![]() |
Artık Ayrılsak Diyorum Merhabalar hepinize, Yeni bir kitap okudum ve sizinle paylaşmak istedim. Pakize Barışta benim bu kitabı alıp okumamı sağlamıştı, okuduğum makalesini size aynen gönderiyorum. Belli mi olur, kimileri ayrılır kimileri barışır bu dünyada. Ancak kendi ilişkilerinize dair yeni bir bakış açısı ve yaşadığınız kimi benzer olaylara başka bir yorum görmek isterseniz öneririm. cat56 Edebiyat, sistemin ve erkek egemen düzenin bozduğu uyumun da peşine düşer. Ve her fırsatta uyumsuzluğun evrensel mağduru olan kadının yanında yer alır; özellikle kadın kaleminden çıkan yazısıyla. Modern zamanlarla birlikte daha bir kıvraklık, incelik ve kendini koruyucu maniyerler edinen erkek egemenliği, kadını yıpratırken, sanatsal bir hayat ustalığı uygular âdeta. Edebiyat da, erkeğin bu hayat ustalığını kuyruğundan yakalayıverir işte. Hem de bazen hiç umulmadık bir halde ve zamanda. Erkek, çıplaktır artık! Neslihan Acu’nun Artık Ayrılsak Diyorum romanında olduğu gibi. Yazar, uyumu bozana –erkek egemene- iyi bir çelme takıyor romanında; belirli bir duyarlılığa sahip olmadan, alabildiğine duygulanan erkekler var bu romanda! Ve bir kadının, mutlu olmak için bu erkeklerden âdeta mutluluk dilenmesinin –hem de ne pahasına- insani çabası var; bir kadının aşk için, şefkat için nelere katlanabildiğine de tanık oluyoruz aynı zamanda. Artık Ayrılsak Diyorum adlı romanın başkahramanı Esma, kadın olduğunu hissetmek istiyor; erkeğinin kendisini bir kadın olarak değerlendirmesini arzuluyor; yani kocasının onu bir karı, bir anne olarak değil de, aşkla, aşkın bir dişi öznesi olarak sevmesini, ilgilenmesini bekliyor. Oysa hayatındaki erkekler (kocası ve sevgilileri) için Esma; onların iri iri laflarına, vaatlerine ve gösterişli davranışlarına rağmen, önünde sonunda kullanılan; sistemin ve erkek egemen düzenin içinde –pek çok kadın gibi- hırpalanan bir kadındır: “Açılmayan telefonun, gelmeyen mesajın acısıyla öylece otururken ve bundan sonra ne yapacağını düşünürken, kendisini gitgide grileşen dalgalı bir denizde yol alan ıssız bir gemi gibi hissediyordu. Bu bir işkenceydi. Her şey bitti sanırken, yarı ölmüşlüğü kabullenmişken, birden, hayat pırıltılı bir oyuncak sunuyor ve canlandırıveriyordu insanı. Ama hemen sonra oyuncağı geri alıyordu. Ve ‘Hadi’ diyordu insana, ‘bir kez daha öl şimdi!’ (...)” Neslihan Acu, derinliği olan, ruhsal çözümlemeleri güçlü karakterler yaratmış, Artık Ayrılsak Diyorum’da. Hayatın gerçekleriyle gerçeklikleri arasında kimi zaman gidip gelen, çoğunluk olarak da bunların arasında sıkışıp kalan –özellikle erkek- karakterler bunlar. Yazar, bu roman kişilerini çok yönlü, çok katmanlı ve çok açılı olarak ele alıyor.. sonuçta ortaya oldukça zengin bir anlatım çıkıyor. Neslihan Acu’nun bu anlatımında tekrar unsuru da yer alıyor; ancak, yazarın bu tekrarları okuru sıkmıyor; her tekrarında ortaya yeni bir katkı konmuş oluyor çünkü, yeni bir çekmece açılmış oluyor. Artık Ayrılsak Diyorum, ilginç bir kadın olayı hikâyesi; kadın hep bekliyor, kadın hep umutlanıyor. Sanki, kadının kaderi bu! Esma, kocasının aşırı duyarsızlığına ve hatta gaddarlığına tahammül edemiyor artık ve çantasını alıp, evini (kocasını ve çocuğunu) terk ederken bile, o büyük umutsuzluğu içinde yine de bir umut hayal ediyor: “(...)‘Beni ararsan, özlersen... Haber verirsin. Sen benim kocamsın ve hep öyle kalacaksın. Yeniden başlayamayız ama yeni bir şeye başlayabiliriz.’ Çıkarken sanki arkasında bir mırıltı duyar gibi oldu. Hafif bir ses... Eli kapıda, durdu iki saniye. Hayır, ses yoktu. Ne fark eder, dedi kendi kendine. Artık korkmuyordu. Tüm acıların yükseldiği, yükseldiği ve sonra orada patlayıp toz duman olduğu, dağılıp havaya karıştığı bir yer vardı. Oradaydı. Bu işin bitmediğini biliyordu. Yeniden umutlanacaktı, yeniden isteyecekti, yeniden düşleyecekti, yeniden acılar çekecekti. İyi de, dedi kendi kendine, yaşamak böyle bir şey değil mi zaten?” Neslihan Acu, Artık Ayrılsak Diyorum’da bu toplumun, özü ve düzeyi tartışılacak modernitesini de sorguluyor aynı zamanda; erkek egemenin, bir türlü olması gerektiği gibi modernleşememesini, onun yerine bir pseudo modernite omurgasızlığıyla umutsuzca kimlik arayışı içinde çırpınıp durmasını anlatıyor. Neslihan Acu, yeni romanında, duyguların detaylarında başarılı bir gezinti yaparken, yalın edebî diliyle de dikkat çekiyor. (Artık Ayrılsak Diyorum, Neslihan Acu, Doğan Kitap) |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum hala böyle hanımlar varmı eski annelerimiz haricinde sanmıyorum, böyle bir insanla tanışayım gerçekten ömrüm boyunca baş tacı ederim, gerçekten etkilendim niyeyse.. "Beni ararsan, özlersen... Haber verirsin. Sen benim kocamsın ve hep öyle kalacaksın. Yeniden başlayamayız ama yeni bir şeye başlayabiliriz" |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum Canım tanıştığımıza memnun oldum öyleyse, çünkü ben de aynen böyle düşünüyor ve böyle hareket ediyorum. Sanırım bu kitabın beni en çok etkileyen yanı da bu oldu. Beni bana anlattı. Tüm kırılganlığımı da aldı götürdü. Olması gereken de bu değil mi??? Senelerce birbirine bir şeyler katmışsın eşinle, sonrasında sövüp saymak niye. Yollar, düşünceler değişir ancak mazi değişmez. Onu güzelliğiyle koruyabilmek ve bir sonraki hayata su gibi başlayabilmek için yola çıkarken yarattığın saygıyı bitirirken de korumak gerekiyor. Eğer ilgilenirsen, "Ben seni unutmayacağım", diye bir şiir eklemiştim, oradaki konuşmalar da burada yazdıklarımı biraz daha genişletir ve farklı açıdan gösterir. Umarım beğenirsin. Okursan ve fikirlerini benimle paylaşırsan çok memnun olurum. Sevgiyle kal. |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum bir erkek gözüyle okudumda bahsettiğin şiiri , evet hem çok iddilalı hemde çok etkileyici, değişen zaman içinde gerçek değerlerin yerini sanal olan aldı, vefalı olmak insan olmak demode oldu, "seni gerçekten seviyorum, bir daha deniyelim" demek gurura sığdırılmaz bir haysiyeti aşağılara almak oldu, 2. bir şans istemek yada vermek ise budalalık... ne diyeyim Allah kimseyi böyle zor tercihler vereceği duruma düşürmesin... tavsiyem yeni, başlık açtım tuna kiremitçiyle ilgili köşe yazılarını takip etmen süper bir adam benide köşesine alarak gururlandırdı sağolsun, sn kiremitçi tr deki ilişkileri belkide en iyi algılayan yansıtan bir vatandaş tavsiye ederim... |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum "Tüm acıların yükseldiği, yükseldiği ve sonra orada patlayıp toz duman olduğu, dağılıp havaya karıştığı bir yer vardı. Oradaydı. " Çok güzel bir tasvir, güzel bir paylaşım. Teşekkürler... |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum Kesinlikle katılıyorum sana. Ama yollar evliliğin içinde ayrıldığında bir daha kavuşması da zor oluyor. Sevginin anlamsızlaştığı, hiçbir şeyi halledemediği bir nokta var. Geçmişte yaşananların insanı tırım tırım tırmaladığı, karşılıklı nefes alınamayan noktalar var. Hiç kolay değil inana bana. Atlatılıyor. Atlatılacak da. Sadece saygıyı kaybetmeden düzgün cümlelerle kişi kendini ifade edebilsin. Aldatmadan, çirkinleşmeden bitirebilsin. Aşk öyle güzel bir hastalık ki... Ne kadar süreceğini karşılıklı bireyler belirliyor. Bazen en büyük darbelere dayanıyor, bazen bir cümle karşısında son nefesini veriyor. Hayat ve aşk çok büyük mücadeleler gerektiriyor, aynı zamanda da bir o kadar yalın, naif. Keşke hep yalın ve temiz kalsa. Hatırlar mısınız bilmem bir şiir vardı, "Bana sağlığımda bağışlanmayan sevgiyi, hastalığımda göstermeyiniz, istem..." diye biten. (Aşağı yukarı böyle bir şeydi.) Ben de aynı şeyi hissediyorum şimdi. Zamanında yapılmayanlar, geç kalınan ilgilenmeler için son tren çoktan kalktı. Ben de şimdi sadece garip bir hüzünle o trenin penceresinden dışarıyı izliyor gibiyim. Yaralarını kendi sarmalı insan. ....“Bırak gitsin, sevmek tek kişilik” derdim. “Aşk zaten hastalıklı bir hal” derdim. “Sen sevdikçe büyürsün, kadınlar hep daha cesur” derdim. “Kimi sevdiğin önemli değil, önemli olan sevme becerin” derdim. Ama artık biliyorum ki, artık öğretildim ki “kimi sevdiğin” de önemliymiş. Uzun yolu göze alamayana kelebek olunmazmış bebeğim. Nefesi yetmeyenle dipte hazine aranmazmış. Aşkın ibadetini bilmeyene bayram bağışlanmazmış... Sen de “bağışlama” artık, ne olur. Bunu da eklemeden edemedim. |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum paylaşım için saol. |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum harika bir başlık olmuş bluepebbless... çok etkilendim... tam olarak şu zamanda okumam gereken bir kitap galiba... beni de bana anlatacak, yaralarımı sarmasa da en azından neden yaralandığımı ve neden içten içe kanadığımı anlatacak gibi geldi bana... =) çok teşekkürler paylaşımın için =) |
Cevap: Artık Ayrılsak Diyorum Alıntı:
Bence de bu kitabı okuman senin bambaşka yönlere de bakmanı sağlayacak. Güneş her gün batar, bambaşka bir yerde yeniden doğar. O başmbaşka noktaların da varlığını gözden kaçırmamanı, yeniliklere her daim açık olmanı dilerim. Hayatta hiçkimsenin hedefi bir insan olmamalı. Hedefi kendimiz olarak belirlediğimizde, kendimizi ileri taşımak olarak belirlediğimize önce kendimize sonra da çevremize daha fazla ışık saçabiliyoruz. Sen önce, ben neleri hak ediyorum diye bir düşün. Bir anda bu boğucu düşünceleri hak etmediğini anlayacaksın. Kendine değer vermeyi, kendini sevmeyi, kendini ödüllendirmeyi asla ihmal etme. Dilerim yeni bir hayatın başladığını artık görür ve geri dönüşlerin imkansız olduğunu anlarsın. Ayrıldığın sevgilinle yeniden başlasan bile, yepyeni bir başlangıç olacak. Nostalji güzel şey, ama fazla doz depresyon yapar canım. Amman diyeyim... cat56 |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:39 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.