![]() |
Modern Kadın ve Tasarım Kıyafetler: Blisskiss Modern Kadın ve Tasarım Kıyafetler: Blisskiss Gülden Güre Her şey değişiyor, her şey güzelleşiyor... Gündüz giydiğimiz kıyafetimizin üzerine şık bir şal atıp geceye de adım atabiliyoruz. Ya da brunch için gittiğimiz restoranda akşam aynı menüden bir kadeh şarap seçip yanına da peynir tabağı alıp "gece konsepti" yaşabiliyoruz. Her şey değişiyor, her şey güzelleşiyor... Annelerimiz gibi zor topuklu ayakkabılar giymeden de şık olabiliyoruz ya da yıkaması ve ütülemesi dert olan etekleri... Çocukken öyle günler olurdu ki asla odandan çıkmaman en iyisi olurdu çünkü o şık etekler yıkanacak ardından askıyla asılacak, hafif nemliyken alınıp üzerine yemeni konulup ütü basılacak. O sırada annesinden bir şey isteyen çocuğun halini anlatmamak daha uygun olur. Modern çağda her şey gibi bizler de modernleşiyoruz; aslında kadın modernleşmenin en büyük yüzü olarak yaşamda yerini alıyor. Artık giriyoruz Mango'ya Zara'ya, market hesabı, ihtiyacımız olan t-shirtleri, gömlekleri, etekleri bir anda alıp çıkıveriyoruz; sanki mutfak alışverişine gitmişiz gibi. Kredi kartları sağ olsun, doldurdukça dolduruyoruz ama hal böyle olunca bir süre sonra aynen bizim gibi giyinmiş bir dolu insanla karşılaşıyoruz. Ve bir anda gömleğinizin üstünüzde nasıl durduğunu çok net görüyorsunuz. Üstelik aynaya bakmadan! Böyle kolaylıkların kötü tarafı da bu işte, o sezon aldığınız tüm kıyafetleri aynen birileri de sizin gibi akıl edip kredi kartlarına böldürüp alıveriyor ve ondan sonra Kızılay dağıtmış misali hepimiz, tüm kadınlar bir örnek giyinmeye başlıyoruz. İşte böyle bir dertten muzdaripken, en azından birkaç giysiyi ya da aksesuarı farklı almalıyım diye düşünerek yanıma ev arkadaşımı da alıp Nişantaşı'na doğru yola çıktım. Teşvikiye Camii'nin arka tarafına geçip orada açılan yeni küçük butiklerin vitrinlerine baka baka dolaştım. (Çünkü ne zaman bu ara sokaklarda dolaşsam muhakkak oradan aldığım bir şeyi en aşağı 10 sene boyunca sadece kendi üzerimde görüyorum.) Dolaşırken vitrinlerde gördüklerimin üzerine, "Ama ben düğüne ya da dünyanın en egzotik restoranına gitmek istemiyorum," demeye başladım. Gündelik, spor ama her an abiyeye dönüşebilecek ve beni anlatacak birkaç bir şey bulmak istiyorum. Üniformam haline gelen beyaz t-shirt'ümü değiştirecek birkaç takı ya da çanta... Adını da koyamıyorum ama benim diğer arkadaşlarımdan farkımı sadece adımla değil de kostümümle de değiştirebilecek detayları arıyordum sanırım. Teşvikiye Camii'nin arka sokaklarında neler olduğunu tam ezberlemişken karşıma çok hoş bir vitrin çıktı. Ben vitrine doğru yaklaşırken, vitrindeki Audrey Hepburn çantalar da sanki bana doğru koşuyordu. İçeri girdiğimde zafer işaretiyle "Tamamdır," dedim arkadaşıma! Her şeyden birkaç tane üretilen özel t-shirtler, tüm kıyafeti değiştirebilecek enteresan rozetler ve Greta Garbo'lu, Audrey Hepburn'lü çantalar. Evet, hepsini Blisskiss'de buldum. Şirin, küçük bir dükkan ama her şey bir anda dünyanızı değiştirebilecek kadar özel. Ayakkabılar çok şık ve onlardan da çok az var! En çok rozet bölümünde takılı kaldım. Taşlı, eğlenceli, esprili ve kendinizi yansıtabileceğiniz iğneler gerçekten çok özel. Benim bu sevinç çığlıklarımın arasında Blisskiss'in sahibi de doğal olarak çok eğlendi ve başladı dükkandaki her şeyin hikayesini anlatmaya... Etiketlere baktığınız zaman içinde "Her şey yüzde 100 sevgiyle üretilmiştir" yazıyor. Giyeceğiniz bir kıyafeti daha özel nasıl tanımlayabilirsiniz ki? "Neşeli öpücükler" anlamına gelen Blisskiss, Avrupa ve Amerika'dan ithalat yaparak bu dükkan macerasına atılmış. "Azıcık ürettiğimiz ayakkabı, çanta, kıyafet ve aksesuar" diye adlandırıyorlar sattıkları ürünleri. Azıcığın anlamının hiç bu kadar büyük olabileceği aklıma gelmemişti ne yalan söyleyeyim. Her şeyin bu kadar özel olduğunu düşündüğümüz anda kasadaki son sohbet her şeye noktayı koydu! Ben ve ev arkadaşım üniversiteden bu yana tam 17 yıldır arkadaştık. Tüm bu yıllar boyunca evlendik, boşandık ve modern zamanın modern yaşama şekli olarak, giderek artan faturalarımızın boyumuzu aşması bahanesiyle yıllar sonra genç kızlar gibi aynı eve çıkmıştık. Ve bunu sadece kendimizin akıl ettiğini düşünüyorduk. Ama Blisskiss'in çıkışında gerçekten bu defa aynada kendimizi görmüştük çünkü dükkanın 2 sahibi de üniversiteden sınıf arkadaşıymış ve onlar da bir boşanma hikayesinin ardından hem aynı eve çıkmışlar hem de Blisskiss'i açmışlar. Modern zamanın en büyük yüzü olan kadınlar boşanıyorlar ve bir erkek gibi tek başlarına yaşamaya tek engel olan ekonomiyi de yine hemcinsleriyle kurdukları işbirliğiyle aşıyorlar! Şehirli kadınlar her şeye rağmen dimdik ayakta duruyorlar ve gerçekten "çocuk da yapıyorlar, kariyer de!" Yaşasın kadın gücü!!! 13 Ağustos 2008 Kaynak: Joy Dergisi |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:40 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.