Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Kadınlarla ilgili haberler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/kadinlarla-ilgili-haberler/)
-   -   Terörden Beter Bela! (http://www.hayatimdegisti.com/forum/kadinlarla-ilgili-haberler/485701-terorden-beter-bela.html)

Bluesky24 09-04-2010 10:07 PM

Terörden Beter Bela!
 


Terörden Beter Bela!





Güneydoğu başta olmak üzere bütün Türkiye, kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya...Sabah, Türkiyenin dört bir yanında tarla, bahçe ve şehirleri dolaştı ve küresel ısınmanın ve susuzluğun izini sürdü. çiftçilerle, ziraatçılarla ve Ankarada bakanlarla konuştu. Susuzluğu, kuraklığı ve çölleşmeyi yerinde inceledi. Tozlu yollarda, toprağı çatlamış tarlalarda, meyve bahçelerinde ve üzüm bağlarında kaybolan suyun ve ürünün nedenini araştırdı. Kuraklığın boşalttığı köyleri fotoğrafladı. Tarlada kavrulan ekinlerin sahipleriyle konuştu. Bir damla suya hasret kalan çiftçiler ve bağbanların dertlerini dinledi. Baraj göllerinde su kalmayan büyükşehirlerin projelerini sorguladı. Gördük ki Elazığda üzüm, İzmirde kiraz, Konya, Muş, Polatlı ve çankırıda hububat, Adıyaman, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfada hububat ve baklagil, Mersinde bazı meyveler, kuraklıktan önemli ölçüde zarar görmüş. Düzce, Ağrı, Elazığ, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Hakkari, Gevaşta çok şiddetli, Kilis, Mardin, Muş, Şırnak ve Konyada şiddetli kuraklık var. Kısacası, küresel ısınma çağında Türkiyeyi neyin beklediğini Susuz Yaz size hatırlatacak... - Dicle nehri boyunca su pompalarıyla tarlalara su götürülüyor. Ancak bunun da sakıncaları var. Verimli topraklar yok oluyor ve kimyasallar tarihi nehri hızla kirletiyor. Fırat ve Dicle gibi Mezopotamyanın hayat kaynağı iki nehrin geçtiği Güneydoğunun geniş toprakları daha önce de defalarca kuraklık yaşamıştı. Ama bu yıl bambaşka bir kuraklık yaşanıyor. İlk defa köylerin içme suyunun sağlandığı kuyular kuruyor, buğday, arpa ve mercimek gibi temel geçim kaynağı ürünler, tek bir tane bile alınmadan tarlada kalıyor. Kuraklık, Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman ve Siirt gibi geniş tarımsal arazilere sahip bölgelerinde yüzde 95 oranında ürün kaybına neden olmuş durumda. Güneydoğu, tam anlamıyla susuzluğu yaşıyor. Daha önce yemyeşil bir örtüye sahip geniş topraklar çöle dönüşmüş durumda. Yağışlar azaldıBölgenin yağış oranları da yaşanan susuzluğu bütün çıplaklığıyla gösteriyor. 2006 yılı Devlet Su İşlerinin ocak ortalamalarına göre, Diyarbakıra düşen yağış miktarı kilometrekareye 121 kilogram olarak tespit edilmiş. Bu 2007de 44 kilogram olarak tespit edilirken, Ocak 2008de ise 25 kilograma düşmüş. Mart ve nisanda bu düşüşün devam ettiği görülüyor. Bu aylar için 2006 yılında 78 kilogram olan yağış miktarı, 2007 yılında 88e, 2008 yılında ise 19 kilograma düşmüş durumda. Güneydoğuda terör nedeniyle başlayan büyük göç dalgasından sonra şimdi yeni bir göç dalgası daha yaşanıyor. Susuzluğun yol açtığı bu göç dalgasında birçok köylü köylerini terk ediyor. Mardine bağlı Höyüklü köyü muhtarı Atman özdeş, 50 haneli köylerinde sadece 4 hanenin kaldığını söylüyor. Köyün diğer sakinleri ise bankalara, tefecilere olan borçlarından kaçmak için köyü terk etmiş. özellikle bankaların kredi verirken büyük teminatlar istemeleri üzerine köylülerin bir kısmı tefecilere borçlanmış durumda. Borcunu ödeyemeyenise tek yol olarak köylerini terk ediyor. Muhtar özdeş anlatıyor: Tefeciler düştüler 50 haneli köyden şu anda sadece 10 kişi köyde yaşıyor. Gerisi İstanbula, Ankara gibi büyük şehirlere gittiler. Koyunlarını yarı fiyatına satıp gittiler. Bir kısmı da hayvanlarına daha iyi mera bulmak için Viranşehire gitti. Tefecilerin eline düşen oldu. Banka kredi vermediği için tefeciden para aldılar. ödeyemeyince köyden kaçtılar. Yine aynı köyden İbrahim Elik, Burada tefeciden borç alan bir akrabamızın borcunu hep birlikte ödedik. 10 bin dolar borca karşılık 52 bin dolar para ödendi. ödenmeseydi belki daha kötü olaylar olacaktı. Ama bu imkânı olmayan birçok kişi de kaçma yolunu tercih etti diyor. Batmana bağlı Akça köyünden İsmet Doğu da 20 hanenin göç ettiğini söylüyor. Doğu, 20 bin dönümlük arazinin ancak 50 dönümünden ürün alındı. Herkes İstanbula çalışmaya gitti. Ama asıl göç bir ay sonra başlar. çünkü alınan kredilerin ödeme zamanı daha çok ağustos sonudur. Eskiden bir koyun 250 milyona satılırdı. Şimdi 100 milyona koyun satılıyor. İmkânım olsa ben de gidecektim. İçme suyunu dahi başka yerden tanker ile taşıyoruz diye konuşuyor. Su kuyuları pahalı Batmana bağlı Recepler köyü muhtarı Mehmet Şerif Budakar da köylerinden 20 hanenin göç ettiğini belirtiyor. Budakar, üç ay için 18 milyar mera parası isteniyor. İçme suyumuz dahi kurudu. Hemen yakında TPAOnun (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) şantiyesinden su almak zorunda kaldık diyor. Dicleye yakın tarlalarda çalışan köylüler görüyoruz. Yanlarına gittiğimiz susuzluğun bir başka yüzünü anlatıyorlar. Yağışların azalması köylüleri tarlalarını sulamak için su kuyusu açmaya itiyor. Ancak bölgedeki taban suyu yağışların azalması ve aşırı su çekilmesi sonucu sürekli daha derinlere iniyor. Bölgede su artık 450-500 metre gibi derinliklerden çıkıyor. Bu ise kuyu açma maliyetlerini arttırıyor. çoğu yerde köylüler bir araya gelerek su kuyusu açtırma yoluna gidiyor. Bir su kuyusunun açılması ise derinliğe bağlı olarak 100 bin YTL ile 200 bin YTL arasında değişiyor. Kadim Dicle Nehri Diyarbakırın hemen yanından geçen Dicle nehri ünlü Hevsel Bahçelerini yeşil bir vahaya döndürmüş durumda. Ama Dicleden uzaklaştıkça bu yeşillik kayboluyor. Susuzluk köylüleri Dicleden daha fazla su almaya yöneltmiş. Dicle kenarına kurulan su pompalarından nehirden kilometrelerce uzaklıktaki tarlalara su götürülmeye çalışılıyor. Bu durum ise harcanan mazot ve elektrik yüzünden maliyeti daha da arttırıyor. Bu durum bir başka soruna yol açıyor. Diclenin kirlenmesine yol açan bu sorunu Diyarbakır Belediyesi Su kanalizasyon Müdürü Yaşar Sarı, şöyle anlatıyor: Havzadaki toprak eğimli olduğu için bu verimli toprak da bu sulama ile yok oluyor. Yine aynı şekilde bilinçsiz kullanılan suni gübreler bu bilinçsiz sulama ile yüzeyden akıp tekrar Dicle nehrine karışıyor. Bu durum nehri kirletiyor. Bazı kimyasal maddeleri isteseniz de arıtamıyorsunuz. Başta nitrat olmak üzere bu kimyasallar nehri kirletiyor. Bu konuda hiçbir denetim yok. Bu durumun devam etmesi halinde nehri tamamen kaybedebiliriz. Köylerde düğün yok!Batman Ziraat Odası Başkanı Nizamettin Aydiş, Köylerde birçok insan evlerini terk ediyor. Hayvancılık bitme noktasına geldi. Bu aylarda Batmanın köylerinde 200e yakın düğün olurdu. 33 köyde tek bir düğün olmadı diyor.Bölgede su kuyuları açan PAK Sondajın Sahibi Muhittin Alpfidan: Geçen yıllara göre Güneydoğuda su konusunda bize çok fazla talep var. Geçen yıl bir sezonda en fazla üç kuyu açardık. Şimdi ancak önümüzdeki aylara randevu verebiliyoruz. Su artık çok derinden çıkıyor. Geçtiğimiz yıllarda 50 metreden, 100 metreden çıkan su şimdi 350 ile 450 metreden çıkıyor. Su her yıl daha da aşağı iniyor. Kuraklıktan dolayı herkes kuyu suyuna yöneliyor. Fakat pahalı olduğu için herkesin gücü yetmiyor. Bazen birkaç tarla sahibi bir araya gelip su için ortak kuyu açtırıyor. Su göçü olacakDiyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Yaşar Sarı[img]/images/smilies/biggrin.gif[/img]iyarbakıra baktığımızda gelecekte bu konuda bir göç dalgası da bekliyoruz. Eğer bu kuraklık devam ederse köylerden kent merkezlerine doğru bir göç dalgası olacaktır. Bunların kentimize yerleşeceğini ve normal nüfus artış projeksiyonunun ötesine geçeceğini bekliyoruz. Teknik verilere de baktığımızda son 80 yılın en kurak yılı geçiyor. Buğdayın tarlada kalması çok nadirdir. Ama bu yıl buğday tarlada kaldı. Belki ileride buğdayın cinsini de değiştirmek daha az su isteyen türlere yönelmek gerekiyor.Bin dönümden tek bir buğday çıkmadıMardinin Höyük Köyünün hemen dışında neredeyse çöle dönüşmüş tarlalar uzanıyor. İbrahim Elik, bin dönümlük bir araziye buğday ektiğini anlatırken çöl kumuna dönüşmüş toprağı göstererek, Bin dönümden tek bir tane bile alamadım. Bu yıl buğdaylar 3-4 santimi bile bulamadı. Ben de hayvanları saldım. Fakat buğdaylar hayvanların yiyeceği kadar bile büyümediler diyor.Bölgede küçük yerleşim yerleri suyunu esas olarak açılan kuyulardan sağlıyor. Düşen yağış miktarları yeraltı sularında da büyük bir azalmaya yol açmış durumda. Yeraltı sularındaki bu azalma köylerdeki kuyu sularının kurumasına neden olmuş. Bölgedeki birçok köy içme sularını tankerler ile başka yerlerden sağlamaya çalışıyor.Diyarbakır Şad akmıyorDiyarbakır Bismil yakınlarında tarlalarda çalışan köylüler, Mardinin Mazıdağı ilçesinden gelmişler. çavuşları Mehmet çoku anlatıyor: Orada tüm ürünümüz tarlada yandı. Buraya gündelikçi olarak geldik. Durumumuz çok kötü. Aç kaldık. Diyarbakırın 15 kilometre uzağındaki 120 haneli Karaçalı Köyünde 10 bin dönüme yakın ekili arazinin yalnızca 100 dönümünden ürün alınabilmiş. Köyde 20 yıl önce içme suyu sağlamak için açılan 150 metrelik kuyu ise tamamen kurumuş durumda. Karacalı köyü muhtarı Bekir çelebi, içme suyunu köyün hemen yakınındaki bir petrol istasyonundan sağladıklarını söylüyor. Muhtar, Su kulesi 15-20 yıl önce yapılmış. Fakat su artık yok. 150 metre derinlikten su çıkıyordu. Şimdi su çıkmıyor. İstasyondan alıyoruz. Tekrar sondaj yapılması gerekiyor. Ama ödenek yok diyorlar diyor. Kaynak: Sabah


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:56 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.