![]() |
GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN Gitmesine izin vermek yaşamak ve yaşanmasına izin vermek için çok önemlidir. Eğer izin vermezsem, başkalarının hayatta kalmalarına izin vermemiş olurum. Neden koşulların gitmesine izin vermek istemeyiz? Koşullar değişir, hiçbir şey aynı kalmaz. Her an farklı bir sahnedir. Bu sahneleri kendi zihinlerimizde sürdürürüz. Belli bir durumun imajı, veya her hangi bir şeyin zihinde kalmış olan etkisi kafamda tekrarlanmaya devam eder. Bu bilinç düzeyine bağlı kalırım ve bu da kıymetli bir alanı işgal eder. Zihnimde yalnızca sınırlı, mahdut miktarda bir alan vardır. Bununla ne yapacağımı seçebilirim. Her nasılsa güzel anıların yok olduğu ve yalnızca acı dolu anıların kaldığı görülür. Bu gariptir, çünkü acı deneyimlemek istemem, ama gene de acı dolu anılara bağlı kalırım. Bu anılar hakkında tekrar tekrar düşünerek tekrarlanan bir acı yaratır ve kendime eziyet ederim. Zulmeden başka bir kimse değildir. Kendime zulmederek ve bu belirli durumun gitmesine izin vermeyerek kendimin kurbanı haline gelirim. Gitmesine izin vermek, kesip atmak anlamına gelmez. Eğer bir şeyi keskin bir bıçakla kesmeye çalışırsanız, o zaman muhtemelen çok miktarda kan akacaktır ve mutlu bir deneyim olmayacak, çok acı verecektir. Meseleleri kesmek iyi değildir. Ilımlı bir şekilde geri çekilin, çözün ve meseleler değişime hazır olduğu zaman, doğru anda gitmesine izin verebileceğinizi fark edin. Bu çok daha yumuşak ve daha az acı veren bir süreçtir. Kendinize sorun: ihtiyacım olan şey gerçekte nedir? Kendi içsel gereksinimlerinizi yerine getirmeye başladığınız zaman, aslında o kuşu tutmanız gerekmediğini idrak edeceksiniz. Elinizi açtığınız ve kuşun özgürce uçuşunu izlediğiniz zaman, onun güzelliğini ve uçuşunu takdir edebilir ve sevebilirsiniz. Muhtemelen kuş, kendi doğal arzusu ve seçimiyle, uçarak geri gelecek ve elinizde dinlenecektir. Bu nedenle, arzularımın gitmesine izin vermem gerekir. Bir arzu doğduğu zaman, bunu yerine getirmeyi başarıncaya kadar dönüp duracak ve zihninize geri gelmeye devam edecektir. Arzu bir kez yerine getirildiği zaman, daha fazla arzular olacaktır, ve daha fazla, ve daha fazla. Bu hiçbir zaman huzurlu bir hale ve doyuma ulaşamayacağım, bitmeyen bir durumdur. Arzularımın gitmesine izin verdiğim zaman, içimde huzura sahip olabilirim. Gitmesine izin vermek, bütün ihtiyaçlarımın içimde olduğunu bilmektir. Bunu izlediğim ve düşüncelerimin, sözlerimin ve eylemlerimin bu gerçeğe göre sıralandığından emin olduğum zaman, gereksinimlerim sağlanır. Bir zamanlar Gandhi’nin söylediği gibi, “ Herkesin ihtiyacına yetecek şey var, ama bir kişinin bile ihtirasına yetecek kadar yok.”–Mahatma Gandhi. Bu gitmesine izin verme durumunda, geriye çekilebilir ve meseleleri bir mesafeden görebilirim. Meseleleri çok yakından gördüğünüz zaman, çok net bir resim elde edemezsiniz. Bir ağaç gördüğünüz zaman, bunun bütün bir ormanın bir parçası olduğunu idrak edemezsiniz. Biraz geriye çekilin, meseleleri daha geniş bir açıdan göreceksiniz. Meselelere farklı bir şekilde bakmak içsel bilgelik yöntemidir. Meselelere pek çok farklı açıdan bakmak için kendimi eğitmek ruhsallık yoludur. Gitmesine izin vermek, bu içsel huzur düzeyinde olmak, böylece duruma uygun olarak doğru olanı yapmak demektir. Yanıtlarımızın çoğu mantıki değil, duygusaldır. Bir şey olduğu zaman, duygularımız ve hislerimiz derhal tetiklenir, ve yanıtımız da ani olur. Bu nedenle, zaten bir şey söylemişimdir, zaten bir şey ifade etmişimdir, ve bunun hakkında sonra düşünürüm. Bu şekilde yaşamayı seçebiliriz, sürekli olarak tepki vererek, karmaşa yaratarak ve daha sonra da bunu temizleyerek. Sorun şudur ki, temizleme süreci vakit alır. Yapmam gereken enine boyuna düşünülmüş, anlayışa dayalı,sevgi ve sıcaklıkla dolu bir yanıt geliştirmektir. Yalnızca görmek ve tepki vermek değil, fakat kendime mola vermek için bir zaman ayırmak, düşünmek ve sonra yanıtlamaktır. BK JAYANTI BRAHMA KUMARIS MEDITASYON DERNEGININ SITESINDEN ALINTIDIR. |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN ilginç bi yazı iyi hatıraların direk çöpe gitmesi kötü hatıraların sürekli hatırlanması da tuhaf gerçekten bunun sebebi nedir acaba kendimize niye böyle bişey yapıyoruz niye tam tersini yapmıyoruz sizce |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN Bilinçaltının en önemli görevi kişiyi tehlikelerden korumaktır o yüzden olumsuz olayları tekrardan yaşamamak ve kişinin yaşamı tehilkeye girmesin diye bilinçaltı o hatıraları saklar.... |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN bilinçaltı bukadar komplike olduğu halde neden bize zarar veren bi sürecin oluşmasını engelleyecek şekilde gelişemiyor |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN yada biliçantının tehlike eşiğini yükseltmenin bi yolu bulunamazmı (mesela telkinlerle) |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN Alıntı:
Alıntı:
bu bazen telkinle bazen hipnozla bazen eftyle ve değişik tekniklerle olur |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN Bu bilinçaltı ve onun tüm bu karmaşıklığı beni yordu artık... |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN yrl78 |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN Geçmişte yaşananlara sıkı sıkıya yapışmak benim de hep yaptığım bir şeydi.. Ta ki telkinli müzikleri dinlemeye başlayana kadar.. Üstelik ben hep güzellikleri hatırlıyordum sizlerin aksinize.. Yitip giden güzelliklere hayıflanıyordum. İçim çok yanıyordu.. Bazen isyan ediyordum, neden diye.. Bazen sözde boşvermiş edalara girip, şarap kadehinde unutmaya çalışıyordum.. Kalabalıklarda yok olmaya bazen de.. Ne hatam vardı da güzel olan bitti, eksiğim neydi diye.. Yorgun ruhumu daha da üzecek ne varsa beynimde dans ediyordu.. sadanim Bazen içimdeki duygu hortumu öylesine infilak ediyordu ki, ruhumdan atamadığım duygular yerine, yediklerimi kusuyordum.. Beden ruhun karanlığına ayna tutuyordu.. Hep okuyordum da bir türlü uygulayamıyordum. Geçmişte (veya gelecekte) değil ANda yaşamalıydım.. Ama nasıl? 4897 Bir çıkış istedim Yaradandan.. Acaba bu site mi o çıkış? tender45 6 Ağustos'tan beri (evde ve ofiste bilgisayara kaydettiğim) telkinli müzikleri dinliyorum: ego güçlendirici-suçluluk giderici-kendine güven... Hiç mi düşünmüyorum anıları .. Elbette aklıma geliyor yine.. Ama saatlerce, günlerce, kederler içinde değil.. Bana iyi geldiniz .. (Dile getirmeye bile korkuyorum, itiraf etmek gerekirse.. O kadar dolandım ki bu fasit dairenin içerisinde.. Ne okumuş yazmışlığınız, ne iyi kalpli oluşunuz kar ediyor zira) Atakan Bey, başta size ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.. "Dinlemeye devam" diyorum.. music45 |
Ynt: GITMESINE IZIN VER ... BIRAK GITSIN çok yoğun ve güzel bir yazı olmuş alıntıdan dolayı tresore tesekkurler.. ..evet gitmesine izin vermiyoruz çünkü yaşanan bütün olayları, beynimiz bizim yaşayan bir parçamız olarak algılıyor.Bir anının hatta 'kötü yaşanmış' bir anı bile bizim için daha doğrusu beynimiz için, bilinçaltı düzeyde kaybedilmemesi gereken bir parçadır.Bu anının ya da onunla birlikte oluşturulmuş duygu ve davranış kalıbının kaybedilmesi ;bilinçaltı düzeyde bir parçamızın kaybedilmesi ile eşdeğer düzeyde tutulduğu için bilinçaltı bunu adeta yokluktan kaynaklanan bir ölüm bir parçanın yok olması gibi algılıyor.Zaten çoğu zaman davranışlarımızı değiştiremememiz ve bilincimizin buna karşı koyması bu yüzdendir.Mesela bu yüzden eft de ilk önce o duyguyu kabullenip sonra etkisini azaltmaya çalışıyoruz..yoksa beyin o duygudan ayrılma hissine kapılıp panikleyerek o duyguya daha fazla yapışma isteği duyacak,o zaman da biz istediğimiz amaçlar yönünde hareket edemeyeceğiz. Yalnız sadece kötü anıların hatırlandığı fikrine her yönüyle katılmıyorum.Her yönüyle katılmıyorum çünkü beyin keopsun da dediği gibi koruma iç güdüsüyle çoğu olumsuz anıyı saklayabiliyor.Ama çevremde bir o kadar da insan tanıyorum ki nerdeyse sadece neşeli zamanları aklındaymış gibi anlattıkları bütün olaylar hikayeleri olumlu.Bu kısımda özellikle şartlanma çok önemli bence arkadaşlar.İşte burada özellikle beyinde belli bir kapasite olduğu doğru..Yani sizin ilgi alanınız belli miktardadır,eğer bu ilgi alanınızıhep olumsuz düşüncelerle doldurmuşsanız olumlu düşüncelere yer kalmayacaktır.Hatta bu durumun en kötü tarafı ISRISMASKO nun da dediği gibi ;fasit bir daire içinde dönüp durmanız ve kendinize bundan sonra da yeni olumsuz olaylar düşünceler oluşturmanızdır.Bu arada ISRISMASKO bu geçmişte yaşananlara sıkı sıkıya yapışma olayını bende bir dönem yaşadım.Hatta çok ilginçtir burcumun özelliğini bir yer de okuduğumda şöyle bir şey yazıyor du.Suratları asık olduğu zamanlar vardır çünkü geçmişine çok bağlı kalmak isterler.Yani geçmişte birisiyle arkadaş oldun bunu hayat boyu sürdürmek istiyor insan.Bu biraz da insanlara bazen haddinden fazla değer vermekten kaynaklanıyor.Biraz da az evvel bahsettiğimiz bir parçanı kaybetmek istemiyorsun;bu parça kötü de olabilir iyi de dikkat et.Bunu aştığım dönemler de arkadaşlarımın 'bir ara' bana ya senin hiç mi sorunun yok sürekli gülüyorsun dediklerini bile hatırlıyorum.Senin de kendin de yapacağın olumlu değişikliklerle eminim daha iyi bir ruh haline kavuşacaksın..İnşallahta kavuşursun..Ayrıca kendinde birşeylerin değiştiğini farketmek diğer şeyler için de tetikleyici olacaktır.. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:07 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.