Yeni diyet uzmanı Hazreti İsa!
 

Yeni diyet akımını, kimileri ''Tanrı'nın yolunu izlemek'' olarak adlandırıyor, kimileri ise dini sömürü olarak yorumluyor.







Günümüzde irtifa kaybetmeden büyüyen, neredeyse biricik endüstrilerden biri haline gelen diyet endüstrisi her geçen gün zayıflama mucizilerinin skalasını genişletecek biryöntem buluyor. Şimdi bu alanda yükselen değer İncil'e ve Hazreti İsa'ya göre beslenme var.







Geçtiğimiz günlerde Financial Times Magazine'de yayınlanan yazıya göre, Amerika'da şu sırada İncil'e göre beslenenlerin sayısı giderek artıyor. Gerçekten de öyle. Kitap raflarını İncil'e göre beslenme kitapları sarmış durumda: What would jewush eat(İsa ne yerdi?), Slim for him and more jesus, less of me. Onun için zayıfla: Daha çok İsa, daha az ben gibi kitaplar her geçen gün okur sayısını arttırıyor. Dr. Don Colbert imzalı ''İsa ne yerdi'' adlı kitapta örneğin, Hz. İsa'nın hubutat, balık, meyve-sebze yediği, kısıtlı miktarda yağ, et ve şarap tükettiği yazıyor.



Domuz eti ve kabuklular ise kesinlikle yasak. Aslında İncil kaynaklı diyet kitaplarının ilk ortaya çıkışı 1950'lerin ortalarında olmuştu. Ancak bu kitapların ve reçetelerin yeniden doğuşuna ve popülerlik kazanmasına ABD'de obezitenin patlaması yol açtı.







Diyet sektörü, obezite ile mücadele eden, püriten ve Evangelist ABD'lileri tam kalbinden vuracak bir reçeteyle kendisine yeni açılım buluyor. Öyle ya; bir taşla iki kuş. Hem kutsal kitaplara göre beslenerek, kendilerini manen huzurlu hissedecekler hem de zayıflayacaklar.







Yine de kamuoyu bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Kimileri İncil'le diyeti karıştırmamak gerektiğini söylerken, kimileri de Tanrı'nın insanlara beslenme konusunda yol göstermesinin doğru olduğu inancında.







Kitaplar bir yana, İncil'e göre zayıflatan merkezler de var, ekoller de! Farklı gruplar, farklı İncil Diyeti ekollerini oluşturmuş durumda.







TANRI'NIN YARATTIĞI YİYECEKLER







First Place(İlk Etap) adını taşıyan ve halen ABD'de 50 eyalette uygulanan programa katılanlar, İncil'de sözü geçen yiyeceklerle beslenerek kilo veriyor. Elbette bu beslenmenin yanı sıra dualar okuyor ve egzersiz de yapıyorlar. First Place hareketinin kuruluşu 1981 yılına dayanıyor.







ABD'nin Houston eyaletinde bir Baptist Kilisesi'nde ilk tohumları atılan hareket bugün ülke çapında 12 bin kliseye ve cemaatine yaygınlanmış durumda. First Place hareketi önderleri kilo sorununu Hz. İsa'nın yolundan giderek çözdüklerini söylüyor. İnsanlara daha çok sağlıklı bir beslenme planı ve hayat tarzı sunduklarını iddia ediyorlar. Diyetlerin en önemli özelliklerinden biri besinlerin doğal haline en yakın olduğu şekilde yenme gibi bir özellik taşıması. Et ve et ürünleri mönüde çok tercih edilmezken yeşil sebze ve meyveler diyet programında büyük önem taşıyor.







Et ve et ürünleri, kutsal günlerde öneriliyor ve vejjetaryan beslenmeye yakın reçeteler sunuluyor:







Şu sıralarda ABD'de özellikle gözde olan İncil Diyeti programı ise The Maker's Diet. Yani Yaratan'ın Diyeti. Programın kurucusu, beslenme uzmanı Jordan Rubin'in aynı adla yazdığı, Nisan ayında çıkan kitabı büyük ilgi gördü. Rubin'in aynı zamanda bir zayıflama merkezi de var.







''Yaratan Diyeti; Hayatınızı sonsuza kadar değiştirecek 40 günlük sağlık deneyimi adlı kitabın yazarı aynı zamanda Yaratan Diyeti'nin kurucusu, 28 yaşındaki beslenme uzmanı Jordan Rubin diyetinin temellerini şöyle anlatıyor:







Diyetin amacı öncelikle sağlıklı beslenme. Burada da iki kriter var. Birincş kriter besinin Tanrı tarafından yaratılmış olması; ikincisi de Tanrı'nın yarattığı insan vücuduna uygun bir biçimde tüketilmesi. Hayvan eti yenecekse bu hayvanların sağlıklı olması gerekiyor. Aynı şekilde sebzelerin de



sağlıklı ortamlarda yetiştirilmesi gerekiyor.







40 GÜNDE 140 KİLO







İşin ilginç yanı bu programda domuz eti, kabuklu deniz hayvanları, istiridye, yenngeç gibi hayvanların yenmemesi. Yine margarinlere, yapay tatlandırılara, beyaz şekere, hidrojenden geçirilmiş yağlara izin yok. Öte yandan bamya, balkabağı, yaban mersini, salatalık, kavun, karpuz, bezelye, susam, ay çekirdeği gibi meyve ve sebzeler yenilebilir.







Rubin'e göre bu diyeti herkes uygulayabilir; bunun için illaki Hıristiyan olmak gerelmediği gibi ateist olmak bile bu diyetleri uygulamak için engel değil. İncil'in elbette bir sağlıklı beslenme kitabı olmadığını ancak kutsal kitapta nasıl besleneceğine dair yol gösteren bilgiler olduğunu söyleyen Jordan kutsal kitabı bir diyet kitabı gibi kullanmanın dinin doğasına aykırı olup olmadığı konusunu ise şöyle yanıtlıyor:







''Tanrı bize fiziksel, ruhsal, zihinsel ve duygusal olarak sağlıklı olmak için yollar gösterir. Ruhla bedeni, duygu ile zihni ayıramazsınız.''







İncil'le beslenme ekolünü savunanlar, modern dünya için 'ilkel' olarak adlandırdıkları beslenme şekli ve yaşam anlayışını savunuyor. Elbette organik beslenme de birinci planda.







YENİ AKTÜEL'DEN / İMEDYA.COM



Kaynak : Bayposta.com