[Bluesky24]

Lancet'te online olarak yayınlanan ve Berlin'de düzenlenen Uluslararası Hipertansiyon Derneği toplantısında sunulan bildiriye göre, Dr. Bryan Williams (Leicester Royal Klinik, İngiltere), Dr. Lars Lindholm (Umea üniversite Hastanesi, İsveç) ve Dr. Peter Sever (Londra Imperial College) : Sistolik kan basıncının, 50 yaş üzerindeki kişilerde hipertansiyon ve onun tedavisinin tek belirleyici özelliği olması gerektiğine inanıyoruz.Sistolik basınç üzerine yeniden odaklanmak, klinisyenler ve hastalar için mesajı basitleştirecek, tedavi yöntemlerinin anlaşılmasını ve bilinirliğini arttıracaktır. Sonunda da yüksek kan basıncının tedavisinde daha etkin sonuçlar alınmasını sağlayacaktır dediler.







Uzmanlar, sistolik kan basıncının (büyük tansiyon )yaşla artarken, diyastolik basıncının (küçük tansiyon ) 50 yaş civarına kadar arttığı ve sonra düşme gösterdiğine dikkat çekerek şöyle dediler: ”Tanı ve risk sınıflaması için bizim yaşlı popülasyonumuzda diyastolik basıncın kullanılması mantık dışı hale gelmektedir







Uzmanlar, klinik çalışmaların ve ulusal araştırmaların, sistolik basıncın diyastolik basınca oranla kontrolünün daha zor olduğunu gösterdiğini belirtip, diyastolik basınç için kontrol oranlarının yaklaşık %100, sistolik basınç içinse %50'den daha az olduğunu söyleyerek şöyle devam ettiler: ”Bu nedenle diyastolik basıncı hedeflemek birçok hastada kontrolsüz sistolik basınç anlamına gelmektedir. Bunun aksine, eğer tedavimizin odağı sistolik basınç olursa, diyastolik basınç kontrol edilmemiş olsa bile çok zor bir durumla karşılaşmamış oluruz







50 yaş altındakiler







Williams ve arkadaşları, 40 yaş altındaki yüksek kan basıncına sahip insanların neredeyse %40'ında izole diyastolik hipertansiyon olduğunu ve 40–50 yaş arasında bu oranın yaklaşık %33 olduğunu kabulediyorlar. Bu yüzden 50 yaş altındaki hastalarda hem sistolik hem de diyastolik basıncın değerlendirilmesinin devam etmesinin uygun olduğunu belirtiyorlar.



Kaynak: saglicaklakal.com