İyi ki doğdun Naz!
 

İyi ki doğdun Naz!

Seni bir daha yaşamak isterim aslında. Doyamadığım içimdeki hallerin, düne karışalı 1 yıl oldu. 4 mevsim birbirine karıştı da geçti bile, 5. mevsim olsaydı diye düşlediğim ebrulili hayaller... Sanki seni beklemiş gibiyim, başka versiyonunu istemediğim bir sen ve med-cezirlerle dolu bir ben! Tam 365 gündür hayranlıkla sana bakıyorum, her bakışımda, bu benim mi diyorum, inanamıyorum, başka kimseyi yerine koyamıyorum. Boynuma sarılan minik ellerin, unutulmaktan son anda kurtulmuş ağzın, hokka gibi burnun, koklamaya doyamadığım ayakların, hayalimdeki bebeğin ela yeşil, güldüğünde kaybolan aşık olduğum adamın gözleri, gözlerinin içine giren ipek saçların ve flu gamzelerin... Hani uyuyorsun ya, uyuduğun pozisyonu terk ederek, hani zor anlarında aklına geliyorum da ‘aaannn-ne' diye sesleniyorsun ya bana, hani boynuma sarılıp, sulu sulu öpüyorsun ya, hani sana uzattığım bir parmağımdan aldığın güven hissiyle, küçük dağları ben yarattım diye dolaşıyorsun ya umarsızca, ‘hayır' yanıtına sınadığım sabrın ve sınırlarını zorladığımda dudak büküşünün ardından gelen o izlemeye doyamadığım ağlayışın var ya; işte buymuş anne olmanın güzelliği dediğim saf, çocuksu anlar. Sana dair aklımdan geçen her şey, şu anda klavyede sıralanıyor; bugün sen doğalı, ben anne olalı 1 yıl oldu. İyi ki varsın, iyi ki doğdun bebeğim. Hint kumaşı değerinde bize yaşattığın günler ve gecelerin hatırına, sevdiklerinle birlikte gözlerini açtığın dünyaya ‘hoş geldim' demeni, şeker tadında bir partiyle kutladık.İstedim ki sana ‘iyi ki doğdun diyeceğimiz' yerde, önceden saklı anılarımız olsun. Hem de bahar tazeliğinde olsun. Sıcak ve samimi, içten ve doğal olsun. İşte bu nedenle seçtik, Ardıç Cafe'yi. Tabii bir de biz bize olalım, istedik. İçerde eğlenceee vaaar diyerek kapıda karşıladığın konukların; baharı müjdeleyen renklerin coşkusuyla, pazar sabahına seninle ‘günaydın' diyorlardı. Çocukluğumuzun bir parçası olan uçan balonlar, halka şekerler ise çocuklarla, daima çocuk kalan büyüklerin ellerinden düşmüyordu. Senin için herkes buradaydı, ne de olsa seni çok seviyorlardı. Kucaktan kucağa dolaşıyor, herkesin kahvaltı tabağından bir parça alıyor, kendince ‘hoş geldiniz' diyordun. Yüzünden eksik olmayan gülümsemene, canın istediğinde kondurduğun öpücüğün eşlik ediyordu. Acaba farkında mısın, bugün senin doğum günün? Peki ya 1 yaş senin için ne ifade ediyor? Yoksa gelen hediyeleri mi merak ediyorsun? İşte tüm bu sorular cevapsız kalıyor... Ve işte pastan geliyor. Heyecanla başını pastana çeviriyor ve sanki mum üflemeyi biliyormuş gibi sevinç gösterisinde bulunuyorsun. Tabii beklediğim gibi, mumu üflemeden önce pastanın tadına bakmak için parmak dalışını yapıyorsun. Ve hep bir ağızdan yükselen ‘Happy birthday to you' eşliğinde 1 yaşını kutluyoruz. Belki de ‘iyi ki doğdum' demek istiyorsun. Bizce ‘iyi ki doğdun', ‘iyi ki varsın' Naz'lı kızım. Artık görsel hafızanın güçlendiğini düşünerek, bugünün bilinçaltına yerleşmesini diliyorum. Çünkü her şey öyle renkli, öyle canlı, öyle özel ve güzel ki, Dream's Organizasyon bu en mutlu günümüzde, en yaratıcı fikirleriyle bizimle birlikteydi. İş yoğunluğumun arasında, omuzlarımdaki yükü alan ve en ince ayrıntısına kadar günü planlama yardımcı olan sevgili Tuğba Hanım'a tekrar teşekkür etmek istiyorum. Bu arada yakışıklı oğlunun da yanaklarından öpüyorum. Ve akılda kalacak en tatlı anlardan birisi de, Beyaz Fırın'ın hazırladığı 1 yaş pastanın gelişi ve çikolatalı pastanı tattığı andaki yüzündeki mutlu ifade. Mutlu bir bebeksin, doğduğun günden beri. Yüzündeki gülümsemenin eksik olmayacağı, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeni diliyorum. İyi ki doğdun sarı şekerim...



Kaynak: Bebek