![]() |
Bu Maçı Kim Alır? Bu Maçı Kim Alır? Funda Şahinbaş Hoşkal Futbolu seven ama maç sonrası saatlerce süren yorum programlarına katlanamayan JOY yazarı Funda Şahinbaş Hoşkal, eşinin bu tutkusuyla nasıl başa çıkabildiğini anlatıyor. Yıllarca futbolun kutsal gecesi olan pazarları, Stadyum, Lig Pazarı, 91. Dakika, Telegol gibi programlarda Erman Toroğlu, Ahmet Çakar ve Şansal Büyüka'nın bitmek tükenmek bilmeyen yorumlarını dinleyerek geçirdim. Babam ve erkek kardeşimin maçları izledikten sonra üstüne bir de saatlerce maç yorumlarını izlemelerini hiç anlamadım doğrusu. Futbol kuralları sürekli değişiyordu sanki! O sesleri duyduğumda "Kendime ait bir evim olursa ya da evlenirsem pazar günlerini bu sesler olmadan geçireceğim için çok mutluyum," derdim hep. Sonra bir anda hayatımın erkeğiyle tanıştım, şimdi altı aylık evliyim. Peki pazar günlerim değişti mi? Tam olarak "Evet" diyemem. Sevgi her şeyin üstesinden gelebilir tabii, hatta ezeli rakiplerin bile! Bir Fenerbahçeli ve Galatasaraylı'nın aynı evde yaşamasının problem olacağını hiç düşünmedim aslında. Sadece eşimle daha çok şey paylaşmak istediğimden iki-üç ay süren nişanlılık döneminde Fenerbahçeli oldum. Nasıl olduğumu bile hatırlamıyorum, her pazar maç izlemek için buluştuğumuz kafelerden birinde oldu sanırım. Sonra birlikte maçlara gitmeye başladık. Futbol seven bir erkekle evleneceğim hiç aklıma gelmezdi, ama benim için hiç problem yoktu. Hatta çok keyifli zaman geçiriyorduk. Birkaç ay sonra da evlendik. Evlilik hazırlıklarını yaptığımız dönemde çoğu eşyamız eksikti ama ilk önce Lig TV'miz alınmıştı. Pazar günleri artık evimizde maç izleyebilecektik. Çok mutluyduk. Evlendikten sonraki ilk pazar akşamı birlikte Fenerbahçe maçını izledik. Maç bittikten sonra, yine o sesleri duydum. Eşim bir anda maç yorumu programını izlemeye başladı. Bu programları daha kaç yıl izleyebilirdim ki? Tamam futbol maçlarını izlemeyi seviyordum ama futbol programları benim için tam bir kabustu. O günden sonra ben de evde kendi savunmamı geliştirmeye başladım. Siz de sevgilinizin ya da eşinizin spor programlarıyla başa çıkmak zorundaysanız, faydasını gördüğüm önerilerimi sizinle paylaşayım: - Her pazar akşamı maç izlemeyi seven ama yorum programlarına katlanamayan arkadaşlarınızı eve davet edin. Maç bittikten sonra kendi aralarında kritik yapmalarını dinlemek en azından daha eğlenceli. - Pazar akşamı onu kumandayla baş başa bırakın. Siz başka bir odada kitap okuyun, manikür yapın, müzik dinleyin. Erkekler genellikle sevgilileri yanlarında olmadığında televizyon izlemekten çok sıkılıyor. Yanında kalmanız için sizin istediğiniz programları izlemeye razı olacak. - Pazar akşamları onun en çok sevdiği ve sizi en çok uğraştıran yemeği yapın. Maç bitince hemen sofrayı hazırlayın. Siz bu kadar saat yemek yapmakla uğraşınca hemen masadan kalkıp televizyonun karşısına geçemeyecektir. - Ona iki kişilik sezonluk kombine bilet hediye edin. Bazen beraber maça gidebilirsiniz bazen de bir erkek arkadaşıyla maç izleyebilir. Siz de kendi arkadaşlarınıza vakit ayırabilirsiniz. - Ona seveceği ve birlikte izlemekten keyif alacağınız DVD'ler alın. Maç bitince hemen seçenekleri önüne sıralayın. Bu teklifiniz ona daha cazip gelecektir. İnanmayacaksınız belki ama tatil planımızı bile Avrupa Kupası'na göre yapıyoruz. Kızmıyorum, sadece futbolun bu kadar öncelikli olmasına şaşıyorum. Ona Avrupa Kupası'nı izlerken kullanabileceği hediyeler bile aldım. Kaynak: Joy Dergisi |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:38 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.