Basitçe anlatmak
 

Bilmediğim bir konuyu,o konuda uzman olan bazı akraba ve dostlarıma sormama kararı aldım.





Hem de uzun zaman önce.Ama bu kararımı unutup gene de soracağım tutar.Tabii ki sonuç gene aynı olur.





Akraba veya dostlarımdan doktor olanlara sorumdan önce:





--Bak.Benim tıp fakültesinden mezun olmadığımı biliyorsun. Onun için açıklamalarını benim anlayacağım şekilde yap.





Derim.Tamam,deyip anlatır.Aman Allah! Hiçbirşey anlamam.Zira cümleleri baştan aşağı latince tıp terimleri ile doludur.





Anladın mı? diye sorunca anlamadım desem vereceği ek açıklamanın daha da karışık olacağını biliyorum.





Onun için,anladım derim.











Bilgi sahibi olan kişilere yaşantım boyunca hayran kalmışımdır.Ama bildiğini zannedenlerden hiç hoşlanmam.





Veya yarı cahillerden.Bilmediklerini bir türlü anlatamam.Onlar birsürü bilgiyi sadece ezberlemişlerdir.





Konu açılılınca türlü türlü formül ve terimleri sayıp dökerler.





Türkçe karşılıkları olan kelimeleri bile yabancı dildeki haliyle kullanırlar.





Söylediklerini biraz açıklamalarını istesem burun kıvırırlar.Zaten açıklasalar bile farketmez.





Zira bu kez söylediklerinde sadece kelimelerin yeri değişmiştir.Bir teyp kasedinden farkları bu kadardır.





Bunlar kendilerini profesör gibi görürler.Bir makine gibi konuştukları zaman herkesi küçümserler.





Çoğu zaman çelişkiye düşerler,ama farkına bile varmazlar.Bulundukları ortamın fikir egemeni hep kendileridir.





Başkalarının görüşleri onlara göre basit ve değersizdir.Aslında foyaları kısa süre sonra ortaya çıkar.





Artık söylediklerini kimse ciddiye almaz.Öyle aymazlık içindedirler ki…Papağan gibi görüldüklerini anlamazlar bile.











Sohbet ortamlarında bazı kişilerin kullandığı matematiksel terimleri de yadırgarım.





Çoğu kez bunların ifade edilmesi gerekmez.Ama söylenir.





Oysa hiç gereği yoktur.Acaba o kişi bilgiçlik mi taslıyor diye düşünürüm.Zaten benim o konuda hiçbir teşebbüsüm olmaz.





Olur da yanlışlık yapmaktan ödüm kopar.Ben bir konuyu karşımdakine anlatırken sade bir anlatım uygularım.





Eğer o kişi anlatacaklarım hakkında bir şey bilmiyorsa işe basit örneklerle başlarım.





Niyetim onu anlatacağım konuya hazırlamaktır.











Ama bir olgunun da farkındayım.Örneğin Einsteinin Rölativite teorisini okuyorum.





Hız arttıkça zamanın yavaşlama olayı anlatılıyor.





Kitabı yazan kişi bu olayı sözlerle anlatmanın zor olduğunu,matematik formüllerle işin daha iyi anlaşılacağını söylüyor.





Tabii ki o formüller benim içinden çıkacağım gibi değil.





Formulü anlamayı bıraktım, birtakım sembollerin ne olduğunu bile bilmiyorum.





Onun için,demek ki hız arttıkça zaman yavaşlıyormuş,der geçerim.











Bu akraba veya dostlarımdan bilgisayarı iyi bilenlere de şöyle derim:





--Sizin yüzünüzden şu bilgisayar konusunda cahil kaldım.





Ama sırası gelince intikamımı alıyorum.





Benim daha iyi bildiğim bir konu açılınca, inadına yabancı terimleri,karmaşık kuramları filan kullanıyorum.





Bir de ne diyorlar,biliyor musunuz?Meğerse ben,bildiğim bir konuyu basitçe anlatamıyormuşum.