![]() |
İŞYERİ HEKİMLİĞİNİN ÖNEMİ İŞYERİ HEKİMLİĞİNİN ÖNEMİ[/b]Bilindiği üzere Sağlık, insanın sadece hastalık ve sakatlığının olmaması değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik hali içinde olmasıdır. Bu tanım dikkatle değerlendirildiğinde, kişinin sadece organik hastalıklara sahip olmamasının her zaman sağlıklı olması anlamına gelmediği görülecektir. Psikolojik ve sosyal iyiliğin bileşenlerini de hangi ortamda olursak olalım, hekim olarak göz önünde bulundurmak zorundayız. Sosyologlar hastalığı, kişinin kendinden beklenen sosyal rolü yapamaması olarak tanımlamaktadırlar. Sağlıklı olmak temel bir insan hakkıdır. Sağlık hizmetleri sadece tedavi ve rehabilite edici hizmetler değildir. Bundan daha önce koruyucu hizmetler gelir. İnsanları hastalıklardan korumak, sağlığın devamlılığını sağlamak hekimliğin asli görevidir. Böylesi hem daha insancıl, hem de daha ucuzdur. Diğer yandan insanlar, ev dışındaki zamanlarının en önemli bölümünü işyerlerinde geçirirler. Fakat iş ortamının, birçok çalışan için çeşitli sağlık zararları vardır; kaza ve yaralanmalar, solunum hastalıkları, kanser, iskelet-kas sistemi hastalıkları, üretim bozuklukları, kalp-damar sistemi hastalıkları, akıl ve sinir hastalıları, göz hasarları, işitme kayıpları ve bulaşıcı hastalıklar gibi. Dolayısıyle iş ortamından kaynaklanan zararlar, dünya nüfusunun önemli bir bölümünü ve özellikle de gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir. Az gelişmiş ülkelerde toplam iş gücünün % 80 kadarı tarım, madencilik ve diğer basit üretimlerde çalışmaktadır. Bu ülkelerin temel iş sağlığı sorunları; ağır çalışma koşulları, sıcak stresi, iş kazaları, pestisid zehirlenmeleri, organik tozlar ve biyolojik zararlılardan kaynaklanmaktadır. Bunlar, meslek hastalıklarının ve ölümlerinin çoğu zaman nedenleridir. Ayrıca paraziter ve enfeksiyon hastalıkları, kötü hijyen ve sanitasyon, yetersiz beslenme, genel yoksulluk ve cahillik gibi mesleki olmayan birçok faktör, mesleki sağlık zararlılarının etkilerini artırır. Kayıt altında olmayan sektör ve küçük ölçekli sanayide, iş ortamının sağlık zararları daha fazladır. Buralarda sıklıkla geçici ve sigortasız işçi çalıştırılmaktadır. Tüm dünyada küçük ölçekli sanayide çalışanların sayısı bir milyar olarak tahmin edilmektedir. Ancak buraların işçi sağlığı ve güvenliği açısından uygun koşullarına sahip oldukları söylenemez. Hızlı sanayileşen ya da gelişmekte olan ülkelerde; gelişmiş ülkelere göre daha eski ve daha zararlı teknolojilerin kullanımına bağlı olarak, iş sağlığı problemleri daha fazla görülmektedir. Üstelik teknik ve finans kaynaklarının kısıtlı olması; iş ve işçi sağlığı, iş güvenliği, çevre sağlığı tedbirlerinin alınması konularında sıklıkla yetersizliklere neden olmaktadır. Böylece iş kazaları, genel fiziksel ve ergonomik hasarlar, mesleki yaralanmalar ve hastalıklar temel problemler haline gelmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının çoğu kayıt altında olmadığı için bunların gerçek rakamlarını bildirmek de zordur. Görünen o ki, iş ortamından kaynaklanan zararlar ekonomik gelişmeye paralel bir dağılım göstermektedir. Koruyucu tedbirlerin gelişimi de yine bununla ilgilidir. Ama gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun bu konuda temel prensip aynıdır; herkese iş sağlığı. Özetle hekimlikte koruyucu hekimlik, koruyucu hekimlikte işyeri hekimliği, toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Bu önem daha 1930'da çok iyi algılanmış ve 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu'muzun 180. maddesinde "devamlı en az 50 işçi çalıştıran işverenler, asgari bir tabibin murakabesini temine mecburdur. Hastanesi olmayan veya şehir haricindeki yerlerde, bir hasta odası ve ilkyardım vasıtaları bulundurulacaktır. 100-500 daimi işçisi olan işyerlerinde bir revir, 500 den fazla işçisi olan işyerlerinde her yüz işçiye bir yatak hesabıyla hastane yapılacaktır." İçindekiler Kaynak: toraks.org.tr |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:18 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.