![]() |
Bilgi Serpmek, Damlatmak BİLGİ SERPMEK, DAMLATMAK Yanlışların ve doğrularınla, tüm bildiklerini serpiştirmek üzereysen, kendi zekâna sığın, kendi anlayışından medet um. Kuru bilgilerini, kupkuru bir entelektüel, bir bilgiç tavrıyla aktarmaktan kaçın. Naropa, çok ünlü bir bilim adamıymış. Öykü, Naropa aydınlanmadan az önce oluşmuştur. Büyük bir üniversitenin dekanıymış Naropa. Yüzbinlerce öğrencisi varmış. Dersanede çok sayıda kutsal eski yazı ile ders görmekteymişler. Birden uyuyakalmış ve düş görmeye başlamış. Bu, düşten çok elle tutulur bir görüntü, bir imgelemmiş. Gördüğü son derece yaşlı, bir o kadar da çirkin bir büyücü kadınmış. Bir cadı!... Uykusunda korkudan titremeye başlamış. Kadın sormuş: - Naropa ne yapıyorsun? - Çalışıyorum. - Ne çalışıyorsun? - Felsefe, din, epistemoloji, dil, mantık. - Çalıştıklarını anlıyormusun? - Elbette anlıyorum. - Kelimeleri mi yoksa anlamlarını mı? Niceliği mi niteliği mi? Cadının bakışları o kadar etkileyiciymiş ki, ona yalan söylemek mümkün değilmiş. - Kelimeleri anlıyorum. Yani zarfı… mazrufu değil. Bu yanıt üzerine cadı dans edip, giderek güzelleşmeye başlamış. Çirkinliği güzelliğiyle yer değiştirmiş sanki. Bunun üzerine Naropa , “Bu kadını bu denli mutlu edebildiğime göre, neden biraz da yalan söyleyip daha mutlu olmasını sağlamayayım ki” diye düşünerek sözlerine devam etmiş: - Aslında çoğu kez çalıştıklarımın anlamını da kavrıyorum. Kadın donakalmış, ağlayıp tepinmeye başlamış ve eski çirkinliği geri gelmiş. Naropa korkuyla sormuş: - Peki ama neden? NEDEN ? Cadı “ünlü bir âlimin yalana sığınmayışına sevindiğini, ama önünde sonunda yalana dönmüş olduğu için üzüldüğünü, öğrendiklerinin gerçekte yalnız kılıfını, cilasını anladığını, bildiğini” söylemiş, Naropa’ya. Görüntü yok olduğunda Naropa değişime uğramış. Üniversiteden istifa edip bir daha yazılara el sürmemiş, ömrünün sonuna dek “salt teorik bilgilere” geri dönmemiş. Yani anlamış!... Akıllı, anlayış sahibi kişi taze bir insandır. Coşku dolu bir yaşamı sürdürür; bilgiç tavırlı bir bilim adamı, bir kuru teorisyen yaşantısı değil. Anlamları kavrayabilen kişi güzelleşir. Salt sözcüklerle sınırlı kalan çirkindir. Öyküdeki cadı kadın, Naropa’nın içiydi. Yani öz benliği, yüklü bilgiyle çirkinleşmiş, yaşamdan kopmuş yanı. Naropa artık yaşayarak öğreniyor. Yazılı bilgi tek başına yardımcı olamaz. Bundan böyle, yaşayan alimler gerekli. Böyle insanlar yok değil, onlardan biri olmak, ya da onlardan birini tanımak elimizde. YOGA: Alfa ve Omega |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:48 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.