![]() |
Hayatındaki ilklere... Hayatındaki ilklere... Hayat hep geçişlerle dolu ve her dönem yeni bir başlangıç. 6. ayına doğru ilerlediğin şu günlerde yeni ilklerin oldu, hayata dair: İlk düşüşün, ilk katı gıdan, ilk yuvarlanışın, kendi odanda ilk gecen ve ilk dişin… Bir gün salonda koltukta bırakmıştım ki seni, geldiğimde yerde dergi karıştırıyordun! Doktorun süzgeçten geçirmemi söylese de, ben çatalla ezerek verdim, ilk sebze çorbanı! Oyun halısı diye tutturmuştum ki, aldığım ilk gece yuvarlanmaya başladın! Kokumu özlemene rağmen, yine de odan ve yatağın dedim! Ve çay bardağında test ettiğimiz, ilk dişin! Büyüyorsun, hem de hızla! Geceler, gündüzler birbirini kovalıyor. Aslında bu gece seninle hayata dair konuşmak için oturmadım, bilgisayarın başına. Henüz karnımda taşıdığım kadar, kucağımda taşımadım seni. Ama anlıyorum ki, seninle hayatım daha kalabalık. Öncesi, senden öncesini iyi ki yaşamışım ki, şimdi değerlimsin, özümsün. Yeni favori rengim, yeni yorumum, yeni yaşam tarzım, yeni dünyam, yeni bir ben; sensin! Ve işte evrende sıkışan asi ruhuyla başka gezegenlerde “özgürlük†arayan, kullanma klavuzunu bir türlü bulamadığımız, jenerasyon onarımı garanti dışı olan sevgili halan Ecem! Tahmin ettiğin gibi içindeki fırtınayı dindiremediği sessiz bir gecede yazılmış bir mektup var, sana! "Bu hayatta, bazen nefes almanın bile çok zorlaştığına şahit oldun artık sen de… Anne karnında yüzmek kadar kolay değilmiş değil mi? Küçük topuklarınla koltuğu döverken gözündeki yaşlarla ve odaları dolduran çığlıklarınla isyan ettin sıkıntına, kendin seçmediğin şeyleri yaşamaya. Kimsenin seni anlamadığını düşündüğün sırada ağzına koyulan bir oyuncakla avundun, sonra o da yere düştü ve sen anlaşılmadığın duygusuna daha bir inanır oldun. Büyüyünce karşılaşacaklarının, küçük ve masum, ama senin dünyanı huzursuzluğa boğacak bir demosunu yaşadın aslında, belki ufak farklarla. Her çığlığında oyuncak kelebeğin imdadına yetişti şimdilik, ama ilerde her zaman bir “Kadim Dostâ€un olmayacak yanı başında. Ebedi yalnızlığını kabullen ufaklık, tıka basa insan dolu bu dünyada tıka basa yalnız hissetmek çok zor değil çünkü. "Kadim Dost", diş jeli ve babanın serçe parmağı sayesinde ilk etabı atlattın, artık daha deneyimlisin: Çay bardağı onaylı, sol alt lokasyonlu ilk dişinle, artık tek dişli sıpacan canavarımsın!" “Sevgili halacığım, genç kızlığımın ikonu; Annemin karnındayken bunu ondan da çok duydum. O nedenle, "madem yalnız kalacağım o zaman geç geleyim şu dünyaya" dedim. Nasıl olsa içerde de yalnızdım, üstelik ılık ve karanlık dünyamda keyfim de yerindeydi. Ama doğduktan sonra, ailenin ve kalabalığın güzelliğiyle büyülendim. Kucaktan kucağa koklandım, sevildim. Dokunmanın, göz göze bakışmanın sıcaklığını yaşadım. Anladım ki, dışarısı içersinden daha güzel. Hele sen halacım, az mı çektin; kakamı, çişimi, kusmuğumu. Sonra tekmelerim ve sabah vızıltılarım. Ama hayat dayanılmaz değil ve çevrende senin arzularına cevap verecek sevdiklerin mutlaka var. Benim tecrübelerime göre, sen beni özlemiş ve hayata yeniden başlamaya özenmişsin. Oysa senin gibi olmak için neler vermezdim! Seni seviyorum, gel de yumuk ellerimi ağzına sokup, saçını çekeyim.†Kaynak: Bebek |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:23 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.