[bluemoon24]

Türkiye'de diyaliz hizmeti alan hasta sayısı 45 bin, diyaliz merkezi sayısı 750'ye ulaşırken, kuruluşlar ise giderleri bağlı oldukları sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılanan hastalar için hizmette sınır tanımıyor.



Ulusal Böbrek Vakfı ve Hipertansiyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Yahya Sağlıker, her biri yaklaşık 50-60 gram civarında olan böbreklerin küçük, ancak vücut için hayati önem taşıdığını söyledi.



Son yapılan araştırmalarda AB ülkelerinde böbrek hastası sayısının nüfusun yüzde 8'ini oluşturduğunu belirten Sağlıker, ''Türkiye'de ise orta ölçekli böbrek hastası sayısı 5 milyon 600 bin, ama kimse bunun farkında değil'' dedi.



Sağlıker, söz konusu böbrek hastalarından 45 bininin diyaliz makineleri sayesinde hayatını sürdürdüğünü ifade ederek şöyle konuştu:



''Bu hastalar haftada 3 gün, ayda ise 12 kez diyalize giriyor. Bu sayı ise her yıl giderek artıyor. Gelecek yıl diyaliz hastalarına yaklaşık 7 bin kişi daha eklenecek. Sağlık Bakanlığının belirlediği rakamlara göre, bir diyaliz bedeli 138 YTL. Hasta ister devlet kuruluşunda ister özel kuruluşlarda diyalize girsin, sosyal güvenlik kurumları masrafların yüzde 100'ünü karşılıyor. Türkiye'de diyalize giren hastaların yıllık maliyeti 600 milyon dolara ulaşıyor. Bu maliyet gittikçe artıyor. Birkaç yıl sonra bu rakamın 1,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor.''



Hasta sayısının artmasına paralel olarak, bu alanda hizmet veren özel kuruluş sayısının da hızla arttığına dikkati çeken Sağlıker, Türkiye'deki diyaliz makinesi sayısının 10 bin 100, diyaliz merkezinin ise 750'ye ulaştığını kaydetti.



Diyaliz maliyetlerinin düşürülmesi için böbrek nakili sayısının artırılması gerektiğini belirten Sağlıker, konuşmasını şöyle sürdürdü:



''Böbrek naklinin üzerinde yeterince durulmuyor. Eğer bağışlar artarsa maliyet önemli miktarda düşer. Türkiye'de yılda 600 tane böbrek nakli yapılıyor. Şimdiye kadar 5 bin tane nakil yapılmış, bu rakam 40 bine göre çok az kalıyor.''



Diyalize giren hastaların yüzde 25'i diyabet, yüzde 23'ünün ise hipertansiyon hastası olduğunu ifade eden Sağlıker, tansiyon ve diyabet hastalarının sayısının azalmasının diyaliz hastası sayısını önemli oranda düşüreceğini söyledi.





-HİZMETTE SINIR TANIMIYORLAR-





öte yandan diyaliz hastalarının bağlı bulundukları sosyal güvenlik kurumlarının, özel sağlık merkezlerinde verilen hizmetlerin tamamını karşılaması ise merkezleri hizmet yarışına sokuyor.



özel hastaneler bünyesinde açılan diyaliz servislerinin yanı sıra sadece diyaliz hizmeti veren kurumlar, hastaların her türlü sorunu ile yakından ilgilenirken, hastalara sağlanan özel servisin yanı sıra, diyaliz sırasında televizyon, kulaklıklarla müzik dinleme gibi çok sayıda hizmeti ise hastaya ücretsiz olarak sunuyorlar.





-''KURUMLAR TİTİZ DAVRANMALI''-





İl Sağlık Müdürü Çağlar Çatak ise her geçen gün sayıları artan diyaliz merkezlerinin, sosyal güvenlik kurumları tarafından titizlikle denetlenmesi gerektiğini söyledi.



Diyaliz merkezlerinin devlet hastanelerinin üzerinden büyük bir yük aldığını belirten Çatak, ''İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri bu merkezleri, personel, uygunluk gibi konularda sürekli denetliyor. Ancak, hastaya uygulanan diyalizi denetlemek sosyal güvenlik kurumlarının görevi. Ne tür malzeme kullanılıyor, ne kadar diyaliz uygulanıyor, bunlar, devlete zarar verilmemesi için titizlikle denetlenmeli'' dedi.



(AA)