![]() |
Aykırı görüş Arkadaşlar hep birbirimize aynı şeyleri söyleyip duruyoruz. sanki aynayla konuşuyoruz. Bazen aykırı görüşleride tartışmak lazım. burada derlediğim bazı ayrıkı görüşleri paylaşacağım sizin geri dönüşlerinizle tartışmaya devam ederiz. Psikolog Robert Wiseman, insanların zor kazandıkları paralarını guruların saçmalıklarına nasıl kolayca ödediğini anlamak için basit bir deney tasarlar. Bir dükkandan küçük bir perde zili satın alır ve bir alışveriş merkezinde gezinen insanları deneyine katılımcı yapar. Deney üç aşamalıdır. Birinci aşamada insanlara bu perde zilini ellerine almalarını ve hissettiklerini söylemeleri istenir. Herkes tahmin edildiği şekilde bir şey hissetmez. Sonra bu zile kaç para verecekleri sorulur. Katılımcılar hiç para vermeyeceklerini söylerler. Wiseman, deneyin ikinci aşamasına biraz psikolojik yönlendirme eklemeyi düşünür. Deneye katılanlara psikolog olduğunu ve belli bir psikolojik amaç için bu zili tasarladığını söyler. Yine zili ellerinde tutanlara neler hissettiğini sorar. Yanıtlar bu kez farklıdır. Katılımcıların bir kısmı zilin kendilerini rahatlatmış olduğunu söylerken, bir kısmı da hafif bir karıncalanma duyduklarını söyler. Bu zile ne kadar ödeyecekleri sorulduğunda ise katılımcılar 5-8 pound arası fiyat biçerler. Wiseman, bu kez deneyin üçüncü aşamasını uygular. Beyaz bir önlük giyer ve zili bir kutuya koyar. Sonra da zil çok özelmiş hissi vererek “dürüst geribildirim” alabileceği insanları araştırdığını söyler. Deneye katılanlar, zili ellerine alınca uyuşturuldukları hissine kapıldıklarını söylerler. Ellerinde elektrik akımı oluştuğunu belirtirler ve manyetik alanlarının değiştiğini ifade ederler. Bakışlar, davranışlar ve sözler oldukça değişmiştir. Peki bu zile kaç para verirsiniz diye sorulduğunda 15-25 pound cevabı gelmiştir. Yarım poundluk zile tam 25 pound verilmiştir. |
Cevap: Aykırı görüş Aslında bu pek aykırı görüş gibi olmamış. Tamam guruların yöntemlerini saçma bulabilir insan ama bu deney düşünce gücünün ne kadar etkili olduğunu ispatlamış gayet. Birisi guruların yöntemleri aracılığıyla düşünce gücünü kontrol eder, bi diğeri başka bi yöntem aracılığıyla... |
Cevap: Aykırı görüş Öylede bakalbilirsin benzer deneyler düşünce gücünün etkisi içinde anlatılıyor hatta sitede bende sitede düşünce gücünün başarısını anlatıldığı bir çok deneyden bahseden bir yazı çevirmiştim. Ancak bizdeki değişiklik yaşadığımız dünyayı, çevremizi değiştirmemize yardımcı oluyormu yoksa sadece kendimizi kandırmamıza mı yarıyor. |
Cevap: Aykırı görüş Kendini kandırabilmek bir güçse bunu olumlu yönde kullanabilmek de marifettir. Bence de aykırı görüş olmamış. Olumlu düşünmeyi zaten hayat biçimi olarak kabullenmeyip sadece kandırmaca olarak görenler tam anlamıyla hiç bir zaman başarılı olamayacaklar bu konuda. Bu benim kişisel görüşüm. Deneyimlerimden ve gözlemlerimden çıkardığım sonuçtur. Sevgiler. |
Cevap: Aykırı görüş Ama aykırı görüşleri tartışma fikri bana çok güzel geldi. Birbirimize sorular sorup cevaplar verelim ki gelişebilelim, düşüncelerimiz otursun. Soru sormayı çok severim de ben :) Tam benlik bi başlık olmuş. |
Cevap: Aykırı görüş neden para kazanmak, biriktirmek, sürekli daha fazla kazanmak, sonra daha fazla kazanmaya çalışıyor insanlar? bana çok saçma geliyor.. belki de dövüş kulübü müptelası olduğum içindir :D |
Cevap: Aykırı görüş Kendilerini diğer insanlardan farklı ve imtiyaz sahibi hissetmek istiyolarda ondan. Bunun için şık villalar, yatlar, paris'te akşam yemekleri, gökdelenler, egzotik seyahatler... Hepsi kupkuru, yavan, bomboş ruhlarını gizlemek için... |
Cevap: Aykırı görüş Fight club' ı ben de çok severim. Her bi repliği benim icin cok önemli. En çok sevdiğim edward norton'ın marla icin söylediği replik; "Damağındaki o küçük çizik... Dilinle oynamasan hemen geçer ama duramıyorsun. Oynuyorsun..." |
Cevap: Aykırı görüş bana çekilmez geliyor bu içinde bulundukları durum, ama mesela böyle yaşamak isteyen birine karşı bir şey de demiyorum, veyahut demiyoruz.. o da belki de bir nevi kısır döngü içinde gerçek farkındalıktan uzak bir yaşantı sürdürüyor.. mesela bazen kendimi yakalıyorum bu girdaba yakalanmışken.. toparlanmaya çalışıyorum, ama büyük ihtimalle yakalayamadığım da oluyordur. ve illâ ki, beni de benim başkalarını izlediğim gibi izleyen vardır, yahut yoktur.. eğer varsa, bunu bana söylemesini seçmek şansına sahip olmak isterdim. inancıma göre zaten bir gün söylenecek ama daha öncesinde söylensin isterdim.. tabi varsa sevincli |
Cevap: Aykırı görüş Evet o girdaba hepimiz zaman zaman giriyoruz, hep derin derin düşünemezki insan. Bazen yüzeysel takıldığımız, monotonlaştığımız zamanlar illaki oluyo. Ama zengin iş adamları çektikleri bu kısır döngü için üstüne bi de para veriyolar :D |
Cevap: Aykırı görüş Alıntı:
Alıntı:
|
Cevap: Aykırı görüş Yes man'i de izledim. Jim carrey varsa o filmi gözüm kapalı izlerim arkadaş :D Peki benim de bi sorum olucak. Bi kitapta şöyle bi söz gördüm; "Meleklerin ninnileriyle mi büyütüldünüz? İşte o zaman şeytan'ın fısıldadıklarını çok daha iyi duyabilirsiniz." Bu söz benim bayaa aklımı kurcaladı. Sonuçta içimizde aydınlık taraf kadar karanlık bi tarafta var. Biz hep aydınlık tarafta kalmaya çalışıyoruz ama bu yüzden karanlık taraf daha mı güçleniyo içimizde? Yaşadığımız sevgiler kadar nefretlerimizi de sonuna kadar yaşasak ve yansıtsak mı? Bi de iyi ve kötü olmamızın koşulu nedir? Aynı kitapta "İçgüdülerimiz olmasa kimse kötü; çıkarlarımız olmasa kimse iyi olmazdı." diyo. Biraz düşününce evet doğru geliyo bu söz. |
Cevap: Aykırı görüş Alıntı:
aynen, jim carrey dibine kadar sevincli ya, senin bahsettiğin ve türevi konularda ben de çok düşündüm, ama bak bi de bu öyküyü okumanı istiyorum, ondan sonra nasıl bir kanıya varacağını merak ediyorum: Yaşlı Kızılderili reis kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz diğeri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illede siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık.O merakla sordu dedesine; -Dede bu iki köpeği niye hep kulübenin önünde tutuyorsun? Hem de niye biri siyah diğeri beyaz? Yaşlı reis, bilgece gülümsedi ve torununun sırtını sıvazladı ve: -Onlar benim için iki simgedir. Çocuk : -Neyin simgesi? -İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilik ve kötülük durmadan içimizde mücadele eder.Onları seyrettikçe ben hep bunları düşünürüm. Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi: -Peki hangisi kazanır bu mücadeleyi? Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa : -Hangisi mi evlat? Ben hangisini beslersem o kazanır. karanlık taraf yerinde durmuyor, binbir suratla - sürekli farklı yollar yöntemler şekiller mücadele türleri deniyor.. onun görevi de o bi yerde, aydınlık tarafta kalmayı istiyoruz ya biz söylediğin gibi, o diğer tarafın oyunlarını keşfedip farkına varıp onu etkisiz kıldığımız ölçüde bunu başarıyoruz.. yani ben başaramıyorum khkh56 ama yapan yapıyor y789 mesela sen neden yaşıyorsun? varlık sebebin nedir? kendi adıma konuşuyorum, benim mesela İslam dini. Bu yolda ne kadar başarılı olduğum, emir ve yasaklara ne kadar uyduğum kaçındığım konusunda kendimi paralayasım var, ama hani bu var - iyi yada kötü ayırdında olmaya çalışıyorum. Bi çaba var.. Bir başkası için başka bir şeydir, mesela Kabaladır, ya da böyle bir inancı olmayan için doğadır, tabiattır.. Ya da, mesela modernizmdir, başka biri için postmodernizm olabilir.. şahsi kanaatim, bu esaslı tespiti yaptıktan sonra neyi, hangi duyguyu, hangi hissi ne şekilde yaşayıp kime ne yansıtması gerektiğini ölçüp tarttıktan sonra uygulamaya geçmeli insan.. ben bunları söylüyorum ama sadece teorik olarak, uygulama aşamasında sınıfta kalıyorum malesef sigrt56 şu an en son yazdığını *İçgüdülerimiz olmasa kimse kötü; çıkarlarımız olmasa kimse iyi olmazdı.* düşünemiyorum, ama okudum da biraz korktum gulensmiley gerçek olma ihtimalinden korktum bunun ki öyle gibi gözüküyor hy789 beklentiler deniyor mesela. insan beklentiye girmediği zaman sanki dah özgür. mesela fıkra anlatıyorum, pardon anlatamıyorum smil56 millet gülsün diye bekleyince ve insanlar gülmeyince bozuluyorum, ama öyle bi beklentiye kapılmadan sadece anlatmaya yoğunlaşınca böyle bir şey olmuyor. gülüp, beni kaale almalarını ve egomu tatmin etmelerini beklediğimde ve bu olmadığında odun gibi hissediyorum :D çıkar ilişkisi cat56 ama bunu kapitalizmden ve liberalizmden ayrı düşünmememiz gerektiği kanısındayım, sen ne dersin? bir de, bu hikâyeler var ya, onlar hakkında ne düşünüyorsun; sence yazı içinde kullanmak insanda nasıl etki bırakıyor? ben okuyunca pek bi içime işliyor ama açıkçası çabuk unutuyorum ve pek de güvenemiyorum çünkü kurgu..?? |
Cevap: Aykırı görüş Maviinci teşekkür ederim valla, sorular sorup tartışmak, benim bu hayatta en haz aldığım şeylerden biridir. Bugün dışarıya çıktım, çok sevdiğim ağaçlı bi yol var pek kimse olmuyo o tarafta, müzik dinleyip çiçek kokuları eşliğinde yürümeyi çok seviyorum. Neyse işte bugün o yolda yürürken bu konuyu düşündüm. Tamam aydınlık tarafta kalmaya çalışıyoruz ama neden kötü şeyler bazen çok cezbedici olabiliyo? Neden hep "iyi" kalamıyoruz? Hani derler ya, rahatın mı battı diye. Kötülüğün çok gerekli bişey olduğunu anladım düşününce. İyiliğin kıymetini bu şekilde bilebiliriz çünkü. Kötülük olmasaydı hep iyilik hep iyilik içimiz şişerdi sıkılırdık valla :) Hepimiz zaman zaman kötülükler yaptık ama insan kendini hep haklı görme eğiliminde olduğu için kimse kötü değil kendine göre. İyi ve kötü ayrımını yapmaya çalışmak lazım tabi ama bi kötülük yaptığında bi bahaneler bi kulplar uydurmaya çalışıyo insan, kendini bi şekilde haklı buluyo işte. Herkes kendi mutluluğu için yaşıyo , onun için çıkarlarımız olmasaydı kimse iyi olmazdı. Bence de çok korkunç bi söz ama doğru. Kapitalizmin bi getirisi olarakta düşünülebilir ama insanın doğasında var bu. Bence kapitalizm olmasaydı yine çıkarları için yaşardı insan. Hayattaki amacımı sormuşsun ama inan bunu ben de soruyorum kendime devamlı ve kesin bi cevap alamıyorum :) Yani özgürce, hayatın bütün güzelliklerini yaşamak ve senin de dediğin gibi bi beklentiye girmeden sonuna kadar sevmek herşeyi diyebilirim belki. Hippi misin nesin diyebilirsin :) Ama sınıfta kalıyorum ben de işte, başaramıyorum. Hangi hikayeleri soruyosun, bu kızılderili hikayesi gibi olanları mı? Yazının anlatmak istediğini pekiştirmek için iyi bence. |
Cevap: Aykırı görüş Alıntı:
söylediklerine katılıyorum, bana söylenecek söz bırakmadın zaten ;)) şey çok zor ama ya, mesela çıkamıyorsun işin içinden, kendi çıkarını düşünerek hareket ettiğinin farkına vardığında.. bazen hatırlıyorum, sürekli kendime yükleniyordum ya ne biçim bi insansın, sırf kendini düşünüyorsun, çok bencilsin vs.. o kadar zorlamışım ki kendimi, hâlâ sıkıntılarını çekiyorum. bi süreç, olgunlaşma süreci tabi. bu arada, senin yaptığın gibi tek başına kalıp birşeyler üzerine düşünebilmek çok güzel, yani insana manevi ayna oluyor. zamanında mesela yalnızlık, tek başınalık bana ölüm gibi gelirdi, kalamazdım yanımda kimse olmadan ve kalsam bile sıkıntılara girerdim binbir türlü.. alışınca çok hoş oluyor müzik dinlerken o ritme ayak uydurmak, pantolonumun paçalarını birbirine sürterek ritim oluşturmak, ayakkabımın yere basarken çıkardığı sesle müzik yapmak, parmak şıklatmak... neyse, amacımdan saptım :D öyle yani ;) güzel şeyler bunlar, küçük ama güzel şeyler.. bi an düşünce, hisleri yakaladın mı bırakmayacaksın ki ardı arkası da gelsin :)) hippi olasın skan67 şaka bi yana, keşke hippi olsam ben de hpm2 canı gönülden istiyorum sanırım :D evet, o hikâye sorusunu aslında bu konuşmalar devam etsin diye sordum :D da pek olmadı gibi, sanırım olağan akışına bırakmak lazım ;) |
Cevap: Aykırı görüş Hepimiz kendi çıkarımız için yaşıyo olsakta, zaman zaman öfkelenip nefret kussakta, isyan etsekte hayat çok güzel be :) Sevdiceğin bi sözü, gülüşü, annenin sıcaklığı, babanın güveni, arkadaşla atılan kahkahalar, yolda tanımadığın bi insanın sana "günaydın" demesi, yaz geceleri havada olan o şekerimsi koku, kuş sesleri, yıldızlara baktığında sevdiğinin yüzünü görmek... Bu mutlulukları hissetmek herşeye değer be :) Ayşecik ile ömercik filmlerindeki gibi bi anda elele tutuşup dans etmek geldi içimden :D Pollyanna mode:on :D |
Cevap: Aykırı görüş Alıntı:
|
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:37 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.