![]() |
Mide asidi niye yukarı kaçıyor? NORMAL şartlarda bir lokma ağızdan yutma borusu aracılığı ile mideye nakledilir ancak mide içeriği yukarı yutma borusuna doğru geçemez ya da geçmemelidir. Bunu sağlayan mekanizmaya 'mide kapakçığı' denilmekte ise de aslında gerçek bir kapak yoktur. Daha net ifade edersek 3 adet mekanik ve anatomik özellik, reflüye mani olmaktadır: Göğüs kafesi ile karın boşluğu arasının tamamını kaplayan diyafram dediğimiz kasın, yutma borusunun geçtiği deliği sardığı kısmının sıkı oluşu: Bu sıkılığın gevşemesi halk arasında 'mide fıtığı' olarak bilinen bir duruma yol açar ve bu da reflü oluşmasına yol açabilen önemli bir etkendir. reflü hastalarının yaklaşık yüzde 40'ında mide fıtığı mevcuttur ve reflü ancak bu bozukluk cerrahi olarak giderilirse tam anlamı ile ortadan kalkabilir. Şunu da hemen eklemekte yarar vardır; her reflü hastasında mide fıtığı olmadığı gibi, her mide fıtıklı insanda da illa reflü hastalığı olmamaktadır. Yutma borusu alt ucu ile midemizin birleşmesi esnasında oluşan 'dar' açı: Tıpta 'HIS' açısı denilen bu açının bozulması da reflüye zemin hazırlayabilmektedir. Yutma borusu alt ucunda var olan kas mekanizması: Tıpta LES' denilen alt yutma borusu büzücüsü, normalde hep kasılı durmakta ve ağızdaki bir lokma yutma borusuna nakledildiğinde kendiliğinden gevşemektedir. Kontrolsüz gevşemeler, reflüye neden olur. Bazı hastalıklar reflü taklidi yapıyor BAZI yutma borusu hareketliliğini bozan nadir hastalıklar da kendilerini sanki reflü hastalığı gibi belli edebiliyor. Skleroderma gibi bu nadir durumlar ayırıcı tanıda son derece önemlidir ve tedavileri de tümüyle farklıdır. Zira bu tip hastalıkların temelindeki bozukluk artmış reflü miktarı değil, bozulmuş yutma borusu fonksiyonudur ve tedavileri tamamen farklı durumlardır. Yine çeşitli nedenlerle mide boşalma güçlüğü olan bazı hastalarda da mideden yukarı doğru kaçak ortaya çıkabilir ve bu durumların tedavisinde de klasik anti-reflü yöntemleri değil mide boşalma güçlüğünü ortadan kaldırıcı yöntemler ve bazen de ameliyatlar uygulanmalıdır. Sonuç olarak reflü benzeri semptomları olan hastalara çok akılcı bir yaklaşım ve doğru tanı gerekir ki, en uygun tedavi planı oluşturulabilsin. Risk altındakiler UFACIK bebeklerden tutun da, yaşlılar da bile gözlenebilen bir durumdur reflü. Ancak en sık 30 -40 yaş grubunda ortaya çıkmaktadır. Şişmanlık, bazı genetik özellikler ve karın içi basıncını artıran nedenler risk faktörü olarak sayılabilir ama bunlar ön koşul değildir. bebeklerdeki reflü durumları sıklıkla bebeğin gelişimi ile birlikte ileri tedavi gerektirmeksizin ve 4 yaşına kadar kendiliğinden düzelir. Hamilelik de karın içi basıncında artma sonucu reflüyü tetikleyen bir durumdur ve gene doğumu takiben çoğu hamilelikle tetiklenen reflü durumları düzelmektedir. Kaynak : Bayposta.com |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:58 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.