Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17-09-2015, 04:08 PM   #4 (permalink)
KıpçakBeyi
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: Sep 2015
Bulunduğu yer: Tavşanlı/Kütahya
Mesajlar: 441
Tesekkür: 195
198 Mesajinıza toplam 252 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
KıpçakBeyi is an unknown quantity at this point
Standart Cevap: Bu da Benimkisi

Hoş bulduk Mümin bey ;

Ortaokuldan itibaren özellikle kitap okumaya başladım.Aslında buna ilk okulda başlamıştım ama o kadar sık okumazdım.Sonrasında Anadolu liselerinin lise kısmı tıpkı askeri liseler ve fen liseleri gibi ortaokuldan sonra alma kararı alındı.

Tabi bu bizim önümüzü açtı.Orta ikide hem arada seviye belirleme sınavlarına giriyordum.Kitap okumak bariz bir şekilde yorum gücümü artırdı.Özellikle o dönem öğlenciydim ve akşam beynim davul gibi oluyordu.Ben genelde masal kitapları okuyordum.Keloğlan , Sindrella vs hiç fark etmeksizin.Bilerek seçiyordum bu kitapları.Sınıflarda duran kitapları akşam yürütüyordum.Zaten bu kitaplar bir saate bitiyordu sabah erkenden yerine koyuyordum.Elbette masal kitapları dışında da kitaplar okuyordum.Masal kitaplarının etkisi sadece hayal gücümü çalıştırmasıydı.Kitap bittiğinde kafam boşalmış oluyordu.Sonrasında ise ödevleri yapıyordum.Belki yarım saat fazla çalışıyordum belki değil.Sınavlara da sadece o konuyu okuyup giriyordum.Bu şekilde genelde dört-beş alan öğrenci profilim devam ediyordu.

Matematik yine olmuyordu.Yukarıda yazdığım şekil devam ediyordu.Bu önceki senenin sorularını çözüyor , konularını anlayabiliyordum ama o senenin konularını yapamıyordum.Çok basitmiş yav diyordum ama olmuyordu.Dört işlem dedim ya.Ömründe hesap makinesini çok az kullanmış birisiyim. Annemin ilmek hesaplarını maketlerin ölçek hesaplarını kafadan veya kağıtla yapabiliyordum.

Sekizinci sınıfta nasıl olduysa dershaneye yazdırıldık.Elbette yazdırın diyemedim.Evde çok hararetli tartışmalar oldu.Neticesinde 98 senesi benim en önemli senelerimden biriydi.Devlet kütüphanelerini keşfettim gerçi onları 97'de keşfettim ama sıklıkla gidip kitap alamıyordum.Artık hem sınava çalışıyordum hem de her hafta bir kitap bitiriyordum.Be seferkiler 250-350 sayfalık romanlardı.

Sabahçı olduğum için okuldan gelip yaklaşık 2 veya 3 saat çalışıp sonrasında kitap okuyordum.Matematik dershane ile değişmedi sadece genç bir hocamız vardı kendimi zorlayıp ona soru sorabildim.Soru da soramıyoruz haliyle.Bana bazı şeyler gösterdi.Dört işlem bilgisiyle biraz da onun gösterdikleriyle net durumum yükselmeye başladı. Sınırdaydım 50 nete yaklaşıyor ama geçemiyordum.Hocalar bunun önemli olduğunu söylüyordu.Üç-dört matematikle olmuyordu.Matematiğin ittriklemesiyle netlerim 7-8 i buldu.En azından 10 soru ile uğraşabiliyordum.Bu beni 53-55 lere çıkardı.Son zamanlara doğru 57 net yaptığımda oldu.

Bir senelik çalışma sonucu Anadolu lisesini kazanabilmiştim.Toplam da 63.5 net yapmıştım ve 10 matematiğim vardı.Ortaokulu devamlı ikiyle geçtiğimi söyledim.Hatta sınavdan çıkınca anne şu liseyi bilemiyorum ama bu lise kesin gelecek dedim ve öyle oldu.Ailem herkes Anadolu lisesine gitmemi istiyordu bense bu fikre sadece yakındım.İsteğim aslında askeri liseydi.Pilot olmak istiyorum ama hiç başvuru yapmadım.Biraz tarihe dikkat edenler nedenini tahmin edeceklerdir.Zaten bütün arkadaşlarım koro halinde sen yapamazsın , seni almazlar ,sen giremezsin türküsünü söylüyorlardı.Bizde mal değildik neticede Türkiye'de neler olup bittiğinden haberdardık.Umudum vardı ama işte hayır cevabına takıntılıydım.Reddedilmeye takıntılıydım.Belki o zaman becerebilirdim.Öğrenme şansım hiç olmayacak.

İsteme özürlü olmak insanlarla münasebetimi azalttı.Sosyal anlamda zayıf oldum.Yırtık olamadım.Arada kriz gelirdi.İnsan görünce yol değiştirirdim.Nedenini bilmiyorum hele komşular olunca...Annem devamlı uyarırdı şuna niye görünce merhaba demiyorsun gibisinden.Bende yapmacık naber nasılsınları hiç sevmedim.Zenci eli öpmekle dudak kararmazdı ama ne bileyim gelmezdi içimden.

Bu senenin bana faydası sosyal çevremin genişlemesiydi.Aslında kendimi ifade etmekte pek sıkıntı yaşamazdım ama o ilk tanışma heyecanı ve insanlarla diyalog kurma gereksinimi biraz beni açtı ama hiç bir zaman ağır ağabey modundan çıkamayacaktık.

Dükkanlara bile girmeye çekinirdim eğer bir şey almayacaksam.Araba aldık hiç baba bana araba kullanmayı öğret diyemedim.Herkes bugün dahi beni meraksızlıkla itham ediyor.Oysa ben para buldukça araba dergileri okurdum.O dönemler çıkan pek çok arabayı bilirdim ama içim gitse bile diyemezdim.

Yine de level atlamışlığım yoktu öyle sosyal bir çocuk olmadım.Evde oturup ansiklopedi okumak bana yetiyordu.Sosyal fobi denen herzeye 10-18 yaşında yüzde seksene yakın uyuyordum.

99 yazı hayatımda hiç unutmayacağım bir yazdı.Birincisi babamla deli gibi iş yapıyorduk.Sabah sekiz akşam sekiz.Öyle ki hep annem televizyon nedeniyle bana kızardı.Ben belki 10 olmadan yatıyordum ama sabah zor uyanıyordum.Nereden bilelim o kadar binanın sonradan yıkılacağını.İkincisi Anadolu lisesini kazanmamdı.Üçüncüsü ise sonra Marmara depremi adını alacak olan 17 Ağustos depremiydi.

Devamı gelecek.
KıpçakBeyi isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla