olduğunu gösterirken, aynı zamanda sonsuzluğa da işaret ederler.

Sadece içinizdeki sonsuzluk geçici olanı geçici olarak algılayabilir.

Boşluk boyutu kaybolduğunda ya da bilinmediğinde, dünyadaki nesneler ve biçimler aşırı bir önem, gerçekte sahip olmadıkları bir ciddiyet ve ağırlık kazanırlar.

Dünya biçimi olmayanın bakış açısından görülmediğinde, tehditlerle dolu bir umutsuzluk mekanı haline gelir
.

( Var Olmanın Gücü - Eckhart Tolle )

bird of paradise 30-06-2013 11:35 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Olumlama

Olumlama - NİL GÜN - YouTube

bird of paradise 30-06-2013 11:36 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Sen Mükemmelsin Kendine İzin Ver

Sen Mükemmelsin Kendine İzin Ver - YouTube

bird of paradise 30-06-2013 11:41 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Sevgi Meditasyonu

Sevgi Meditasyonu - YouTube

bird of paradise 30-06-2013 11:46 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Aşk İçin Gül Meditasyonu

Aşk İçin Gül Meditasyonu - YouTube

bird of paradise 30-06-2013 11:50 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Bolluk Bereket Meditasyonu

Bolluk Bereket Meditasyonu - YouTube

bird of paradise 30-06-2013 11:52 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Meditasyon - YouTube

bird of paradise 30-06-2013 11:55 PM

Cevap: BOŞLUĞAĞA GİRİŞ: MEDİTASYONUN GİZEMİ
 
Meditasyon Hakkında - Bölüm 1 - YouTube



Meditasyon Hakkında - Bölüm 2 - YouTube



Meditasyon Hakkında - Bölüm 3 (Son) - YouTube


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:06 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.