![]() |
Tüberküloz Tüberküloz[/b]Doğal Gelişim: Tüberküloz hastalığı insanlık tarihi kadar eskidir. Eski Mısır Mumyalarında hastalığa ait izler saptanmıştır. Mycobacterium tuberculosis'in, bir başka mikobakteri türü olan ve daha çok sığırlarda hastalık yapan Mycobacterium bovis'den evrimleştiği ileri sürülmektedir. Sığırlarda mastit yapan ve süt ile geçen bu hastalık türünde, insanların enfekte sütleri içmesiyle daha çok lenfadenit şeklinde seyreden bir hastalık gelişmektedir. Bu tür hastalık fatal bir seyre yol açmamakta, çoğunlukla kendiliğinden iyileşmekte ve kişide mikobakteri enfeksiyonlarına karşı bir bağışıklık geliştirmektedir. İlkel yaşantı dönemlerinde, insanların sığırları evcilleştirmesi, et ve sütlerini tüketmeleri süreçlerinde yoğun bulaş olabileceği ileri sürülmekte ve uzun yıllar içerisinde, Mycobacterium bovis'den Mycobacterium tuberculosis'in evrimleştiği düşünülmektedir[1]. Mycobacterium tuberculosis ile insan arasındaki etkileşim değişik safhalarda olmaktadır. Öncelikle tüberküloz basilinin insana bulaşmasında en önemli yol, solunum ile basilin alınmasıdır ve bulaşın en önemli kaynağı, basil çıkaran hastalardır. Hastaların konuşması, öksürmesi ve hapşurması sırasında ortama içinde basiller bulunan damlacıklar saçılmaktadırlar. Bu damlacıkların çapları değişik olmaktadır. Büyük damlacıklar hızla yere düşerken, küçük çaplıların düşüşü daha uzun zaman almaktadır. Böylece küçük çaplı damlacıklar daha uzun süre havada asılı kalmakta, aynı odada bulunan insanlar tarafından inhale edilme olasılığı artmaktadır. Ayrıca büyük çaplı damlacıklar üst hava yollarında tutulmakta ve akciğerlere ulaşamamaktadırlar[2]. 0.1 mm ve altında çapı olan partiküller çok yavaş olarak yere düşmektedirler. (12 mm/dakika hızında) Bunun anlamı uzun süre havada asılı kalabilmeleridir. Her bir damlacığın içinde 3-10 arası basil bulunabilmektedir. Aynı havayı soluyan duyarlı bireyler, havada asılı bu damlacıkları inhale etmektedirler. Çapları alveollere ulaşmak için büyük olan bu damlacıkların büyük bir kısmı üst hava yollarının lokal koruyucu mekanizmaları tarafından tutulmaktadır. Damlacıkların sadece %6'sı alveoler düzeye erişebilmekte ve enfeksiyon oluşturabilmektedir. Tüberküloz basili ile bu şekilde karşılaşan bireylerde doku düzeyinde gelişen olaylar sonucunda Primer Enfeksiyon ortaya çıkar. Doku düzeyinde tüberkül yapısı gelişir. Klinik olarak bir semptom vermeyen bu durum o kişiye yapılacak tüberkülin testi ile anlaşılabilir. Tüberkülin testi reaksiyon veren bu kişiler Mycobacterium tuberculosis ile artık enfektedir ancak tüberküloz hastası değildirler. Primer enfeksiyonu takiben, enfekte olanların yaklaşık olarak %5-10'unda ilk iki yıl içerisinde Progresif Primer Hastalık gelişmektedir ki, bu gün için çocuk tipi tüberküloz olarak adlandırdığımız hastalık şeklidir. Hastalığın çocukluk çağında ortaya çıkmasının nedeni, tüberküloz eğer o toplumda yaygın ise, çocukların yaşamın ilk yıllarında tüberküloz basili ile karşılaşma olasılığının daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Eğer toplumda tüberküloz yaygın değilse ve tüberküloz basili ile karşılaşma riski çeşitli nedenlerden dolayı ileri yaşlara kaymışsa, Progresif Primer Tüberküloz ya da Çocuk Tipi Tüberküloz erişkin yaşlarda görülmektedir. Progresif Primer Tüberküloz genellikle bulaştırıcılık açısından büyük önem arz etmez. Çocuk tipi tüberküloz geçirmeyen bireylerde tüberküloz basilinin çoğalması immün sistem tarafından durdurulmuştur. Bu bireylerde saptanabilecek tek bulgu tüberkülin testi pozitifliğidir ki, tüberküloz basiline karşı kazanılmış gecikmiş tipte immün cevabı göstermektedir. Bu bireyler aynı zamanda latent odaklarında tüberküloz basilini çoğalması engellenmiş bir şekilde taşımaktadırlar. Yaşamın ileri yıllarında bu kişilerde immün sistemin zayıflaması ile dormant durumda taşıdıkları basilin yeniden çoğalması ile (Endojen Reaktivasyon) ya da dışardan basilin yeniden alınması ile (Eksojen Reaktivasyon) tüberküloz hastalığı ortaya çıkmaktadır.[3] Genel olarak tüberküloz denildiğinde anlaşılan, hastalığın bu formudur ve hastaların yaklaşık olarak yarısı yayma(+) akciğer tüberkülozudur. Bu formun önemi, hastalığın en bulaştırıcı tablosu olması ve enfeksiyon zincirinde önemli rol almasıdır. Primer enfeksiyonu takiben, bir grup bireyde Progresif Primer Tüberküloz (Çocuk tüberkülozu = çocuk tipi tüberküloz) gelişmektedir. Progresif Primer Tüberküloz daha çok lenfadenit tüberküloz( hiler, mediastinal, paratrakeal tutulumlardan biri ya da kombinasyonu) ve buna bağlı komplikasyonlar (orta lob sendromu nedeniyle atelektazi), plevral effüzyon, parankimal konsolidasyon, nadiren kavitasyon, miliyer tüberküloz, menenjit tüberküloz ya da ekstrapulmoner tüberküloz olarak klinikte karşımıza çıkmaktadır. Progresif Primer Tüberküloz gelişmeyen bireyler, asemptomatik olarak yaşamlarını sürdürürler. Tüberküloz basili ile organizmanın karşılaştığının bir göstergesi olan tüberkülin testi bu kişilerde pozitif yanıt vermektedir. Balgamının mililitresinde 10 000 basil olan bir hastanın balgam yayması yapılıp boyandığında Mycobacterium tuberculosis (Aside dirençli basil) görülme olasılığı %95'dir. Yayma (+) olarak adlandırılan bu hastalar, hastalığın bulaşmasında en önemli rolü oynamaktadırlar. Enfeksiyöz (yayma +) bir hastanın, sosyal konumuna bağlı olarak yılda ortalama olarak 20 ile 400 kişiyi enfekte edebileceği ileri sürülmektedir. Buradan yapılacak bir hesaplama ile bir hastanın 20 kişiyi enfekte ettiği varsayılırsa, enfekte olanların da %10'unda hastalık gelişeceği böylece 2 yıl içinde 2 kişide hastalığa yol açacağı hesaplanabilir. Özetlenecek olunursa, tüberküloz basili ile organizma arasında üç ana durum söz konusudur: 1.Tüberküloz basili ile hiç karşılaşmamış bireyler, 2.Basil ile karşılaşmış ama hastalanmamış enfekte bireyler, 3.Basil ile karşılaşmış ve hastalanmış bireyler. İçindekiler Kaynak: toraks.org.tr |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:06 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.