NEDEN BİYOİSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER GEREKLİDİR?
 

NEDEN BİYOİSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER GEREKLİDİR?[/b]Biyoistatistik, doğal olaylara dayanan ve gözlem yada ölçümle elde edilmiş verilerin, bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve doğru karar vermede kullanılan tekniklerin bütünüdür. Biyoistatistik, sağlık alanında tüm problemlere çözümler getirebilen tekniklerin oluşturduğu bir disiplindir. Ve geniş bir anlamda belkide tüm disiplinlerin disiplinidir. Bireyden ülkeye hatta dünyaya ışık tutan bilimsel eserlerin en önemli destekçisidir.

Genel anlamda biyoistatistik aşağıdaki konularda önemlidir.

· Kesin belirlemeyi yapmamıza izin verir

· Düşünce ve yöntemlerimizde kesin ve kararlı olmaya zorlar

· Sonuçlarımızı anlamlı ve kullanışlı şekilde özetlememizi sağlar

· Genel sonuçlar çıkarmamızı sağlar

· Tahmin yapmamızı sağlar

· Karmaşık olayların altında yatan nedenleri analiz edebilmemizi sağlar

Hekimler , meslek yaşamları boyunca tanı ve tedavi işlemlerindeki yeni gelişmeleri kullanabilmek ve değerlendirme yapabilmek mecburiyetindedirler. İyi bir hekim olmanın ana teması doğru tanı ve tedaviyi bulmaktır. Biyoistatistik, bir hekimin meslek hayatının her aşamasında devreye girmektedir.

Bir hekimin Biyoistatistiksel yöntemlere genel perspektif ile aşağıdaki konularda ihtiyacı vardır.

1. Tıbbi Yayın Okuma

Tıbbi yayın okuma, bir hekimin tıp fakültesine girmesi ile başlar ve meslek hayatı boyunca devam eder. Bundan dolayı, hekimler tıbbi yayında sunulan sonuçların güvenilir olup olmadığına karar verebilmek için biyoistatistiksel yöntemlerin prensip ve amaçlarını öğrenmek durumundadır. Gerçekte, bir çok dergide, editörler yayınların geçerliliği ve güvenirliğine ilişkin kontrolleri tam ve sağlıklı yapamamaktadır. Bütün editörler, gerekli olduğunda, makalelerin tasarımı ve değerlendirmesinde eleminasyona gidebilmektedir yada düzeltme isteyebilmektedir. Yalnız, bazı editörlerin ve/veya danışma kurulları üyelerinin biyoistatistiksel değerlendirme bilgileri yetersiz kalabilmektedir. Uygun örneklem genişliğinin belirlenemediği, güç analizinin yapılmadığı, uygun biyoistatistiksel analizlerin kullanılmadığı, yanlış kararlar verilip yanlış tartışmalara yönlenebilen ayrıca özellikle klinik denemelerde hasta ve kontrollerin araştırmaya alınma kriterlerinin uygun olmadığı, körleme yapılıp yapılmadığının bilinmediği , takip çalışmalarında hastaların var ise hangilerinin takip dışı kaldığının bilinmediği bir çok makale, ciddi dergilerde de yayınlanabilmektedir. Her derginin, yeterli bilgi ve tecrübeye sahip en az bir biyoistatistik uzmanını danışman olarak görevlendirmesi zorunludur.

Dergilerde durum böyle iken, okuyucununda, makale hakkında fikir sahibi olabilmesi ve değerlendirme yapabilmesi için yeterli biyoistatistik bilgisine ihtiyacı vardır.

Yayınlarda biyoistatistik kullanımındaki hatalar ile ilgili çalışmalarda yıllar boyunca yapılmış ve bu sonuçlar yayınlanmıştır. 1929 yılında Dunn, 1932 yılında Greenwood, 1950'de Hogben, 1966'da Schor ve Karten gibi birçok bilim adamı , yayınlarda biyoistatik kullanımı ve araştırmaların güvenirliğini araştırmışlar ve çok çarpıcı sonuçlar bulmuşlardır. Tyson ve arkadaşları 1983'te 4 dergide yayınlanan perinatal tedavi ile ilgili 86 makaleyi hem deney düzeni, hem de biyoistatistik kullanımı yönünden incelemiş ve buldukları önemli eksiklikleri aşağıdaki tabloda özetlemişlerdir.



İçindekiler



Kaynak: toraks.org.tr