![]() |
Hekimin orucu Nöbeti devralmış hastaları geziyordum. Yaşlı beyefendi elinden düşürmediği kitabı, burnunun ucunda gözlüğü ve olanca sakinliği ile hasta yatağında oturmuş bizleri izliyordu. Hemen tümüyle beyazlamış saçları, derin mavi gözleri ve yüzünün derin kırışıklıkları, dolu yaşanmış hayatın izlerini taşıyordu. Emekli edebiyat öğretmeniydi. Hastanemizde safra kesesi rahatsızlığı nedeniyle yatıyordu. Bir iki gün sonra ameliyat olacaktı. Bizimki kitabını bırakmış gazetenin kare bulmacasını çözmeye uğraşıyordu. Yanına gidip yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorup biraz laflamak istedim. Niyetimi hemen sezdi ve kibarca gerek yok, kendi başıma hallediyorum dedi. Sonra bilmezsin ama yine de sorayım gibilerden bir ifade ile karaciğerin eski dildeki adını sordu. Bilemediğimi görünce gülümseyerek boş ver dercesine elini salladı. Gazeteyi ve gözlüklerini yatağın kenarına bırakıp nereli olduğumu, ailemin kökenini, kaç yıllık hekim olduğumu, hangi fakülteyi bitirdiğimi sordu. Biraz sonra siyasi görüşlerimi, hangi siyasi partinin sempatizanı olduğumu sormasını ve bu soruları nasıl yanıtlamam gerektiğini bilmediğimi fark ettim. Sözü almak için hamle yaptım: - Farkında olmadan sorguya çekilmek böyle bir şey olsa gerek. Öyle güzel sorguluyorsunuz ki itiraf etmem gereken bir suçum olup olmadığını düşünmeye başladım. - Doktor Bey oğlum. Bir iki gün sonra kesip doğrayacağınız, ameliyat edeceğiniz birinin doktorunu tanımak istemesini çok görmeyin, rica ediyorum. Ramazan ayındaydık. Hastamız başucundaki etajerin içinden çıkardığı kutuyu uzatarak çikolata ikram etti. Teşekkür edip bir tane aldım. Hastamız kutuyu yerine kaldırırken sözlerini sürdürdü: - Benim de size bir itirafım olacak. Kusura bakmayın ama oruç tutup tutmadığınızı öğrenmek için yaptım bu ikramı. - Oruçlu olup olmamam sizi neden bu kadar ilgilendiriyor? - Doktor Bey oğlum, oruç tutmak insanın hayatını, iş başarısını etkiler mi? Sözün nereye gideceğini tahmin edebiliyordum. Oruç tutmak insanın performansını genellikle olumsuz etkiler. Özellikle sigara içenlerde iftar vaktine doğru asabi olma, çabuk sinirlenme, kavga etmeye eğilim artar diye yanıtladım. - Bir sorum daha olacak. Dinimizde ibadet ve kabahat gizli olarak ilan edilmiştir. Öyle değil mi? - Sanırım öyle. - Yani bir hasta olarak beni ameliyat edecek hekime oruç tutup tutmadığını sorup onu zor durumda bırakmamalıyım. - O da doğru. - Ama ben oruç tuttuğu için çalışma performansı azalmış bir hekime ameliyat olmak istemiyorum. Hatta içemediği sigara yüzünden daha sabırsız ve hırçın davranabilecek bir hekime ameliyat olmayı, hiç istemiyorum. İşte bu nedenle benimle ilgilenen hekimlerin oruç tutup tutmadığını öğrenebilmek için bulunduruyorum bu çikolatayı. Oruç tutanlar haricinde genellikle geri çevrilmiyor bu meret. Sorguya çekildiğim yetmemiş, dini vecibelerimi yerime getirip getirmediğim de incelenmişti. Pes doğrusu diyecek oldum. - Sevgili doktorum, hekim olmanın hastaya tâbi olma anlamında çok ciddi sorumluluğu olduğunu kabul ediyorum. Her hasta, hekim için bir sınavsa; hekiminin 10 üzerinden 5 alıp geçmeye çabalayan öğrenci gibi değil de 10 almaya çalışan, çalışkan bir öğrenci gibi olmasını isteme hakkını herkes kendinde görür. - Ama bu çoğu zaman mümkün olmuyor. Üstelik oruç tutan hekim tarafından ameliyat edilmek istemeyen sizin gibi hastaların yanı sıra, tersine inançlı birine ameliyat olmak isteyen hastalar da oluyor. - İnsafsızlık ettiğimin farkındayım Doktor Bey. Sanırım insanlar hastalandıkları zaman daha bencil oluyorlar. Peki, hekimin hastaya tâbi olmasının sınırını nasıl çizeceğiz. Çözüm için bir öneriniz var mı? diyecek oldum. Eline aldığı gazetedeki kare bulmacayı gösterdi. Daha bunu çözemedim. Ama ben istediğim bilgiyi aldım. Artık içim rahat. Varın siz düşünün bu sorunun yanıtını? Ya da soruyu yanıtlamak isteyip istemediğinizi? Işıl ışıl mavi gözleri ile bir kez daha baktı. Belli belirsiz göz kırptı. Gözlüğünü takıp bulmacasına döndü. Dr. Mehmet Uhri mehmetuhri |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:12 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.