Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Diğer Sağlık Haberleri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/diger-saglik-haberleri/)
-   -   Kurutulan kelebek (http://www.hayatimdegisti.com/forum/diger-saglik-haberleri/589931-kurutulan-kelebek.html)

Bluesky24 05-05-2010 01:55 AM

Kurutulan kelebek
 




Derinden gelen melodi tanıdık gelmişti. Biraz yaklaşınca Mazhar Alanson'dan Sarı Laleler şarkısının çaldığını fark ettim. Berlin'de Bergama müzesinde yıllar önce Bergama akropolünden götürülen görkemli Zeus sunağının merdivenlerini çıkıyordum.







Açık renk pardösülü, orta yaşlı hanımefendi sunağın merdivenlerinde oturmuş, cep telefonundan çalan Sarı Laleler şarkısına hafiften eşlik ediyordu. Müzenin kalabalığında dikkat çekmeden dalgın bakışlarla duvarlardaki fresklere bakıyor ve donuk bir yüzle şarkıyı mırıldanıyordu. Müze girişinde verilen telsiz kulaklıkları takan ziyaretçiler kendi dillerinde anlatılanları dinleyerek müzenin bölümlerini geziyordu.







Onca kalabalık, birbirini fark etmeden kulaklıklarda anlatılanlar ve müze duvarlarında yer alan fresklere yoğunlaşmıştı. Zeus sunağı o gün de misafirlerini kabul ediyor, telsizler aracılığı sanki tanrı Zeus Olimpos'tan insanlara sesleniyordu. Kulaklıklar yüzünden kimsenin kimseyi duymadığı bu ortamda, pardösülü hanımefendi kulaklığı cebine koymuş, merdivenlerde kendi müziğini dinlemekle meşguldü.







Karşı duvarda yer tanrısı Gaia'nın yenilgisini, gigantların köklerinden koparılarak öldürülüşünü, insanın tanrı görüntüsü ile dünyayı kendine benzetmeye, egemen olmaya başladığını anlatan görkemli freskin başı hayli kalabalıktı.







Berlin'e taşınan Zeus sunağı ise köklerinden koparılan gigantlar gibi yenilgiyi suskunca kabullenmiş görünüyordu. Doğduğu topraklardan koparılmış ve seyredenlerine sunulmuş canlı bir kafes hayvanı gibi bile olması istenmemişti. Sunak, her ne kadar görkemli duruşunu yitirmemiş olsa da bir koleksiyonerin eline düşüp kurutulmuş kelebek gibi olanca renkliliği ile ölümünü yaşıyordu. Anlayana, ölümün de bir estetiği olabileceğini işaret ediyordu sanki.







Sunağın sütunlarından birine yaslanıp fotoğraf çekmeye çabalarken yanıma gelen müze görevlisi sütuna yaslanmamam için uyarıda bulundu. Yorulan müze gezginleri, kendilerini sunağın kucağına bıraktıklarını pek hissetmeden merdivenlere oturmuş dinleniyorlardı. O hanımefendi ise şarkıyı tekrar tekrar çalmayı sürdürüyordu. Yanına yaklaştım.







Uykulu gözlerle döndüm rüyamdan



Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından







Selamlayıp yanına oturdum. Başıyla selamladı. Yanımızdan geçen yaşlı kadın kulaklığında anlatılanlara dikkat kesilmiş, zorlukla sunağın merdivenlerini iniyordu yalnız başına. Hanımefendiye kendimi tanıtıp nereden geldiğini sordum. İzmir Bergama'dan diye yanıtladı. Kederli görünüyorsunuz diye üsteledim. Bir süre sustu. Cevap vermekte tereddüt etti.







- Bizler Bergamalıyız. Akropolün çevresinde doğup büyüdüm. Kale derdik oraya. Çocukken oralarda oynardık oyunlarımızı. O zamandan beri babamla merak ederdik bu sunağı. Resimlerine bakardık hayranlıkla. Bir gün babam ile gelecektik buraya. Çok istemişti.







- Peki ne oldu?







- Memur ailesiydik. Gücümüz, paramız yoktu. Biraz paramız olduğunda da babamın ömrü yetmedi. Şu sigara illeti yüzünden yakalandığı akciğer kanserinden kurtaramadık. Geçen baharda kaybettim babamı.







Gözleri dolmuştu. Bir süre sustu. Şarkı ise çalmaya devam ediyordu.







Sen olmasan buralara gelemezdim ben



Sevemezdim bu şehri anlamazdım dilinden



Yeniden başlasam bu sefer korkmadan



Koklayıp birbirimizi çöpe atmadan



Satırlar uçar gider aklımdan



Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından







Şarkının çaldığı cep telefonuna dalgın gözlerle baktı.







- Çok sevmişti sarı laleler şarkısını. Hastanedeyken yatağında dinler dururdu garibim. Yakında bir yerlerdeyse belki sevdiği şarkıyı duyar gelir, görür buraları diye çalıyorum tekrar tekrar.







- Şarkıyı duyup yanınıza geldiğime göre işe yarıyor olmalı. Ne de olsa tanrılar tanrısı Zeus'un kucağındayız. Umarım dileğinizin gerçekleşmesine yardımı olur.







Bir süre daha o merdivenlerde oturup şarkıyı dinledik, birlikte. Çok geçmeden gelen görevli cep telefonu kullanmanın yasak olduğunu ve kapatmamız gerektiği uyarısında bulunup başımıza dikildi. Telefonu kapattık ama şarkıyı birlikte mırıldanmayı sürdürdük,







Satırlar uçar gider aklımdan



Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından







Müzenin diğer bölümlerini gezmeyecek misiniz? diye sordum. Bir süre daha oturmak istediğini söyleyip belki sonra dedi. Selamlaştık.







Müzeden çıktığımda kapalı, kasvetli Berlin havası hayli ürkütücü görünüyordu. Kuzeyden sert esen, serin rüzgar ise müze binasına hapsedilmiş Zeus sunağının kederli iniltisini taşıyor gibiydi. Kulağımda ise şarkının nameleri dönüp duruyordu.







Sen olmasan buralara gelemezdim ben



Sevemezdim bu şehri anlamazdım dilinden...







Dr. Mehmet Uhri



mehmetuhri

Kaynak: Ekolay


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:19 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.