![]() |
Görünmez olmak - Her işi telaş içinde yapmaya alışmışız. Bir yerlere geç kalıyormuş hissi ile oradan oraya koşturuyoruz. Feribotun kalkmasına bir saatten fazla var ama bileti de anlamsızca telaş içinde almaya kalkınca cezayı yedik işte. Üstümü başımı kirletmesi de cabası. - Beyim, gençliğimde ben de senin gibi oradan oraya koştururdum. Ama nafile telaşmış bu koşuşturmalar. Bir gün geliyor yaşlandın deyip oyuncu değişikliğine gidiyor kenara alıyorlar seni. İşte o andan itibaren görünmez oluyorsun. Kenarda oturup oyunu seyretmekten başka bir şey gelmiyor elinden. Her sabah evden dışarı atıyorum kendimi. Burada oturup denize, martılara balıkçılara bakıyorum. Kenardan seyrediyorum işte. Sonbaharın sıcak yüzünü hissettirdiği yaprakların renklendiği günlerdeydik. Beyefendi işaret edene kadar limanı, martıları, balıkçıları fark etmemiştim. Balıkçı gırgırları limana balık indiriyor bir yandan da ağlarını temizliyorlardı. Martılar bu ziyafeti kaçırmamış ağlardan denize dökülen balık artıklarını kapmak için çığlık çığlık uçuşuyordu. Yosun, balık ve ıslak ağların kokusu kaplamıştı her yeri. Telaştan hiç birini fark edememiştim, bunların. Bizimki bastonuna dayanmış uçuşan martıları izliyordu. Limana bakan Tekel binasının çatısı limanı izleyen martılarla doluydu. Onlar da ziyafette sıranın kendilerine gelmesini bekliyor veya diğer martıların limandaki balık ziyafetini kenardan seyretmekle yetiniyordu. Eğitim için alçaktan uçan jet uçaklarının gürültüsünden bile etkilenmeden büyülenmişçesine limanın o cümbüşüne bakıyordu, çatıdaki martılar. Dizimin ağrısı hafiflemiş, sakinlemiştim. Havadaki yosun, balık ve ıslak ağ kokusu narkoz etkisi yapmış gibiydi. Bu arada Beyefendi İstanbul'da uzun yıllar öğretmen olarak çalıştığını, emekliliğinde İstanbul'un keşmekeşinden uzaklaşmak için Bandırma'ya yerleştiğini anlatıp, hayatın çok hızlı değiştiğinden yakındı. "Hayatın kolaylaşması daha hızlı akıyor olması böyle düşünmenize yol açıyor olabilir. Bana pek bir şey değişiyor gibi gelmiyor" diyecek oldum. Az önceki o kederli gülümseme tekrar belirdi bizimkinin yüzünde. - Değişti beyim. Çok değişti. İlkokulda okuyan her öğrenci ipek böceğini tanır, hatta besler büyütürdü bir zamanlar. Daha taze yaprak toplamak için dut ağacına tırmanmayan çocuk yoktu o zamanlar. Beslediği ipek böceğinin kozasını nasıl sabırla ördüğünü görürdü çocuklar. Öğrencilerimin de ipek böceği yetiştirerek hayatın nasıl sabır ve emekle biçimlendirildiğini anlamalarını beklerdim hep. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:24 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.