Zamana meydan okuyun
 

Erken yaşlanma, derideki hasarlar, antiaging diyetler, alternatif tıbbi yöntemler ve daha birçok kozmetik dermatoloji konu üzerine öğretim üyesi cilt hastalıkları uzmanı Dr. Melisa Eczacıbaşı'dan sizler için güzellik sırları aldık. En iyisi haftada 3-4 kez yağlı balıklar tüketmek, haftada 3-4 kez bir avuç kadar badem, fıstık, ceviz tüketmek, doymamış yağ asitler arasında keten tohumu, zeytinyağı, avokado gibi doğru seçenekleri tercih etmektir. Uyku sırasında salgılanan seratonin ve dopamin hormonları vücudun genç ve dinamik tutulmasında oldukça önemli hormonlar bunların büyük bir kısmı ise uyku sırasında salgılanıyor. Yılların izlerini silmek, her daim genç, güzel ve fit görünmek artık hayal değil, doğru beslenme, düzenli egzersiz, stresli ortamlardan uzak durmak ve tıbbi ve estetik müdahaleyle gerçekleştirilebilecekler, hayal gücümüze bile aşan bir çağa girdi. Yıllar önce aklımıza gelmeyenler bugün dakikalara sığan gerçekler haline dönüştü. Her aşamada önlem almamız gereken durumları, çok zaman geçmeden ya rutin hayat tarzına getirmek veya profesyonellerden yardım almamız gereken durumlarda zamanında uygulamaları başlatmaktır. Yaşlanmanın en önemli nedenleri nelerdir?



Bence yaşlanmanın ve ya zamanından önce erken yaşlanmanın en önemli nedeni strestir, bunlar bazen çok ani ve kısa sürede geçebilecek stresler olabildiği gibi, kişiyi uzun süre kendi etkisinde alabilecek stresler, yani artık o kişinin bir yaşam tarzı haline gelmiş stresler de olabilir. Stresli durumlar kandaki kortizol hormon seviyesini artmasını neden oluyor, kortizol hormonun yükselmesi bir yandan tansiyon artışını sağlarken, diğer yandan vücudun bağışıklık sisteminizi zayıf düşmesini neden oluyor.Erken yaşlanan bölgeler hangileridir?



Aslında tüm olay vücutta önemli fonksiyonu olan organların, iyi kan dolaşımı sayesinde iyi beslenebilmeleri ve aktif olarak hayatlarını devam edebilmeleridir. Bu köprü görevini yapan ana organımız da zaten damarlarımız, yaşları son derece genç olan 15-20 arası 100 genç üzerinde yapılan otopsik çalışmalar, bir çok oranın halen sağlıklı olmasına rağmen damarların bozulmaya başladığı, düzgü ve pürüzsüz olan damar çeperlerinin daha çıkıntılı ve pürüzlü göründüğü, dolayısıyla kan kış hızını ve organların düzgünce beslenmelerini da etkiledikleri görülmüştür. Tabi ki buradaki baş aktör yine stres, sigara ve alkol gibi etkenlerdir, organlar iyi beslenemediklerinde ise kalp kriz riskinin artması, cinsel aktivitede ve kalitesinde düşüş ve cildin genel kalitesinin bozulması, erken yaşlanmak ve kırışıklıkların erken oluşması kaçınılmaz olacaktır. Burada doğru beslenme faktörünü da unutmamak gerekiyor, genetik bir risk taşıyorsanız eğer ancak stresten uzak durarak, günde sağlıklı miktarda sebze ve meyve tüketerek ve az doymuş yağ asit tüketerek tansiyonunuzu kontrol altında tutabilirsiniz.Geç yaşlanmaya etki edecek besinler var mı?



Şu anda bilimselliği birçok çalışma tarafından desteklenen Akdeniz diyet tarzıdır. Bunlar hem kalp krizi, hem da artık çağımızda çok yaygın görülen kanser vakalarına karşı vücut direncini dengede tutan beslenme tarzlarıdır. Fıstık, badem, zeytinyağı, balık, meyve, sebze, bol lif içeren kuru baklagiller ve tahıl grupları içeren beslenme tarzı. En iyisi haftada 3-4 kez yağlı balıklar tüketmek, haftada 3-4 kez bir avuç kadar badem, fıstık, ceviz tüketmek, doymamış yağ asitler arasında keten tohumu, zeytinyağı, avokado gibi doğru seçenekleri tercih etmektir Ayrıca sağlığınızda önemli bir değere sahip olan likopenleri almak için domates ve ya domates sosları kullanmaya unutmamak gerek.Kahve, alkol ve güneşin geç yaşlanmaya etkisi nedir?



Bilinen aksine bu besin grubunun yaşlanma etkisi olmadığı gibi aslında doğru kullanıldığı takdirde yaşlanmaya karşı kullanılabilecek faktörler, mesela alkol doğru ve dozunda kullanıldığında damarların tıkanmasına engeller, kan akışını düzenler ve kalp kriz riskini azaltır. Fransızlar gibi günde bir küçük kadeh şarap, bira ve ya küçük bir bardak daha sert içki almanızda hiçbir mahsur yok, çok fazla miktar alınan alkol bağışıklık sistemini zayıf düşüreceği için kalp krizinden kansere kadar birçok hastalığa zemin hazırlar. Kahveyse aslında Alzheimer ve Parkinson gibi sinir sistem hastalıklarına iyi geldiği ve günde 1-2 fincan kadar içildiğinde stres düzeyini azaltmakta etkili olduğunu hatta kansere karşı vücut direncini artırdığı gösteriliyor. Güneşe olan ihtiyacımız ise D vitaminin sentezi ve dolayısıyla hem bağışıklık sistemin güçlenmesi ve damarların genç kalması için önemli bir faktör, güneşten mahrum olan iklimler ve ülkelerde yaşayanlar ise son bahar ve kış aylarında diyetlerine ortalama 400 IU ünite kadar D vitamin eklemek zorundalar.Uykunun kalitesi, süresi ve yaşlanma sürecinin yaşlanmaya etkisi nedir?



Az uymak erken yaşlanmaya neden oluyor, çünkü damarların erken yaşlanması ve organların yeterince beslenmesini etkiliyor. Uyku sırasında salgılanan seratonin ve dopamin hormonları vücudun genç ve dinamik tutulmasında oldukça önemli hormonlar bunların büyük bir kısmı ise uyku sırasında salgılanıyor. Devamlı az uymak vücudun bağışıklık sistemi ve direnç mekanizmasını etkiliyor o yüzden hastalıklarla mücadele bir nevi zorlaşıyor, az uyku uyuyan insanlarda şekerli ve tatlı yiyeceklere karşı meyil daha fazla olduğundan kilo almaları da kolaylaşıyor. Günde 9-10 saatten fazla uyumak bir nevi depresyon ve yaşama karşı belirsizliklerin habercisi. Bu gibi durumlar da erken yaşlanmaya yol açıyor.Anti-aging tedavilerinde aslında sağlıktan çok güzelliğe mi önem veriliyor?



Evet aslında yapılan en büyük yanlış da bu. Genç vücutlar ve genç insanlar gençliğin büyüsünü kapılarak bedenlerini çok sağlıksız bir şekilde yoruyorlar, fazla stresli ortamlar, sigara dumanı haftada birkaç kez gece geç saatlere kadar sabahlamaların bedeli aslında 40-45 yaş sonrası ödeniyor. Bu nedenle 45 yaş civarı o kadar kötü görünen insan var ki, bazen yaşıtlarına göre bu konuda çok büyük fark atan kişileri sıkça rastlamamızın nedeni de bu aslında, güzellikse aslında sağlığın yansıttığıdır. Kremlerin gerçekten yaşlanmaya geciktirici etkileri var mı?



Yaşlanmaya geciktirici etkilerinden çok o dönem için cildinizi rahatlatan ve kendini iyi hissettiren ürünlerdir diyebiliriz, yaşlanmaya durdurmaktan çok bir nevi az miktarda geciktirici ve o dönem için var olan kuruluk ve yağlanma sorununu giderici ürünlerdir.





Aslında cildin üzerine sürdüğünüz ürünlerden çok ne yiyip içtiğiniz ve hangi ruh halinizde olduğunuz çok önemli. Önemle almak gereken kozmetiklerse, etkili temel maddeler içeren kremler, örneğin retinoik asit ve ya hidrokinon gibi maddeler ancak istikrarlı ve uzun süreli kullanımlarda sonuç gösterebilir, enjeksiyonun etkisi 1 hafta gibi kısa bir sürede kendisini gösterirken kremlerden sağlıklı bir sonuç almak için en az 1-3 ay süre gibi bir zaman beklemek gerekiyor. Örneğin hidrokinon içeren kremler ciltteki yaşlılık lekelere karşı etkili iken salisilik asit ve retiniod içeren kremler ise gözeneklerin görünümün azaltabilirler. Antioksidanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?



Antioksidanların cilde zararlı etkiler karşı koruyucu kalkanları mevcut. Serbest radikaları nötralize edip, gelen zararı bir dereceye kadar onarabilirler. Cildimiz güneş koruyucu kullansak bile kollojenin kırılmasına ve cilt kanserlerine neden olan serbest radikaları maruz kalıyor, antioksidanlarsa bu etkileri en aza indirebiliyor. Dışardan aldığımız bazı cilt bakım ürünler içersindeki yeşil çay, üzüm çekirdeği özü, soya ve c vitaminler gibi antioksidalar da önemlidir. Ağızdan alınan C vitaminler ve E vitaminler da bu konuda çok etkili.Son yıllarda devrim niteliği taşıyan kozmetikler ve yöntemler hangileridir?



Retinoik asit içeren kremler cilt kalınlığını artırarak cildin yaşlanmasını önlemek ve dış etkenlere karşı cildi korumak, UVA VE UVB ışınlara karşı cildi koruyan güneş koruyucularsa yine çok önemli bir buluş, tazorac güneşten dolayı meydana gelen hasarları geri döndürmede etkili, 3. sırada botox ve dolgu maddeleri dakikalar içinde gençliği sağlayan temel maddeler ve en son happy lifting yöntemiyle istenmeyen bölgeleri toparlamak, unutmamak gereken yaşlanmanın büyük bir kısmı genetik iken % 20-% 30 güneş, sağlıksız beslenme, sigara, stres, erken yaşlanmanın belirtileriyse aslında eller ve boyundan evvel göz çevresindeki dokunun gerginliğini kaybetmek, doku elastikiyet kaybı ve kolojen kaybıyla oluşan değişikliklerdir.

'

Kaynak: Anneyiz