![]() |
RUHSAL ENERJİNİN BEDENİMİZ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ RUHSAL ENERJİNİN BEDENİMİZ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Hemen hemen tüm fiziksel rahatsızlıkların ardında, mutlaka, bilinçaltımızda saklı ruhsal ya da duygusal bir inanç sistemi vardır. Bu inanç sistemi, genellikle biz farkında olsak ta olmasak ta olumsuz duygu ve düşünceler üreterek enerji alanımızı kirletir. Bu ağır ve düşük enerji aura alanımızda kalir, ve biz bu olumsuz duygu ve düşüncelere tutundukça, bedenimize de fiziksel olarak etkilemeye başlar. Peki, ruhsal enerji, nasıl olur da biolojimizi etkiler? Bilinçaltı, yaşadığımız herşeyi, o andaki duygularımızı, deneyimlerimize yapıştırarak kaydeder, ve bu kayıtları hiçbir mantic süzgeçinden geçirmez. Doğal olarak, bazı deneyimler, bazı olumsuz duygularla bilinçaltına yerleştirilebilir, ve bize mantıksız gelebilecek inanç kalıpları empoze eder. Örneğin, “ne zaman soğuk havada yürüyüş yapsam hasta oluyorum” diye bir inanç kalıbına sahipseniz, artık vücudunuz, her soğuk havada yürüyüş yaptığınızda hasta olmaya eğilimli olacaktir. Duygularımız, inançlarımız, belleğimiz, yani kısaca bilinçaltımız ile bedenimiz arasında sıkı bir fiziksel bağ vardır. Bilinçaltı ve duygular hipotalamus ve pineal bezini etkiler, karmaşık bir hormonal aktivite başlatarak fizyolojik etkiler yaratır. Bu mekanizma karmaşık kimyasal sinyalleri beynimiz ve vücudumuz arasında taşımaya başlar. Sonuç olarak, inanç ve düşüncelerimiz bilinçaltı düzeyinde zihnimize yerleşmişse, artık fizyolojik etkileri kaçınılmaz olur. Olumsuz duygu ve düşüncelerimizden arınamıyorsak, uzun vadede psikosomatik hastalıklara yol açabilirler. OLUMSUZ DUYGU VE DÜŞÜNCELERDEN ARINMA Duygu ve düşüncelerimizin bir de ruhsal etkileri vardır. Düşünce kalıplarımız, kuvvetli duygularla beslendiği zaman, birer birer gerçekleşmeye başlarlar. Yani ruhsal boyuttan fiziksel boyuta inerler. Bu bir çeşit dua sistemi gibidir. Tüm büyük dinlerde tarif edildiği gibi, dua ederken, olumsuz duygulardan arınmak ve isteklerimiz üzerinde konsantre olmak esastır. Çünkü istekler, düşünce kalıplarıdır ve kuvvetli olumlu duygularla birleştiklerinde dua haline gelirler. Olumsuz duyguların kuvvetli olduğu bir bedende, stres, mutsuzluk, huzursuzluk, uykusuzluk gibi etkilerin yani sıra fiziksel rahatsızlıklar da oluşabilir. Malesef, günlük hayatımızda da pek çok olumsuz olay yer aldığından, moralımızın bozulması zaman zaman kaçınılmaz hale gelir. Ruhumuzun bir parçası bu olumsuzluklardan arınmak isterken, diğer bir parçası bunlara sıkı sıkı tütünür. Bu duygulara tutunduğumuz zaman onları beslemiş ve büyütmüş oluruz. Örneğin, bizi çok yaralayan bir olay olduğunda, bunu bize yapan kişiye karşı büyük bir kızgınlık, nefret, hatta kin duyabiliriz. Bu tarz duygular malesef, bunlara tutunup sürekli düşündüğümüz zaman beslenir, büyür ve vücudumuzda stres,yüksek tansiyon, ya da pek çok farklı psikosomatik rahatsızlık meydana getirebilirler. Bu tur duygulardan böyle kişileri affederek kurtulabiliriz. Affetmek, karşımızdaki ne yaparsa yapsın Kabul etmek demek değildir. Affetmek, bize yapılan olayla ilgili üzüntü ve sıkıntılarımızı sistemimizden çıkartmak, onun üzerinde durmamak, bu duygulara tutunmamak, enerji alanımızı bu sayede temizleyip huzur ve rahatlığa kavuşmaktır. Bu kişinin tekrar aynı şeyi yapmasına izin vermek ve zayıflık göstermek değildir. Bilakis, affetmek, kuvvetli insanlara özgüdür. Asıl görevimiz, enerji alanımızı olumsuz duygulardan arındırarak, fiziksel bedenimizi koruma altına almak ve sağlıklı kalmaktır. Sizi üzen kişi ile bu noktadan sonraki ilişki düzeyiniz tamamen size kalmış bir seçimdir. Bir de nedenini anlayamadığımız olumsuz bazı duygu ve inanç kalıplarımız vardır. Örneğin çocukluğundan beri sürekli başarısızlık korkusu yaşayan insanlar, ya da nedensizce karanlıktan yükseklikten korkanlar gibi. Bu tarz duyguların temel sebebini bulmadıkça, arınmak kolay olmayacaktir. Olumsuz duygulardan arınmak kişiye ferahlık ve mutluluk sağlar. Bilinçaltı bazen bizlere sadece çocukluk değil, geçmiş yaşamlardan kaynaklanan hikayeler de sunabilir. Burada önemli olan, geçmiş yaşamların var olup olmadığı, ya da kişinin hayal ürünü olup olmaması değildir. Önemli olan, kişinin hayatını etkileyen özgürlüğünü kısıtlayan, mutluluğuna gölge düşüren bazı olumsuz duygu ve fobilerin aslında bu tarz hikayelerden kaynaklanmasıdır. Bilinçaltı bize bir hikaye sunmaktadır. Bu ister bir geçmiş yaşam olsun isterse hayal gücünün bir ürünü, yine de fizik bedeni ve davranışlarımızı etkilemektedir. Öyleyse, bunun şifalandırılması, salıverilmesi ve ruhun dengeye getirilmesi gereklidir. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:02 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.