Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Geliştiren Yazılar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/gelistiren-yazilar/)
-   -   HIRS ZEHİRDİR (http://www.hayatimdegisti.com/forum/gelistiren-yazilar/618854-hirs-zehirdir.html)

bilgendilo 10-06-2011 11:24 AM

HIRS ZEHİRDİR
 
Hırs Zehirdir...
Başarı fikri sana işkence ediyor. İnsanlığın başına gelmiş en büyük felaket: başarı fikri, ‘başarılı’ olma zorunluluğu. Başarı rekabet etmek zorunda olduğun, savaşmak zorunda olduğun anlamına gelir, dürüst ya da kirli yöntemlerle, nasıl olduğu önemli değil. Başarılı oldun mu, herşey tamam demektir. Önemli olan başarıdır; haince yollardan başarıya ulaşmış olsan bile, bir kez başarılı oldun mu yaptığın herşey makbuldür.

Başarı bütün eylemlerinin niteliğini değiştirir. Başarı kötü araçları iyiye dönüştürür. O zaman tek sorun nasıl başarılı olunacağı, zirveye nasıl ulaşılacağıdır? Doğal olarak çok az insan zirveye ulaşabilir. Herkes Everest’e tırmanmaya çalışıyorsa, kaç kişi orda durabilir? Zirvede fazla yer yok; orda yalnızca bir kişi rahat durabilir. Çabalayan diğer milyonlarca insan kendini yetersiz hissedecek ve ruhunda büyük bir umutsuzluk yer edecek. Bu insanlar olumsuzluk hissetmeye başlayacak.
OSHO

Bu eğitim biçimi yanlış. Sana verilen, adına eğitim denilen bu şey tamamen zehirli. Okulların ve kolejlerin, üniversitelerin seni zehirliyor. Bunlar sende mutsuzluk yaratıyor; bunlar cehennemlerin üretildiği yerler ama bunu öyle güzel yapıyorlar ki, neler olup bittiğini asla fark etmiyorsun. Yanlış eğitim nedeniyle tüm dünya bir cehenneme dönüştü. Hırs fikri üzerine kurulu her eğitim yeryüzünde cehennemi yaratacak ve bu oldu da.

Herkes acı çekiyor ve kendini değersiz hissediyor. Bu gerçekten garip bir durum. Kimse değersiz değil ve kimse üstün değil, çünkü her birey benzersizdir, karşılaştırma yapmak mümkün değil. Sen sensin, sen yalnızca sensin, sen başka biri olamazsın. Buna gerek de yok. Ünlü olman gerekmiyor, dünyanın gözünde başarılı biri olman gerekmiyor. Bunların hepsi aptalca fikirler.

Tek ihtiyacın olan şey yaratıcı olmak, sevgi dolu, farkında ve düşünceli olmak… içinden bir şiir yükseldiğini hissedersen, bu şiiri kendin için, kocan için, çocukların için, arkadaşların için yaz ve şiirle ilgili herşeyi unut. Kendi şarkını söyle, dinleyecek kimse yoksa tek başına söyle ve keyfini çıkar! Ağaçlara git, onlar şarkını alkışlayıp, takdir edecek. Kuşlarla, hayvanlarla konuş, onlar asırlardır yaşama ilişkin yanlış kavramlarla zehirlenmiş insanlardan çok daha iyi anlayacak.

Hırslı insan hastalıklıdır. Kendinle ilgili olumsuzluk hissedersin, çünkü böyle hissetmeni sağladılar. Bunu sana yapan annen baban, bu senin genetik mirasın. Bunu sana yapan öğretmenlerin, dini liderlerin de aynı şeyi yaptı. Bunu sana politikacılar yaptı. Bunu o kadar çok insan yapıyor ki, doğal olarak sen de önemsiz olduğun, hiçbir gerçek anlamın ya da değerin olmadığı, kendine has bir anlamın olmadığı fikrini kabul ettin.
Her anne baba her çocuğa, “bir değerin olduğunu kanıtla!” diyor. Var olmak, yalnızca var olmak yeterli değil, bir şeyler yapmak lazım.

Benim yaklaşımım tamamen, gerçekte varoluşun değerli olduğu yönünde. Sen olduğun gibi, varoluşun öylesine önemli bir armağanısın ki, daha fazla ne isteyebilirsin? Bu güzel varoluşta sadece nefes almak, varoluşun seni sevdiğinin, sana ihtiyacı olduğunun yeterli bir kanıtı; yoksa burda olmazdın. Burdasın! Varoluş seni doğurdu. Demek ki çok büyük bir ihtiyaç oluştu ve sen bir boşluğu doldurdun. Sensiz varoluş eksik kalacaktı. Ben bunu söylediğimde, yalnızca sana söylemiyorum: bunu ağaçlara, kuşlara, hayvanlara, sahildeki çakıl taşlarına da söylüyorum. Koskoca sahilde tek bir çakıl taşı eksik olduğunda, sahil aynı olmayacak. Tek bir çiçek eksik olduğunda, evren onun yokluğunu hissedecek.

Her nasılsan öyle değerli olduğunu öğrenmek zorundasın. Ben sana benlikçi olmayı öğretmiyorum, tam tersi. Nasılsan öyle değerli olduğunu hissettiğinde, başkalarının da nasılsa öyle değerli olduğunu hissedeceksin.
İnsanları olduğu gibi kabul et; ‘meli’, ‘malı’ları kaldır, bunlar düşman. İnsanlar o kadar çok ‘meli’ taşıyor ki: ‘bunu yap, şunu yapma!’ O kadar çok yaplar ve yapmalar taşıyorsun ki, dans edemiyorsun; yükün çok ağır. Sana o kadar çok ideal ve hedef, mükemmellik idealleri verildi ki, hep yetersiz kalıyorsun. İdeallere kavuşmak tamamen imkansızdır. İdeallari yerine getiremezsin; onları gerçekleştirmenin yolu yoktur. Yani hep yetersiz kalacaksın.

Mükemmeliyetçi olmak, psikiyatr koltuğuna oturmaya hazır olmak demektir; mükemmeliyetçi olmak, sinir hastası olmak demektir. Oysa bize hep mükemmel olmamız söylendi.

Yaşam sonsuzdur, bu nedenle yaşamın sonsuza kadar kusurlu olduğunu söylüyorum. Kusurlu olmak yanlış değil. Kusurlarını kabullendiğinde, kendine karşı olumsuz olma fikri kaybolacak. Yaşadığın andaki durumu kabullen ve bunu gelecekteki bir mükemmellikle, bir gelecek idealiyle karşılaştırma. Nasıl olman gerektiğini düşünme. Bütün hastalığın kaynağı bu, bunu bırak. Sen, bugün olduğun gibisin ve yarın farklı olabilirsin. Bunu bugünden tahmin edemezsin ve ayrıca bunu planlamaya gerek de yok.
Bugünü bütün güzelliğiyle, bütün neşesiyle, bütün acısıyla, ıstırabıyla, coşkusuyla yaşa. Bugünü karanlığıyla, ışığıyla, bütünlüğü içinde yaşa. Nefreti yaşa ve sevgiyi yaşa. Öfkeyi yaşa ve şefkati yaşa. Bu anda ne varsa onu yaşa.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:23 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.