![]() |
Kemiklerinizi Besleyin... Kemiklerinize yoğunluk kazandırmak ve kemiklerinizi güçlendirmek için neler yapabilirsiniz? smiliyface |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... Optimal kemik sağlığına ulaşmak ve optimal kemik sağlığını korumak, iskelet yapısının sürekli olarak yenilenmesini sağlamakla birlikte işlev gösteren yirmiyi aşkın sayıda besin maddesinin yeterli düzeyde alınmasını gerektirir.Bu besin maddelerinin uzun süreli alınmaması halinde bunun en yaygın olarak rastlanan sonucu osteoporoz, yani kemik erimesidir.Bir başka deyişle, kemiklerde "gözenekler" oluşmaya başlayacaktır.Sorun genellikle sanıldığı gibi bir kalsiyum eksikliği sorunu değildir, daha ziyade günümüzün modern yaşam tarzı koşullarının eksileriyle birlikte yıllar içinde kemiklerinizi ne kadar iyi "beslediğinizle" ilgilidir.. Yetişkin bir kişinin iskeleti, yedi ile on yılda bir tümüyle yenilenir.Dolayısiyle, örneğin otuz yaşındaysanız, üçüncü ya da dördüncü iskeletinizle yaşamınızı sürdürüyorsunuz demektir.O halde şu soru hemen aklınıza gelebilir;vücudumuzdaki kemikler kendini yenilerken dişlerimiz neden dökülür?!..Maalesef, kemiklerimiz vücudumuzdaki yağ ve kaslarla beslenirken dişlerimiz için aynı şey söz konusu değildir,çünkü dişlerimiz açıktadır..Kemiklerimizi çevreleyen yağlar ve kaslar olduğu halde dişlerimiz sadece köklerinden beslenebilmektedir...Bununla birlikte, iskeletimizin sağlığını gözlemlemek güçtür.Bir diş doktoruna gittiğinizde, doktor size hangi dişlerinize dolgu yapılması gerektiğini söylemektedir.Sadece dişçiye gitme düşüncesi dahi bize dişlerimizi temiz tutmamız,tatlı yiyeceklerden kaçınmamız ve düzenli olarak kontroller yaptırmamız gerektiğini hatırlatabilir.Oysa ki, kemiklerimizin sağlığı hakkında bizi bu şekilde uyaran birşey yoktur.Bu ise kemik sağlığımızı korumak ve iskeletimize bilinçli bir bakım yapmak için neler yapabileceğimizi öğrenme sorumluluğunun bize ait olduğunu göstermektedir...Şimdi burada her "on yılda bir" iskelet yapısının yenilendiği ifadesi sizi yanıltmasın.Çünkü, bu yenilenme her gerçekleştiğinde ortaya çıkan yeni yapı, öncekiyle özdeş değildir.İskelet yapısının yoğunluğu, yaşa bağlı olarak azalır.Dolayısiyle,yenilenme sonrası ortaya çıkan yapı zamanla zayıflar ve kemikler daha hafif ve daha güçsüz hale gelir...Bir gösterge olarak, cildinizin durumunu yaşlanma süreci içinde kemiklerinizin durumuyla karşılaştırarak bir fikir edinebilirsiniz ve bu arada gerçekleşmekte olan değişiklikleri kavramaya başlayabilirsiniz!.. Dr. Jamie McManus |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... Kimler Risk Altında? İstisnasız herkes... Araştırmalar, uzun dönemde iskelet yapısının sağlığının korunması için gereksinim duyulan besinlerin vücuda takviye edilmesinin kemik yoğunluğunu artırdığını ve kemik erimesini geciktirmeye yardımcı olduğunu göstermektedir.Aşağıda yer alan önerileri uygulayarak ve çocuklarınızın da bunları uygulamalarını sağlayarak kemiklerinizin sağlığını koruyabilir ve artırabilirsiniz!.. Hareketsizlik... Kemiklerinizi güçlendirmenin en iyi yolu düzenli olarak egzersiz yapmak, özellikle de ağırlık kaldırma egzersizi yapmaktır. Ritmik ve hızlı adımlarla her gün 30 dakika yürümeniz çok yararlı olacaktır... Doğal güneş ışığı... Vücut tarafından D vitamini üretiminde kullanılır ki, bu kalsiyumun absorbe edilmesi için gerekli bir vitamindir... Bol miktarda yeşil yapraklı sebze yemek... Yeşil yapraklı sebzeler, K vitamini bakımından zengindir ve kemikleri koruduğu araştırmalarla gösterilmiştir... Kahve... Çok miktarda kahve alımı, kemik yoğunluğunun azalmasına yol açabilmektedir.Bu nedenle kahve tüketiminizi en fazla günde iki fincanla sınırlı tutun... Asit/Alkali... Vücudumuzun doğal pH dengesini korumaya yardımcı olmak üzere daha fazla miktarda meyve, sebze ve salata yiyin; hayvansal proteinleri azaltın.Et yerine tercihen balık yiyin... Karbonatlı içecekler... Bu içecekler, kemiklerde kalsiyum kaybına yol açan yüksek fosfat içerikli içeceklerdir.Özellikle çocukların büyüme çağındaki kemik oluşumlarını etkileyebilecek bu karbonatlı içecekleri aşırı miktarda tüketmelerinden kaçınmaları çok önemlidir... Uçucu yağların daha fazla alınması... Som balığı, uskumru,sardalye,ringa balığında bulunan Omega 3 yağ asitleri; susam ile ayçiçeği tohumlarında bulunan Omega 6 yağ asitleri, yararlı yağlar olarak doymuş yağların yerine tercih edilmelidirler... Aşırı tuz... Tuzluğu sık sık elinize alma alışkanlığınızı bırakın.Bırakın tuzluk rafta kalsın!..Gıdaların çoğu sodyum içerir.Dolayısıyla,amaçlanan lezzeti sağlamak için daha fazla ve çeşitte bitkiler ve baharatlar kullanabilirsiniz... Şekerden,uyarıcı maddelerden (sigara,alkol) ve stresten uzak durun... Bu maddeler, vücudun östrojen,projesteron hormon dengesini bozarak iskelet yapınızın yenilenme sürecini olunsuz şekilde etkilerler... Projesteron... Menopoz dönemi öncesinde ya da sonrasında olan bayanlar için hormonal dengelerini kontrol ettirmek sağlık açısında akıllıca bir önlem olacaktır. Östrojen, bünyede dominant haldeyse doktorunuzdan bu önemli hormonların doğal dengesini tekrar geri kazanmaya yardımcı olacak doğal bir projesteron tavsiye etmesini isteyebilirsiniz... smiliyface smiliyface |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... Kemikleriniz İçin Temel Öneme Sahip Besin Maddeleri İşte en iyi kaynak listeniz: Kalsiyum:İsviçre peyniri, ringa, çedar peyniri,sardalye,tofu, susam tohumu,yeşil sebze,baklagiller,fındık,ceviz, turunçgiller,süt ve süt ürünleri... Magnezyum:İncir,limon,greyfurt,buğday tohumu,fındık,fıstık,çekirdek,koyu-yeşil renkli sebzeler,soya fasulyesi,balık,işlenmemiş tahıl ürünleri, ekmek... D Vitamini:Ringa,uskumru,somon,sardalye,ton balığı,yumurta sarısı,karaciğer,avokado,mantar,süt ürünleri,güneş ışığı... Çinko:İstiridye,yağsız et,deniz ürünleri, susam ve balkabağı çekirdekleri,bira mayası,çavdar,yulaf,işlenmemiş tahıl ürünleri... C Vitamini:Guava, brüksel lahanası,biber, kivi,papaya,mango,brokoli,çilek,su teresi,turunçgiller,soya fasulyesi,patates... Boron:Yeşil yapraklı sebzeler,meyve K Vitamini:Yumurta sarısı,peynir,karaciğer,domates,lahana, süt ürünleri,yulaf ezmesi,yeşil yapraklı sebzeler,karnıbahar(çiğ),kara lahna,brokoli,fasulyegiller, yoğurt... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... Kemik erimesi zamanında teşhis edilip önlenmezse sakatlıklara ve ölüme neden olabiliyor Alman Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Elif Gürkan, kemik erimesinin (osteoporoz) kemik yoğunluğunun azalması nedeniyle dayanıklığının azalması ve kemik kalitesinin düşmesi olduğunu söyledi. Kemik erimesinin şiddeti arttıkça kemik kırılganlığının da arttığını belirten Gürkan, osteoporozun 'ciddi ve sinsi' bir hastalık olduğunu belirtti. Kemik erimesinin zamanında teşhis edilip önlenmezse sakatlıklara ve ölüme neden olabileceğine dikkat çeken Gürkan, dünyada kalp - damar hastalıkları ve kanserden sonra bilinen üçüncü ölüm nedeninin osteoporoza bağlı büyük kemik kırıkları olduğunu kaydetti... Osteoporozdan korunmak için... Bebeklikten, hatta anne karnından itibaren doğacak çocuğun geleceği düşünülerek doğru beslenilmeli Kalsiyum yaşam boyunca yeterli miktarda alınmalı Fiziksel aktiviteler yapılarak kemiklerin güçlenmesi sağlanmalı. Ancak genetik gibi bazı faktörler de hastalığı tetikleyebilir Risk faktörleri Kadın olmak 50 yaşın üstünde olmak (Yaş arttıkça yoğunluğunu kaybeden kemikler zayıflar) Menopoza girmiş olmak (Menopoza girmiş kadınların ortalama üçte birinde osteoporoz gelişiyor. Bunun nedeni östrojen düzeyindeki azalma) Erken menopoza girmek veya yumurtalıkların operasyon ile alınmasını takiben cerrahi (yapay) menopoza girmek Erkeklerde erkek cinsiyet hormonu olan testosterondaki azalma ile kemik kütlesi de azalabiliyor Düşük kalsiyum içeren yiyeceklerle beslenme ve vitamin D eksikliği Fiziksel aktivitenin, hareketliliğin ve egzersizin az olması Ailede osteoporozlu kimselerin bulunması (Kırıklara yatkınlığın bir kısmı kalıtsaldır, annelerinde omurga kırığı öyküsü olan genç kadınlarda da kemik kütlesinde azalmaya rastlanıyor) Kısa boylu, ince yapılı kişiler iri yapılı, kilolu kişilere göre daha fazla osteoporoz riski taşıyor Beyaz tenli, açık renk gözlü olmak Sigara içmek Alkollü, kolalı ve kafeinli içecekleri çok fazla tüketmek Bazı ilaçları uzun süreden beri veya yüksek dozlarda kullanıyor olmak (Örneğin kortikosteroidler, lityum, alüminyum, antikonvülzanlar, antiasitler, antikoagülanlar, siklosporin, tiroid ilaçları ve bazı kanser ilaçları gibi) Şeker hastalığı, tiroid veya paratiroid bezinin fazla çalışması, mide-barsak operasyonu geçirmiş olmak, uzun süren hareketsizlik, felçler, bazı romatizmal hastalıklar ve diğer bazı endokrin (hormonal) hastalıklar osteoporoza neden olabiliyor... Belirtileri: Bel ve sırt ağrısı Boyda kısalma, omurgada kırık Sırtta kaburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma El bileğinde kırık Kaburga kırıkları Kalça kemiğinde kırık Tedavide: Yaşam tarzında değişiklikler yaparak düşmeyi azaltacak önlemler almak Doktorun önerdiği egzersiz programlarını uygulamaya çalışmak Beslenme şeklinizi önerilen şekilde düzenlemek İlaçları düzenli kullanmak ve yine düzenli doktor kontrolüne gitmek Osteoporozun önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu bilmek gerekir... smiliyface |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... KEMİK ERİMESİ KALİTELİ YAŞLANMAYI TEHDİT EDİYOR... http://www.hizliresim.com/2008/9/16/598.bmp Kalsiyum kaybının artması ve mineral yoğunluğunun azalması sonucu, kemiklerin kolaylıkla kırılması olan osteoporoz, özellikle ilerleyen yaşlarda ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde genelde 50 yaşından sonra süt içmeye başlanmasına karşın, süt içme alışkanlığının çocuk yaşta kazanılması ve yaşam boyu sürdürülmesi ise bu hastalıktan korunmada önem taşıyor. Diyetisyen Aysen Arıcan, büyüme çağında yeterli kalsiyum alımının kemik kütlesinin artmasını ve ileri yaşlarda kemik erimesi riskinin önemli oranda azalmasını sağladığına dikkat çekiyor... OSTEOPOROZDAN SÜT İÇEREK KORUNUN Yaşlılık döneminde kemik erimesine maruz kalmamak için çocukluktan itibaren düzenli olarak süt tüketmek önem taşıyor. Çünkü osteoporozdan korunmanın en etkili yollarından biri, beslenme yoluyla alınan kalsiyumun yeterli olmasıdır. Süt ve süt ürünleri, kalsiyum açısından zengin ve en rahat ulaşılabilecek besin maddeleri arasında yer alıyor. 100 ml tam yağlı süt 118 mg, yarım yağlı süt 120 mg, yağsız süt ise 122 mg kalsiyum içeriyor. Bu nedenle çocukluktan itibaren düzenli ve yeterli süt içme alışkanlığını kazanmak ve sürdürmek gerekiyor. SÜT İÇMEK İÇİN YAŞLANMAYI BEKLEMEYİN Beslenmenin ve süt tüketiminin özellikle kemik sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin çocukluk ve gençlik dönemlerinde, yaşlılıktan çok daha önemli olduğunu belirten Diyetisyen Aysen Arıcan, buna karşın ülkemizde genellikle 50 yaşından sonra süt içilmeye başlandığına dikkat çekiyor. “Kemik yapısının 2/3’ü mineral, bu mineralin yüzde 40’ı da kalsiyumdan oluşuyor. Vücutta bulunan toplam kalsiyumun yüzde 90-99’u iskelet sistemi ve dişlerde bulunuyor. Büyüme çağında yeterli kalsiyum alımı, kemik kütlesinin artmasını ve ileri yaşlarda kemik erimesi riskinin önemli oranda azalmasını sağlıyor. Beslenmenin ve süt tüketiminin özellikle kemik sağlığı üzerindeki olumlu etkileri, çocukluk ve gençlik dönemlerinde yaşlılıkta daha önemlidir. Birçok insan 50 yaşından sonra süt içmeye başlıyor. Oysa bu alışkanlık çocuklukta kazanılmalı ve yaşam boyu sürdürülmelidir.” Kemik oluşumu 30 yaşa kadar devam ediyor. 30 yaşından sonra yeterli kalsiyum kaynağı besin alınmaması, bazı hormonal değişiklikler, bağırsaklarda kalsiyumun emiliminin azalması kemikten kalsiyum çekilmesini kısaca kemik kaybını başlatıyor. Kalıtım, cinsiyet, yaş, östrojen hormonunun azalması, yetersiz ve dengesiz beslenme osteoporoz riskinde artışa neden oluyor... OSTEOPOROZDAN KORUNMA ÖNERİLERİ Güneş ışınlarından düzenli olarak yararlanmak, deride D vitamini sentezlenmesi için gereklidir. D vitamini bağırsaklarda kalsiyumun emilmesini kolaylaştıran CA BP’i (kalsiyum bağlayıcı protein) uyararak, kemik ve eklem sağlığında önemli rol oynar. Bu nedenle her mevsim güneşten yeteri kadar yararlanmak gerekir. Güneşle direk temas ile eller, kollar ve yüzden 15 dakikada yeterli D vitamini sentezlenmektedir. Kalsiyumun emilimini engellediğinden aşırı posa alımı önerilmemektedir. Besinlerin içinde doğal olarak bulunan posa günlük gereksinimi karşılar. Aşırı protein ve fosfor tüketiminden kaçınmak gerekir. Yüksek proteinli diyet idrarla kalsiyum atımını artırır ve osteoporoz için önemli bir risk faktörüdür. Aşırı tuz alımı, idrarla kalsiyum atımını artırır. Bu nedenle yemeklere aşırı tuz eklemekten ve tuzlanmış salamura besinleri aşırı tüketmekten kaçınmak gerekir. Fiziksel aktivite gençlikte kemik kütlesini artırır, yaşlılıkta ise kemik kaybını önler. Her yaş döneminde haftada en az 3- 4 kez 45- 60 dakika yürüyüş gereklidir. Aşırı kafein tüketilmemelidir. Kafein içeren çay, kahve türleri, gazlı ve kolalı içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... KEMİK ERİMESİ TEDAVİSİ MEME KANSERİ RİSKİNİ AZALTIYOR Bilim adamları, kemik erimesi (osteoporoz) tedavisinde kullanılan bir ilacın, menopoz öncesi meme kanseri olan kadınlarda tekrar bu hastalığa yakalanma riskini yüzde 35 azalttığını ortaya çıkardı. İlacın İsviçreli üreticisi Novartis'in araştırmasına göre, kemik metastazı ve osteoporoz tedavisinde kullanılan Zometa (zoledronik asit) kanseri tedavi edici özellikler taşıyor. Avusturya'nın Viyana Üniversitesi'nden Michael Gnant, meme kanserine karşı hormonal tedavi uygulanan kadınlarda kemik dokusunun kaybının önlenmesi için kullanılan zoledronik asidin, tümörün yeniden oluşmasını engelleyebilme özelliği de bulunmasının sevindirici olduğunu söyledi. Araştıma 1800'den fazla kadın üzerinde yapıldı. Zometa marka ilacın diğer kanser türlerinde de etkisinin incelendiği bildirildi. smiliyface |
Ynt: Kemiklerinizi Besleyin... Kemik erimesi, meme kanseri ve meme büyümesi vakaları sadece kadınlarda değil erkeklerde de görülüyor... http://www.hizliresim.com/2008/9/16/605.jpg Her ne kadar kadınlara özgü hastalıklar olarak bilinip ünlenseler de aslında erkekleri de azımsanmayacak oranda etkiliyorlar. Erkeklerde de meme kanseri görülüyor; erkekler de kadınların menopoz sonrası kabusu olan osteoporozdan (kemik erimesi) etkileniyor; hatta jinekomasti (büyük, kadınsı meme) yüzünden meme küçültme ameliyatı yaptıran erkekler dahi var... Kemik erimesi erkeklerde daha geç yaşta ortaya çıkıyor Osteoporoz kadınların hayatında menopoz sonrasında önemli bir sağlık sorunu olarak görülse de erkekler için de büyük önem taşıyor. Türkiye'nin de üyesi olduğu Uluslararası Osteoporoz Federasyonu'nun (IOF) 2005'i erkek osteoporozu yılı olarak ilan etmesi, hastalığın önemini vurguluyor. Yeni araştırmalar gösteriyor ki erkeklerde osteoporoza yüzde 19 sıklığında rastlanıyor. Risk faktörleri kadınlardakine benziyor: Düşük enerjili travmayla kırık geçirmek, yaşlılık, aşırı zayıf olmak, iltihaplı eklem romatizması, erkeklik hormonunda azalma, aşırı alkol alımı ve sigara içmek, kalsiyum ve D vitamini eksikliği... Ayrıca kortizon tedavisi, başka bir ağır hastalığı olmak, yatalak olmak, birinci derece akrabalarında osteoporoz bulunması, spor yapmamak, süt ürünleri tüketmemek, güneş ışınlarından yararlanmamak, tiroid ve paratiroid hastalıkları, karaciğer, böbrek hastalıkları, epilepsi ilaçları ve bazı kan sulandırıcı ilaçlar erkeklerde risk faktörleri olarak gösterilen nedenlerden. Osteoporozun erkeklerde kadınlara oranla daha geç yaşta ortaya çıktığı bilgisini veren İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji, Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Refik Tanakol konuyla ilgili şöyle bilgi veriyor: "Kadınlarda genellikle osteoporozun nedeni menopozla birlikte kadınlık hormonu olan östrojenin süratle azalmasıdır. Erkeklerde ise erkeklik hormonu yaşlılıkla birlikte yavaş yavaş azalır. Kadınlardan yaklaşık 10 yıl kadar sonra erkeklerde de belirgin bir kemik kaybı oluşmaya başlar." Transeksüeller meme kanseri konusunda risk altında Kadınlarda en çok görülen kanser tipi olarak bilinen meme kanserine nadir de olsa erkeklerde de rastlanıyor. Erkeklerde meme kanseri, hastaların yüzde 80-90'ında ağrısız kitleyle ortaya çıkıyor. Hasta daha çok elle saptayabiliyor. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Engin, yaklaşık 100 kadına karşılık bir erkekte meme kanserinin görüldüğünü belirtiyor. Yaşa bağlı olarak erkeklerde meme kanseri sıklığının arttığını, en çok 60 yaşlarında ortaya çıktığını söyleyen Prof. Engin erkeklerde meme kanserinin nedenleriyle ilgili etkenleri şöyle sıralıyor: "Transeksüellerde ve dışardan östrojen alanlarda risk artabiliyor. Şişmanlık da riski artırıyor. Özellikle çok sıcak yerlerde çalışanlarda gelişebiliyor. Radyasyonun erkek kanserine yol açabildiği biliniyor. Elektromanyetik alanlarda çok çalışan erkeklerde de meme kanserinde artış söz konusu. Bazı ilaçların, kafa travmasının, sigaranın, hızlı kilo alışın ve amfetamin kullanımının artışta rol oynayacağı söyleniyor. Hiç evlenmeyen, kötü huylu olmayan meme hastalığı bulunanlarda da riskin arttığı belirtiliyor. Pek çok erkek meme küçültme ameliyatına başvuruyor.. Jinekomasti olarak adlandırılan "kadınsılaşmış meme" sorunuyla karşı karşıya kalan erkekler çareyi meme küçültme ameliyatlarında buluyor. Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Nazım Çerkeş jinekomastinin beyaz ırkta yaklaşık yüzde 40 oranında görüldüğünü söylüyor, kilolu erkeklerde yağlanmaya bağlı olarak daha belirgin olduğunu vurguluyor. Jinekomastinin kişiyi rahatsız edecek şekilde görünüm bozukluğu veya genç erkeklerde psikojik bazı sorunlara yol açtığını belirten Çerkeş, bu erkeklerin sıkıntılarını, "Örneğin gömleğin altından veya plaja gittiklerinde memenin görünmesi onları rahatsız ediyor" diye açıklıyor. Çerkeş ameliyat için doktora başvuranların oranının yüzde 7 civarında olduğunu ifade ediyor.. |
Cevap: Kemiklerinizi Besleyin... çok teşekkürler yeni bir hayat, hepsi gerçekten yararlı ve önemli bilgiler, ışıkla kal her daim:) |
Cevap: Kemiklerinizi Besleyin... Kemikleriniz İçin Temel Öneme Sahip Besin Maddeleri İşte en iyi kaynak listeniz: Kalsiyum:İsviçre peyniri, ringa, çedar peyniri,sardalye,tofu, susam tohumu,yeşil sebze,baklagiller,fındık,ceviz, turunçgiller,süt ve süt ürünleri... Magnezyum:İncir,limon,greyfurt,buğday tohumu,fındık,fıstık,çekirdek,koyu-yeşil renkli sebzeler,soya fasulyesi,balık,işlenmemiş tahıl ürünleri, ekmek... D Vitamini:Ringa,uskumru,somon,sardalye,ton balığı,yumurta sarısı,karaciğer,avokado,mantar,süt ürünleri,güneş ışığı... Çinko:İstiridye,yağsız et,deniz ürünleri, susam ve balkabağı çekirdekleri,bira mayası,çavdar,yulaf,işlenmemiş tahıl ürünleri... C Vitamini:Guava, brüksel lahanası,biber, kivi,papaya,mango,brokoli,çilek,su teresi,turunçgiller,soya fasulyesi,patates... Boron:Yeşil yapraklı sebzeler,meyve K Vitamini:Yumurta sarısı,peynir,karaciğer,domates,lahana, süt ürünleri,yulaf ezmesi,yeşil yapraklı sebzeler,karnıbahar(çiğ),kara lahna,brokoli,fasulyegiller, yoğurt... |
Cevap: Kemiklerinizi Besleyin... menepoz öncesi benim için faydalı oldu, güzel paylaşımlar. teşekkürler... |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:34 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.