![]() |
Son sözü söylemek "Kimi yarası görünmesin diye bantlar, kimi de herkes görsün diye kaşır kanatır, doktor bey. Ancak hepimiz biliyoruz ki öyle yada böyle yara aynı sürede iyileşir. Ben yarası görünsün istemeyenlerdendim. Şimdi ise ne istediğimden emin değilim, çünkü korkuyorum" sözleri ile gözlerinden ince yaşlar süzüldü. Menopoz nedeniyle rutin tetkikler yaptırırken meme kanseri kanser saptanıp ameliyat olan hastamız ertesi gün taburcu olacağı müjdesine bu sözler ile yanıt vermişti. Memenin tümünün alınmamış olmasına ve erken tanı konulmasına karşın hastamızı ikna etmemiz pek mümkün olmamıştı. Sessizce başında durup sakinleşmesini bekledim. Pencere kenarında saksıda duran katmerli beyaz çiçekler açmış açelyayla ilgilendim, bir süre. Sakinleşince mendiline gözyaşlarını sildi. -Yanlış anlamayın, doktor bey. Öyle gözü yaşlı biri değilim. Ancak her şey kontrolümden çıkmış gibi geliyor. Endişeliyim. -Aslında bizce her şey kontrol altında, bundan sonraki tedaviler ile tümüyle başarılı sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Hastalığınıza erken tanı konulmuş olması en büyük şansınız. Bunu da kontrollerinizi aksatmamanıza borçluyuz. -Sizce öyle ama bence öyle değil. Yıllardır özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptım. Sorumluluk alma ve insanları yönetme konusunda kendime çok güvenirim. Her şey kontrol altında olsun isteyenlerdenim. Biraz da işim gereği böyleyim sanırım. Ama bu hastalık yüzünden bocalıyorum. -Ne hissediyorsunuz? -Anlatması zor. Ben hep son sözü söyleyenlerdenim. Telefonu kapatırken bile son söz benimdir. Dahası hayatta kontrol benim için çok önemlidir. Bence hayatta kontrol, son sözü söyleyen olmaktan geçer. Ama şimdi bedenim ve siz hekimler son sözü elimden aldınız. Hem bana söyleyecek söz bırakmadınız hem de her seferinde ne söyleyeceksiniz diye beklenti içine soktunuz. Bu bana göre değil. Korkuyorum. Kontrolü yitirmişim gibi geliyor. Yatağına uzandı. Ameliyat yerinin pansumanını yapıp kalan son dikişleri aldım. Ameliyat başarılı geçmiş sonrasında da sorun yaşamamıştık. "Yaranız iyileşmiş artık açık bırakabiliriz" deyince yüzü ekşidi. "Siz bugünlük yine kapatsanız, doktor bey" diye ricada bulundu. Geçirdiği ameliyata ve ondan kalan yaraya kendi alışmadan başkalarının görmesini istemediğini söyledi. Üzülmüş ve duygulanmıştı. Israr etmedim. O gün akşamüstü eşi ve çocukları geldiğinde yine otoriter havasına bürünmüş odadaki eşyaların toplanmasından evdeki hazırlıklara, gelecek ziyaretçilere kadar programlama çabasına girdiğini, ailesinin de bu duruma alışkın olduğunu fark ettim. Ailecek kendilerini bu kadar kontrol edebiliyor olmalarına biraz şaşırmıştım, doğrusu. Akşam yanlarına uğradığımda hastamız yemeğini yiyor, kızı da annesine portakal soyup dilimliyordu. Hastamızın kaşığı ağzına götürürken üzerine dökmesi üzerine kızı telaşla peçeteyi alıp silmek istedi. Hastamız "kendim silerim" diyerek izin vermedi. Bir süre bakıştılar sonra kızı ağlayarak annesinin boynuna sarıldı. Hastamız "alın şunu başımdan" dedikçe kızı daha çok sarıldı. Babası kızını annesinin yanından uzaklaştırıp odadan çıkardı. Hastamızın canı hayli sıkkındı. "Benim derdim bana yetiyor, bir de bunlarla mı uğraşacağım?" diye söyleniyordu. Bir süre susup pencere kenarındaki beyaz açelyayla ilgilendim. Sonra hastamız ile göz göze geldik; -Kızınıza biraz haksızlık etmiş olmuyor musunuz? Sizin için çok üzülmüş, onun da canı yanıyor. -Ama ben buna bir şey yapamam ki. -Yapmanız da gerekmiyor. Siz yaranızın üstünü örtüyorsunuz o kaşıyıp kanatmak o yarayı hissetmek belki de göstermek istiyor. Kendine saklamaya gücü yok belki. Sizin kadar güçlü olmayabilir. -Yani ne yapmalıyım? -Siz söylediniz. Bu sizin olduğu kadar aileniz için de bir yara. İyileşmesi öyle de böyle de biraz zaman alacak. Kim nasıl istiyorsa bırakın öyle yaşasın bu yara iyileşme sürecini. Ameliyat yaralarınız çabuk ve sorunsuz iyileşti ama sizlerde bıraktığı yara biraz daha geç iyileşecek gibi görünüyor. -Ama hasta olan benim. -Bu doğru. Fakat sizin hasta olmanız herkesi etkiliyor. Sustuğunuz anlarda onlar biraz önce olduğu gibi son sözü söylemek zorunda kalıyor ve bunu duygularıyla yapıyorlar. Hiç kimse için kolay bir durum değil. Kızınız sizi çok seviyor ve en az sizin kadar endişeli. Aranızdaki fark o endişesini gizleyemiyor. Belki de gizlemek istemiyor. Sizi sevenlere haksızlık etmeyin. Yanıt vermesine fırsat bırakmadan iyi geceler dilekleri ile odadan çıktım. Ertesi sabah çıkış işlemlerini tamamlayıp taburcu olmuştu. Servis hemşiresi hastamızın küçük bir paketle birlikte pencere önündeki beyaz açelyayı bana hediye bıraktığını söyledi. Pakette bir gün önce yarasını örttüğümüz pansuman ve küçük bir not vardı. Notta "Sanırım yaramı açık bırakabilirim, artık. Odama her girişinizde bu çiçeğin yapraklarını neden okşama gereği duyduğunuzu şimdi daha iyi anlıyorum. Kusura bakmayın yine son sözü ben söylemiş oldum galiba. Demek ki iyileşiyorum. Her şey için teşekkürler" yazıyordu. Dr. Mehmet Uhri mehmetuhri Kaynak: Ekolay |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:14 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.