![]() |
UPPER AİRWAY RESİSTANCE SYNDROME:(ÜST HAVA YOLU DİRENCİ ARTIŞI SENDROMU) UPPER AİRWAY RESİSTANCE SYNDROME[img]/images/smilies/frown.gif[/img]ÜST HAVA YOLU DİRENCİ ARTIŞI SENDROMU)[/b]Olgu: 24 yaşında bir bayan olgu gündüz uykululuk yakınması ile başvuruyor. Olgu toplantılarda sık sık uyuya kaldığını, gün içinde sakarlıklarının sık olduğunu bildiriyor. Başvurduğu hekimce depresyon şüphesi ile tedavi aldığını ancvak yakınmalarının arttığını bildiriyor. Haftada 1-2 gece horladığını ancak bunun dışında uykuda sorunu olmadığını ancak gündüz hırpalanmış gibi uyandığını bildiriyor. Yapılan üst solunum yolu muayenesinde dil kökünün iri olduğu saptanıyor. Polisomnografiye alınıyor. Olguda gece boyu apne ve hipopne gözlenmiyor. Ancak sık arousallar ve azalmış yavaş dalgalı uyku dikkat çekiyor. Arousalların öncesinde abdominal efor artışı gözleniyor. Solunumsal efora bağlı arousal indeksi 14 saptanıyor. Gündüz uykuluk yakınması uyku laboratuarlarına başvuran olguların en sık yakındıkları sorunların başında gelmektedir. 1980 li yıllarda gündüz uykuluk yakınması ile baş vuran olgulara yapılan polisomnografilerde solunumsal bir olay olmaksızın sık tekrarlayan arousallar kayıt edilmiştir.Olgularda belirgin horlama, tanıklı apne yada uykudaboğulma hissi yakınması alınmamış, arousallara neden olabilecek, merkezi hiçbir neden saptanamamıştır. 1980 li yıllarda bu olguları "borderline OSAS" "sınırda uyku apne sendromu" olarak anan yazarlara rastlanmaktadır. 1992 yılında Dr Guilleminault Sleep dergisinde ilk kez UAHS dışında solunuma bağlı bir başka gündüz uykululuk nedenini tanımlamıştır. Dr. Guilleminault, yazısında uykuda apne, hipopne ve desaturasyon olmaksızın üst hava yolunda artan direncin uykuda bölünmelere ( sleep fragmentation) yol açabileceğini, bu sorunun horlama ve tanıklı apne olmaksızın klinikte kendini gösterebileceğini göstermiştir. 1992 yılından bu yana bu sendrom " Üst hava yolu direnci sendromu "olarak anılmakla birlikte uluslararası sınıflamalarda yer almamıştır. Yeni hazırlanan sınıflamada haif uyku apne sendromu olarak anılma eğilimi vardır. Ancak ülkemizde ve bir çok yurt dışı laboratuarda sendrom tanınmakta ve bu adla rapor edilmektedir. Hatta bazı olgularda sırt üstü yatışda uyku apneleri tanımlanırken yan yatışda UARS tanımı yapılmaktadır. EPİDEMİYOLOJİ VE KLİNİK TANI UARS tanısı alan olgular yaşca UAHS'li olgulardan daha genç ve zayıftırlar. Bu nedenle UARS'nin horlama ve UAHS arasında bir geçiş formu olduğu savı ortaya atılmıştır. Olgularda bayanların ağırlıkta olduğu iletilmektedir. Ancak UARS ile ilgili geniş serileri kapsayan çalışmalar horlama, tanıklı apne ve uykuda boğulma hissi yakınmalarının az olması olguların uykuda solunumsal sorunlar yaşayabileceği olasılığının göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Gündüz uykululuk, tatmin etmeyen uyku ve bunlara bağlı psikososyal sorunlar en sık rastlanan UARS belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır. UARS olgularının yanlış tanı ile, depresyon, idiyopatik hipersomni,... benzeri artmış uykululuk nedenlerinden biri sınıfında ele alındıkları öngörülmektedir. Polisomnografik tanı- tanıda UAHS'den farklar: Polisomnografinin yanlızca solunumsal parametreleri değerlendirilirse UARS tanısı konulamaz. Olgularda UAHS tanısı koyduracak sayıda apne, hipopne ve nokturnal desaturasyonlar yoktur. EKG deapne ve hipopnelerde görülen disritmiler saptanabilir. Hastalığın tanısı uyku bölünmelerinin saptanması ile konulur. Derin uyku (Evre 3-4) azalır. EEG' de ve EMG de arousallar görülür. (Amerikan Uyku hastalıkları Derneğine göre arousal: NREM de 3 saniyeden fazla EEG frekansının aniden alfa ve beta yada 16 Hz in üstüne çıkması yada REM de EMG tonunda ani artışın kayıt edilmesidir.) TEDAVİ Tedavisi UAHS tedavisi ile aynı akım şemasını izler. Yine üst solunum yolu muayenesi anatomik sorunların saptanımı ve tedavisi yoksa CPAP yada ağız içi aperey kullanımıdır. İçindekiler Kaynak: toraks.org.tr |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:25 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.