Kaybetmek İçin Doğanlar Tolga ÇELEBİ Kaybetmek için doğanlar; kaybetmeyi alışkanlık haline getirenlerdir. Kaybetmek için doğanlar; kaybetmeyi ve yenilgiyi benimseyen ve içselleştirenlerdir. Kaybedenler; kendilerinin yanında, etkileşim halinde oldukları diğer insanlara da zarar vermeye başlarlar. Sonunda kaybetmek bağımlılık haline gelir. Herkes ne yapacağını bilir, bununla birlikte yapması gerekeni yapan insan sayısı çok azdır. Çoğumuzda “atalet” denen bir huy var, yani eylemsizlik hali. Ne yapması gerektiğini biliyor ama bir türlü harekete geçemiyor. Geçmek de istemiyor. Kaybedenler atalet içinde yüzerler. Gözleri önünde birçok fırsat kaçıp gider. Hayatınızda bir şey değiştirmek istersiniz, biraz uğraşırsınız sonra olmuyor diyerek vazgeçersiniz. Ama değişememek acı verir. Bu acıyı, değişememenin acısını sırtınızda taşırsınız. Bu acıyla yaşamaya da alışırsınız. Sonunda kaybetmek için doğanlar grubunun daimi bir üyesi olursunuz. Zayıf insanlar kaybeder. Çünkü mücadele edecek güçleri yoktur. Hareket edecek güçleri yoktur. Akıntıya karşı kürek çekmeye hevesleri yoktur. Hedefe varacak yolda yürüyecek enerjileri yoktur. Bizim kültürümüzde; “bu günkü işini yarına bırakma” diye bir söz vardır. Plansız çalışan insanlar, önemli işlerini bitirmek yerine öteleyen insanlar kaybederler. Kaybedenler mazeret üretir. Her başarısızlıkları için makul ve mantıklı bir mazeretleri vardır. Şartların yetersiz olduğundan yakınırlar, ama aynı işi aynı şartlarla başka bir insan yaptığında izlemekle yetinirler. Kaybedenler şikayet eder. Her türlü aksilik için içlerinden saydırıp dururlar. Bu durum onların enerjisini düşürür, çalışma şevklerini azaltır. Kaybedenler problemler karşısında o kadar çok şikayet ederler ki, sonunda problemi çözmeyi denemek bile istemezler. Kaybedenler mağdur rolü oynar. Onarın hakkı yenmiştir, haksızlık yapılmıştır. Her türlü aksilik onları bulur. Kaybederler, çünkü hakları yenmiştir. Başarılı bir insan her türlü yükselişi motivasyon için kullanır. Kaybedenler ise şöyle der: Her çıkışın bir inişi vardır.” Kaybedenler daha başarının ilk adımlarında düşmeyi düşünür. Kaybedenlerin bir yol haritası yoktur. Kaybedenlerin “B” planı yoktur. Kaybedenlerin ve kaybetmeyi alışkanlık haline getirenlerin kendilerine güveni yoktur. Onlar ürkektirler. Başarısız insanlar, başarısızlıklarını giderecek yenilikler yapmak istemezler. Bir şeyi bilmiyorlarsa öğrenmek istemezler. Kendilerini geliştirmek için adım atmazlar. Çünkü atalet içinde yüzerler. Sonunda da başarısız olurlar. Ve yine başarısız olurlar. Onlar için cehalet mutluluktur. Kaybetmek bir alışkanlıktır. Başarısızlığın, ataletin, uyuşukluğun, çekingenliğin, tembelliğin getirdiği bir alışkanlık... Bazı insanlar kaybetmek için doğar. Kaybetmek için doğanlar; kaybetmeyi alışkanlık haline getirenlerdir. Kaybetmek için doğanlar; kaybetmeyi ve yenilgiyi benimseyen ve içselleştirenlerdir. Kaybedenler; kendilerinin yanında, etkileşim halinde oldukları diğer insanlara da zarar vermeye başlarlar. Sonunda kaybetmek bağımlılık haline gelir. Herkes ne yapacağını bilir, bununla birlikte yapması gerekeni yapan insan sayısı çok azdır. Çoğumuzda “atalet” denen bir huy var, yani eylemsizlik hali. Ne yapması gerektiğini biliyor ama bir türlü harekete geçemiyor. Geçmek de istemiyor. Kaybedenler atalet içinde yüzerler. Gözleri önünde birçok fırsat kaçıp gider. Hayatınızda bir şey değiştirmek istersiniz, biraz uğraşırsınız sonra olmuyor diyerek vazgeçersiniz. Ama değişememek acı verir. Bu acıyı, değişememenin acısını sırtınızda taşırsınız. Bu acıyla yaşamaya da alışırsınız. Sonunda kaybetmek için doğanlar grubunun daimi bir üyesi olursunuz. Zayıf insanlar kaybeder. Çünkü mücadele edecek güçleri yoktur. Hareket edecek güçleri yoktur. Akıntıya karşı kürek çekmeye hevesleri yoktur. Hedefe varacak yolda yürüyecek enerjileri yoktur. Bizim kültürümüzde; “bu günkü işini yarına bırakma” diye bir söz vardır. Plansız çalışan insanlar, önemli işlerini bitirmek yerine öteleyen insanlar kaybederler. Kaybedenler mazeret üretir. Her başarısızlıkları için makul ve mantıklı bir mazeretleri vardır. Şartların yetersiz olduğundan yakınırlar, ama aynı işi aynı şartlarla başka bir insan yaptığında izlemekle yetinirler. Kaybedenler şikayet eder. Her türlü aksilik için içlerinden saydırıp dururlar. Bu durum onların enerjisini düşürür, çalışma şevklerini azaltır. Kaybedenler problemler karşısında o kadar çok şikayet ederler ki, sonunda problemi çözmeyi denemek bile istemezler. Kaybedenler mağdur rolü oynar. Onarın hakkı yenmiştir, haksızlık yapılmıştır. Her türlü aksilik onları bulur. Kaybederler, çünkü hakları yenmiştir. Başarılı bir insan her türlü yükselişi motivasyon için kullanır. Kaybedenler ise şöyle der: Her çıkışın bir inişi vardır.” Kaybedenler daha başarının ilk adımlarında düşmeyi düşünür. Kaybedenlerin bir yol haritası yoktur. Kaybedenlerin “B” planı yoktur. Kaybedenlerin ve kaybetmeyi alışkanlık haline getirenlerin kendilerine güveni yoktur. Onlar ürkektirler. Başarısız insanlar, başarısızlıklarını giderecek yenilikler yapmak istemezler. Bir şeyi bilmiyorlarsa öğrenmek istemezler. Kendilerini geliştirmek için adım atmazlar. Çünkü atalet içinde yüzerler. Sonunda da başarısız olurlar. Ve yine başarısız olurlar. Onlar için cehalet mutluluktur. Kaybetmek bir alışkanlıktır. Başarısızlığın, ataletin, uyuşukluğun, çekingenliğin, tembelliğin getirdiği bir alışkanlık... Bazı insanlar kaybetmek için doğar. |
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar *Kaybetmek bir alışkanlıktır. Başarısızlığın, ataletin, uyuşukluğun, çekingenliğin, tembelliğin getirdiği bir alışkanlık... Bazı insanlar kaybetmek için doğar.* Tesekkürler, gercektende cook önemli konulara deginiyorsunuz... |
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Rica ederim :) |
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Samuel Beckett'in çok güzel bir sözü var; beni derinden etkilemiştir, zaten kendisi de ilginç bir kişiliğe sahip bir insanmış, lakin hayata karşı karamsar bir uslübü vardır, onun hakkında "bu adam dünyaya insanlardan ve dünyadan hiçbir şey beklemediğini göstermek için gelmiştir" denmekte... Sözü ise; "Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil." nasıl ama!... |
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Güzel bir söz ama insan bunu kendine felsefe edinmemeli. Çünkü sonunda "yenil" diyor. İnsan bunu göze alırsa yenilmekten başka çaresi yoktur. Neyi düşünürsek o ihtimal doğuyor. "Bu sefer kazan" diye bitseydi kesinlikle mükemmel olurdu. |
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Alıntı:
|
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Yenilen pehlivan güreşe doymasın yenile yenile yenmeyi de öğrensin. |
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Her zamanki gibi döktürmüşsün Tolga .. tebrik ediyorum .. :) Başarısızlığı değil Başarıyı bir meslek haline getirmeliyiz . 956k |
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Alıntı:
|
Cevap: Kaybetmek İçin Doğanlar Alıntı:
Sonuç olarak, acıların çocuğu olmaktan öteye geçemeyiz |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:46 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.