Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   KLASTROFOBİ (http://www.hayatimdegisti.com/forum/klastrofobi/)
-   -   Klostrofobi Nedir ?.. (http://www.hayatimdegisti.com/forum/klastrofobi/14179-klostrofobi-nedir.html)

yeni bir hayat 15-10-2008 04:32 AM

Klostrofobi Nedir ?..
 

Klostrofobi Nedir?

Klostrofobi: Latince claustrum (kapalı kalınan yer) kelimesiyle, Yunanca phobia (φόβος), yani “korku” kelimelerinden oluşmuştur

Kapalı, sıkışık ortamlarda bulunmaktan korkmaya psikiyatride Klostrofobi adı veriliyor. Klostrofobisi olanlar, tren, asansör, uçak gibi yerlerde panik atağı yaşamaktan veya panik atağı yaşama korkusundan yakınıyorlar. Yine, panik atağı yaşayanlarda sıklıkla klostrofobi ortaya çıktığı da gözlenmiş...

http://www.hizliresim.com/2008/10/15/624.gif

Eğer panik atağı, kapalı bir mekanda ortaya çıkıyorsa, bunun sebebi olarak “dışarı çıkamama korkusu” gösterilir. Klostrofobikler kapalı mekanlarda nefes almakta zorlandıklarını zannederler. Pek çok psikiyatrik problem gibi, klostrofobi de, çocuklukta yaşanan travmalara bağlı olarak gelişebilir..

Klostrofobikler, tıpta sıklıkla kullanılan tanı yöntemlerinden olan MR (Manyetik Rezonans görüntüleme) kullanımı sırasında da sıkıntılar yaşarlar. Bu problem, klostrofobinin sıklığının diğer fobi türlerine göre daha doğru ölçülebilmesine yol açmıştır. ABD’de MR çekilmeden önce geçmişi sorgulanan kişilerin % 5 ila 10.6’sında klostrofobi olduğu gözlenmiştir. Bundan başka, hastaların %7’sinde tanımlanmamış klostrofobi bulunduğu ve MR çekimi sırasında işlemi yarıda keserek cihazdan çıktıkları belirlenmiştir. Hastaların %30′unda ise, kapalı bir ortamda uzun süre kapalı kalmaya bağlı hafif endişe hali görülmüştür.

Klostrofobi’nin yaşam boyu görünme ihtimali %7.2 ila %11.3 arasındadır.Bir başka deyişle Türkiye nüfusunu 70 milyon kabul edersek, Türkiye’de yaklaşık 5-8 milyon klostrofobik bulunduğunu söyleyebiliriz.

Klostrofobi, diğer fobiler gibi, davranış terapisinden ilaç tedavisine kadar geniş bir yelpazedeki tedavi şekilleriyle tedavi edilir. Hipnozun da tedavide yeri olduğu söylenmektedir.

http://www.hizliresim.com/2008/10/15/635.gif

George Washington ölmeden önce uşaklarından ne istemişti biliyor musunuz? Onu bilmiyorsanız, intercom sistemli tabutları, “Toprağı bol olsun” sözünün kökenini de bilmiyorsunuzdur. “Bunların klostrofobiyle ne alakası var?” demeyin. Çünkü kapalı alanlarda kalma korkusu, bir sektörün ortaya çıkmasına yol açmış...

Ortaçağ’da Avrupa’da, öldü zannedilenlerin diri diri gömülmelerine sıkça rastlandığı bilinmektedir. O yıllarda mezarlıklarda yer kalmayınca bazı mezarların boşaltılarak, yerine başkalarının defnedilmesi fikri ortaya atılır. “Yer nasıl yetmemiş?” demeyin. O dönemde pislik içinde yüzen Avrupa’da veba gibi onlarca hastalık onbinlerce ölüme sebep olurlar ve bu ani ölümler sebebiyle mezarlıklarda yer bulunmaması pek de garip değildir.

Zaten Avrupa’da mezarların boşaltılması çok zor da değildir. Zira o yıllarda Avrupa’da ölüler yüzeye çok yakın gömülürler. Bu yüzden yabani hayvanlar ölüleri kolayca topraktan çıkarır, hastalıkların daha da yayılmasına sebep olurlar. “Toprağı bol olsun” ifadesinin o günlere dayandığı söylenir.

Mezarlıkları boşaltarak ölülere yer açmak isteyenler, garip bir durumla karşılaşırlar: Açtıkları her 25 tabutun (Wikipedia 20 olduğunu söylüyor) birinde, tabutun iç tarafında kazıntı izleri olduğu görülür. Buradan, insanların diri diri gömüldüğü anlaşılır.
Buraya kadar genel kabul olsa da, bu noktadan sonra, farklı kişiler birbirinden tamamen farklı fikirler ortaya atıyorlar.

İnternet sitelerinde sık dolaşan bir yazı, konuyu şöyle devam ettiriyor:
O yıllarda bu haberlerle dehşete düşenler, değişik korunma yöntemleri üretirler. Kimisi çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağlamayı uygun bulur. Bir kişinin bütün gece mezarlıkta oturup zili dinlediği söylenir ki, bu işe mezarlık nöbeti (graveyard shift) adı vermeyi uygun görürler.
Gömülenlerin bazıları zil sayesinde kurtulur (saved by the bell), bazıları da kurtulamaz dead ringer olur.
Bazı İngilizce kaynaklar ise, “saved by the bell” (Zil sayesinde kurtuldu) ifadesinin bokstan gelen bir deyim olduğunu, “dead ringer”ın at yarışlarında kullanıldığını ve “graveyard shift” ifadesinin de 20. yüzyılda ortaya çıktığını söylüyorlar.

ABD’nin ilk başkanı George Washington, bu tarihi hikayeleri bildiğinden olacak, ölüm döşeğindeyken, hizmetçilerinin kendi ölümünden sonra defin için 3 gün bekleyeceklerine söz vermelerini ister..

Eh bu konu fazla dillere dolanınca, “Arz-talep” dengesi devreye girer, “Ya başımıza böyle bir şey gelirse?” diye konuya bir çözüm arayanlar için enteresan projeler geliştirilir...

http://www.hizliresim.com/2008/10/15/635.gif



Arkadaşın evine gidilir ve gece kalınacaktır.Her şey güzeldir, fakat arkadaşın annesi sigara içmeye izin vermez evin içinde.



kamil :ayşe teyze biz biraz dışarı çıkıp hava alalım diyoruz.

ayşe teyze :neden?

kamil :şey ıı..benim klostrofobim var da.

ayşe teyze :o ne demek evladım...

kamil :kapalı ortamda fazla bulunamama hastalığı.bilirsiniz işte

ayşe teyze :hımm.. faruk oğlum arkadaşının evinin üstü açık galiba. girlhaha



Elektra 05-04-2010 05:22 PM

Cevap: Klostrofobi Nedir ?..
 
Çok tatlısın Gülşen ablam y789 Paylaşım için teşekkürler...alk78

sweeet 10-02-2012 12:08 PM

Cevap: Klostrofobi Nedir ?..
 
Yukarıdaki yazıyı ile birkaç ortak noktası olsa da yazı bütünlüğünü bozmamamak için tamamını paylaşıyorum. Bilgilendirici olması dileğiyle:

KLOSTROFOBİ

Yeterince hava alamadığını zannetme,terleme, titreme, nefes darlığı, bayılacakmış gibi olma, baş dönmesi, bulantı, uyuşma... Bunlar klostrofobinin belirtileri...


Bu belirtiler birkaç defa yaşandıktan sonra kişi artık kapalı yerlerden kaçar, asansöre, uçağa binemez, sinemaya gidemez hâle gelir.

Asansör, uçak, tren, gemi kamarası gibi küçük ve kapalı yerlerde kapana kısılmış ve boğulacak gibi hissediyorsanız muhtemelen klostorofobiniz var. Kapalı yerde kalma korkunuz günlük yaşamınızı etkiliyorsa, örneğin artık hiç asansöre binemiyor, sinemaya gidemiyorsanız doktora başvurmanız şart. Maltepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Peykan Gökalp anlattı.


Klostrofobi nedir?


Kapalı yerlerde bulunmakla ilgili mantıklı olmayan, orantısız korkuya klostrofobi diyoruz.Klostrofobisi olanlar genellikle kendilerini asansör, uçak, tren, gemi kamarası gibi nispeten küçük ve kapalı yerlerde rahatsız hissederler. Mekan geniş olsa bile kapıları kapalı, pencereleri dar ve az sayıda olan kalabalık yerlerde de korku duyarlar.


Belirtileri neler?


Az önce belirttiğimiz ortamlarda kişi kendini kapana kısılmış gibi hisseder. Sanki duvarlar üstüne geliyormuş gibidir. En sık rastlanan yakınma ise bu ortamlarda boğulacak gibi olma duygusudur. Bedende de bazı değişiklikler görülür. Örneğin çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, yeterince hava alamadığını hissetme, bayılacakmış gibi olma, baş dönmesi, bulantı, ellerde, kollarda, bazen bacaklarda karıncalanma-uyuşma ortaya çıkabilir.


Korku birkaç defa yaşandıktan sonra kişi kapalı yerlerden uzak durur. Yani artık asansöre, uçağa binilmez, kapalı odalara, sinema gibi ortamlara girilmez. Eğer kişi kapalı bir oda veya salona girmek zorundaysa, ilk iş olarak çıkış kapılarını, pencereleri kontrol eder, kapıya yakın oturur. Eğer mümkünse kapıların kapatılmasını engeller.


Hastaların ortak özellikleri neler?


Klostrofobisi olanlar genellikle gergin, kaygı seviyesi yüksek, yaşamlarını korktukları duruma göre ayarlayan kişilerdir.


Kapalı yer korkusu ne sıklıkta görülür?


Toplumdaki kişilerin yüzde 7 -10’unda hafiften şiddetliye kadar farklı derecelerde kapalı yer korkusu görülüyor. Ancak şiddetli klostrofobi nüfusun yüzde 2’sinde ortaya çıkıyor. Yani 100 kişiden 2’si hiçbir şekilde kapalı bir mekana giremiyor. Bazı insanlarda kapalı yer korkusu bazen MR (emar) denilen görüntüleme tekniği sırasında ortaya çıkıyor. MR çektiren en az 10 kişiden birinde ilk defa klostrofobiye dayalı panik atak görülebiliyor. Hatta bazen tetkik tamamlanamıyor.


Klostrofobinin nedenleri neler?


Aslında tek bir nedeni yok. Çocukluk veya ergenlik döneminde yaşanmış korkutucu bir olay, örneğin cezalandırma amacıyla küçük bir odaya kilitlenmek klostrofobiye sebep olabilir. Bazen bir filmde hatta rüyada görülen tutsaklıktan etkilenme söz konusu olabilir. Klostrofobikler aile bireylerinden de etkilenebilir. Çok kaygılı, evhamlı ya da panik atak yaşayan, korkularını kontrol altına alamayan bir ana-baba çocuğunun da fobik olmasına zemin hazırlayabilir.


Bazen mizaç özelliklerine bağlı olarak çok küçük yaştan itibaren çocukların davranışlarında tutukluk görülür. Bu çocuklarda annesine yapışma, yeni durumlara uyum göstermekte zorlanma ve kolayca heyecanlanma görülebilir. İşte bu çocuklarda daha sonra klostrofobi veya diğer fobiler ortaya çıkabilir.


Posta Gazetesi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:27 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.