Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Güzellik Bakım (http://www.hayatimdegisti.com/forum/guzellik-bakim/)
-   -   osmanlı sarayının güzellik sırları (http://www.hayatimdegisti.com/forum/guzellik-bakim/15338-osmanli-sarayinin-guzellik-sirlari.html)

ECEM18 15-12-2008 07:09 PM

osmanlı sarayının güzellik sırları
 
Osmanlı Sarayının Güzellik Sırları


Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Osmanlı tıbbının ve güzelliği koruma ilminin binlerce yıllık Hint, Arap, İslam ve Roma kültür birikimi kullanılarak

oluştuğunu söylüyor. Bu ise insan aklını zorlayacak muazzamlıkta bir bilgi dağarcığı demek.



Zaten Altıntaş'a göre Topkapı Sarayı'ndaki kütüphane dünyanın en değerli elyazması kitaplarının yer aldığı en iyi kütüphane. Çünkü

devrin süper gücünü yöneten padişaha en iyi ve yeni bilgilerle kaleme alınmış kitaplar gönderilirdi. Bu yüzden de Altıntaş, "Keşke

yeteri kadar değeri bilinse." diyor.


Son 10 yıldır Osmanlı tıbbı üzerine araştırmalar yapan tıp tarihçisi Prof. Dr. Ayten Altıntaş'ın, henüz basılmamış "Osmanlı'da Sağlıklı

Yaşam" ve "Sarayın Güzellik Sırları" adında iki kitabı var. Bizim, medyatik güzellik ve beslenme uzmanları Hintlilerin ya da Tibetlilerin

sağlıklı yaşam sırlarını çözmeye çalışırken insanlık tarihinin binlerce yıllık bilgi birikimini kullanan Osmanlı'nın tıp bilgi dağarcığında bir

hazine yatıyormuş. Neyse ki Altıntaş, kütüphanelerin tozlu raflarında çürümeye bırakılmış elyazmaları arasından bu hazineyi çıkarttı.

Aslında Osmanlı tıbbında tedaviler konusunda araştırmalar yapan Altıntaş, tamamen kişisel merakı sonucunda Osmanlı sarayının

güzellik sırlarına ulaşmış. Zira araştırmalar için sık sık gittiği Topkapı Sarayı kütüphanesinde, "Bu sarayda dünyanın en güzel kadınları

ve erkekleri yaşadı. Güzelliklerini nasıl koruyorlardı?" diye düşünmüş. Paha biçilemeyen elyazması tıp kitapları arasında da şaşırtıcı

bilgilere ulaşmış: "Osmanlı tıbbının yüzde 60'ı sağlıklı yaşamla ilgili. Osmanlı hekimlerinin hepsi hasta olmadan önce tedavi yollarını

bilirdi. Modern tıp hastalığa yakalanmadan önlem almayı yenilerde konuşmaya başladı. Osmanlı'da sadece hekimler değil, halk da

hastalıklara karşı önlemleri bilir ve yaşamlarının bir parçası olarak kullanırdı." Altıntaş'ın şimdilerde Osmanlı tıbbının ne kadar önemli

olduğunu anlatmasına bakmayın, 30 yılı aşkın bir süredir tıp tarihi araştırmaları yapan hoca başlarda bu konuya önyargılı

yaklaşıyormuş: "Osmanlı tıbbına en başta hep soru işaretleriyle yaklaştım. Uzun bir zaman reddettim. Ancak sonradan baktım ki

bugünkü tıp Osmanlı tıbbının yüzyıllar önce söylediklerini yeni tespitleri diye sunmaya başladı. Artık hiçbir şüphem kalmadı."

Osmanlı'da sağlıklı yaşam demek güzellik ve gençlik sırlarına hâkim olmak demek. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi

Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ayten Altıntaş'ın sponsor bulamadığı için bastıramadığı kitaplarından güzellik ve gençlikle ilgili

birkaç sırrı sizinle paylaşıyoruz.




Saraydakilerin bir numaralı güzellik sırrı temizlikti. Hamam kültürü bu sebeple gelişmiş. Banyoda mutlaka keselenirlerdi ve keselenmek

de en doğal peeling'dir.


***

Temizlikte sabun en önemli ürün. Bu sebeple çok büyük bir sabun sektörü vardı. Saraya da en kaliteli sabunlar gelirdi ve bunlara

eritilip kullanacak kişinin zevkine göre gül veya meyve şekilleri veriliyordu. Saraylıların sabunları mutlaka kokulu olurdu.


***

Saçlar sabunla yıkandığı zaman sertleşir. Bunun için yumuşatıcı olarak hatmi ve ebegümeci kullanmışlar. Bu bitkileri kaynatınca

kıvamlı bir su oluşur. İşte o kıvamlı su bugünkü saç kremlerinden daha etkili. Saraya kilolarca kurutulmuş hatmi ve ebegümeci gelirdi.

***

Saç ve cilt bakımında kili çok kullanmışlar. Kildanlıkların içine önce kili sonra da suyu koyarlarmış. Kil aşağıya çökünce, üstündeki

suyu kullanırlardı. Bu suyun yumuşatıcı ve saçı-deriyi besleyici etkisi vardır.


***

Cilt bakımında yağları çok kullanmışlar. Çünkü keselenip, ölü deriyi attıktan sonra dışarı çıkılırsa cilt çabuk buruşur. Bu yüzden

banyodan sonra ince bir tabaka yağ cilde sürülürdü. Böylelikle dış etkenlerden korunurdu.


***

El, ayak ve tırnak bakımı da çok önemliydi. Bunun için susam veya zeytinyağı çok kullanırlar. Ama bunları bitkilerle birlikte

kullanırlardı. Özellikle gül yağı tercih edilirdi. Bu da şöyle elde edilirdi; kokulu gül yaprakları zeytinyağı ya da susam yağı içinde

bekletilir. Sonra süzerek elde edilen yağ, cilde çok faydalıdır.


***

Osmanlı saraylarında tonlarca gül suyu kullanılıyordu. Çünkü gül suyu yüzü temizler, cildi nemlendirir, kırışıklıkları giderir. Hafif ve

huzur veren kokusu vardır. Cilt hastalıklarına ve yaralara iyi gelir. Hatta Osmanlı gül yağını ruh hastalıklarının tedavisinde kullanmış.

İbn-i Sina'nın bile gül yağı kullandığı söyleniyor. Gül macunu ve şerbeti hazımsızlığa iyi gelir. Bu şerbet, bal ve gül suyu karıştırılarak

elde edilirdi.


***

Osmanlı sarayında kokular çok önemlidir. Hatta hekimler kokuyla tedavi bile yapıyor. Değişik kokuların insanları ruhen ve bedenen

nasıl tedavi edeceğini çok iyi bilirlerdi. Çok güzel parfümler elde ederler. Alkolsüzdür bunlar. Özellikle baharda buhur günleri

yaparlardı. Sabahlara kadar kazanlar kaynar güzel kokular elde edilirdi. Çok güzel parfüm şişeleri vardı. Bizim güllüabdan dediğimiz

harikulade şişeler kullanılırdı. Üstü mücevherlerle süslenirdi, en kötüsü gümüşten olurdu. Koku üreticileri hayal edemeyeceğiniz kadar

çok para kazanırlardı. Saray en çok misk ve amber kokardı.


***

En önemli güzellik sırlarından biri de limondu. El ve yüzleri için beyazlatıcı olarak kullanılırdı. Limon antiseptiktir ve içinde şeker vardır,

yüzü besler, gerginleştirir ve yaraları iyileştirir.


***

Osmanlı'da çok önemli iki estetik kaygı vardı. Ciltlerinin beyaz, saçlarının siyah olması makbuldü. Açık renk saç sevilmiyordu. Beyaz

ten ise güzellik demekti. Güzellik ve genç kalmak için yemelerine çok dikkat ederlerdi. Zaten kesinlikle çok yemezlerdi. Özellikle

ilkbaharda çok az yenilir, yenilenler de bağırsakları ve kanı temizleyecek sebzeler olurdu. Mesela kiraz kanı temizlediği için çok

yeniyordu. İlkbaharda müshil ya da tuzlalardaki tuzlu sular içilerek bağırsaklar temizleniyordu


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:45 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.