![]() |
İnsanları Olduğu Gibi Kabullenebilmek… İnsanları Olduğu Gibi Kabullenebilmek… Zaman içinde herkes olgunlaşıyor. Çocuk gibi diyerek biraz tiye aldığımız kişiler bile olgunlaşıyor ama değişim o kadar kolay olmuyor. Bir insan 7 sinde neyse 70 inde de odur deriz ya ama bunu hep sözde bırakıyor ve karşımızdakini değiştirmeye çalışıyoruz galiba. Bu konuda en büyük sancıyı çekenler de çocuklarımız oluyor. Anne ve baba olarak onlara yol göstermek, karakterlerini kendilerinin oluşturmasını izlemek yerine biraz baskıcı bir tutumla istediğimiz insan tipine çevirmeye çalışmıyor muyuz? Kendi eksiklerimizi onlarda görmeye tahammül edemiyoruz bazen ve kendimizi değiştirmek yerine onları değiştirmeye çalışıyoruz. Tabii ki bunun özünde onların daha güçlü ve daha kusursuz olmalarını istemek yatıyor. Ama onların ufacık omuzlarına biraz fazla yüklenmiş olmuyor muyuz? Onlar hayatı keşfederken biz önden giderek ayak izlerimizi takip etmelerini istemek onların yaşam hakkına saygısızlık olmuyor mu? Bir lider gibi önden giderek bizi takip etmelerini istemek yerine onların yanında yürümeyi seçemez miyiz? Karşısına çıkacak zorluklar hakkında önceden bilgi vermek ama onların bu zorluklarla başa çıkışını ve başarının keyfini sürmelerini izlemek daha doğru bence… Mutluluklarında yanlarında olmak değil tabii sadece… Başarısızlıklarında, her tökezlenip yere düştüklerinde “ben söylemiştim†gibi cümlelerle cesaretlerini kırmak yerine yanlarında olarak onlara cesaret ve yeniden mücadele gücü vermek… Sadece çocuğumuzu değil ailemizi, arkadaşlarımızı, dostlarımızı da yargılamaktan, kendi mükemmel insan figürümüzle eşleştirmekten vazgeçelim artık. Mükemmel bir insanın evrensel kıstaslarının olmadığını, toplumdan topluma ve kişiden kişiye değişeceğini unutmayın. İnsanları görünüşleri, yaşları, dilleri, dinleri ve bilgileriyle kıyaslamayı bir kenara bırakarak içine bakmayı deneyelim bundan sonra. Üstün olduğumuzu sandığımız konuları, ön yargılarımızı üzerimizden çıkaralım ve birbirimizin özüne odaklanalım. Her insanın içindeki saf öze… Aslında hepimizin aynı olduğu, sevgi ile baktığımızda birbirimizden öğrenebileceğimiz çok fazla şeyin olduğu ruhumuzu ortaya çıkaralım, ne dersiniz? Daha güzel bir yaşam yaratmak için eksikliklere değil çevremizdeki güzelliklere yönelelim. Hepinize mutlu ve lezzetli günler dileyerek bu ayki yazımı saygı, sevgi ve kabullenmeyi en iyi şekilde ifade eden bir sözle bitirmek istiyorum. Namaste… Lezzetli Seçenekler Sevimli Solucan Malzemeler 2 adet orta boy muz 1 çay bardağı fıstık ezmesi 1 tatlı kaşığı bal 4 adet bonibon Yapılışı Çocuğunuz muzların kabuğunu soyduktan sonra plastik bıçakla 2 parmak kalınlığında halkalar şeklinde kessin. Bu arada siz de fıstık ezmesi ve balı bir kasenin içinde karıştırın. Muz halkalarının aralarına fıstık ezmeli karışımdan sürdükten sonra birleştirerek tabağa koyun. Solucanların gözleri için bonibonların bir tarafına fıstık ezmesi sürüp muzun üzerine yapıştırın. Muzu pek iştahla yemeyen bir çocuğunuz varsa bu tarif sayesinde hem eğlenecek hem de muz yemekten büyük bir keyif alacaktır. Öneriler *Fıstık ezmesi ve bal yerine çikolatalı fındık ezmesi kullanarak farklı lezzette solucanlar hazırlayabilirsiniz. *Fıstığın alerjik olduğunu göz önüne alarak 6 yaş altındaki çocuğunuza kullanmayın… Kaliteli Zaman Yaratmak Çocuğunuza okuduğunuz hikaye kitaplarının yanında size bir alternatif önermek istiyorum bu ay. Çocuğunuzu felsefeyle tanıştırmaya ne dersiniz? Yok düşündüğünüz gibi anlaması zor kelimelerle dolu bir kitaptan bahsetmiyorum. Çıtır Çıtır Felsefe serisi 10 küçük kitapçıktan oluşuyor ve dünyanın işleyişini, temel kavramları sorular sorup düşündürerek öğretiyor. Çocuğunuzun yaşına göre bu seriden seçeceğiniz bir kitabı bu ay onunla paylaşmak eminim ikiniz için de eğlenceli olacak. Hepinize keyifli ve yaratıcı günler diliyorum… Kaynak: Bebek |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:52 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.