Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-12-2013, 08:46 PM   #4 (permalink)
zahid
Üsteğmen
 
zahid - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Bulunduğu yer: Güzellikler Diyarı
Mesajlar: 288
Tesekkür: 609
209 Mesajinıza toplam 756 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zahid is an unknown quantity at this point
Standart Cevap: kişisel gelişim kitap tavsiyeleri

“İÇİNDEKİ DEVİ UYANDIR” Yazarı : Anthony ROBBİNS

İnkilap Kitapevi



Bu Kitabın tamamını okumanızı tavsiye ediyorum. Bu kitabı okuyup “hayatımın yarısı” diyen kişilerle tanıştım. Bende tekrar tekrar okudum ve çok çok istifade ettim. Başarılarınız daim olsun.


Hayatı gelişigüzel yaşamamalıyız. Bir kararla bütün hayatımız değişebilir.
Önemsiz şeylerde ustalaşmayın.
Yaptığımız şeyleri neden yaptığımızı öğrenmeliyiz.
Bilmek yetmez EYLEM’e geçmek gerekir.
Becerinin temeli tekrardır. Becerinin anası tekrardır.
Hayatınızı derhal değiştirecek yeni bir kararı şu anda verebilirsiniz.
Hatalardan ders almalı, dövünmekle zaman kaybetmemeli.
Tehlikeli sularda yolculuk yapan rol modelleri size güzel haritalar verir. Hayatta başarısızlık diye bir şey yoktur. Sonuçlar vardır. Eğer istediğin sonuçları elde edemezsen, tecrübe olur, bu da ileride daha iyi kararlar vermen için referans olur.
Başarı ve başarısızlık bir gecelik tecrübe değildir.
Hayatın parlak ve gamlı dönemleri mevsimler benzer, hiçbir mevsim sonsuza kadar sürmez hayat bir döngüdür.



En başarılı insanlar karaları hızlı verenlerdir, çünkü hayattan ne istediklerini bilmektedirler, kararlarını değiştirme konusunda çok yavaş davranmakta ya da hiç değiştirmemektedirler.
Kötü kararlarda ise; Bunu iyi yanı neresi? Bundan ne öğrenebilirim? derler.

Neyi acıya neyi zevke bağladığınız sizin hayatınızı biçimlendirir. Hatta zevki; içinde hala yiyecek bulunan tabağı elleriyle uzağa itme hareketine bağlamışlardır.
Acıyı ve zevki neye bağladığınızı değiştirerek, davranışlarımızı da bir anda değiştirebiliriz. Neden gerçekten eyleme geçmedim, geçmişte bu eylemi hangi acılara bağladım.
Sorun bizim olaylara verdiğimiz anlamlarda, bizim onarlı nasıl yorumladığımızda.
İnançlarımız genellemeler tarafından güdülmektedir. Örn. (Kapı kolunu çevirme emin olma duygusu verecek referans oluşturur. Bu genellemelerden, durumu basitleştirmek ya da sınırlayıcı inançlar oluşturmak mümkündür.’Maymun iştahlı olduğunuz inancı, öğrenme özürlü gibi’
Zeki olduğuma inanıyorum.
Referanslar gerçek ya da hayali, doğru ya da yanlış olabilirler.
Büyük başarılara ulaşanlar, kendilerini başaracaklarından emin duruma getirme yeteneğine sahiptirler.
Emin olma duygusu insana güç getirir.



İyimserler ellerinde başarıya ait referans bulunmasa da, başarısızlığa ait referansları da olsa, buna rağmen bunları görmezlikten gelebilmektedir. İyimserler, bazı iman referansları geliştirmekte hayallerini zorlayarak gelecek sefer işi farklı yapıp başarılı olduklarını canlandırabilmektedirler.
Birçok kişinin başarıya ulaşamaması, geçmişteki başarı referanslarının az sayıda olmasındandır.
Karşımıza çıkan muhalefetle ve zorluklarla başa çıkma biçimimiz önemli.
Negatif inançlar bizim kişisel gücümüzü elimizden alır, eyleme geçme yeteneğimizi yok eder.
Bir inanç nasıl değiştirilir?
Bütün kişisel hamleler, inançlarda bir değişiklikle başlar. O halde nasıl değişeceğiz?
Bunun en etkili yolu; beyninizi harekete geçirip eski inanca çok büyük acılar bağlamaktır, ta yüreğinde hisset ve güçlendirici inanç benimseme fikrine çok büyük zevkler bağlamanız gerekir. Eğer bir şeye yeterince acı bağlarsak, mutlaka değişiriz.

Zeki olduğunuza inanırsanız, hayatınızın en zor zamanlarında olayları tersine çevirebilmenizi sağlayacak yolları bulabilirsiniz.
CANI (Constant And Never-ending Improvement) Sürekli ve Sonu Gelmez İyileştirmeler.
Eğer hayattan zevk alma yeteneğinizi sürekli olarak yükseltirseniz, o zaman pek çok insanın hayal bile edemeyeceği bir zenginlik düzeyine ulaşırsınız.
Kendimi yeterince adarsam olayları tersine çevirmenin bir yolu mutlaka vardır.
Neyi acıya, neyi zevke bağladığımızı değiştirerek sinir sistemimizin şartlanmalarını kolayca değiştirip hayatımızın kontrolünü şu anda, elde edebiliriz.
NAC –Nöro Asosyatif Şartlanma; eski davranışını acıya, yeni davranışını zevke bağlamadır.
Değişim için;
Değişmek zorunda olduğuna inanmak
Onu BİZ değiştireceğiz.
‘Ben bunu değiştirebilirim’ inancı gerekir.
Nöro asisyonları bilinç dışı olarak, bazı duygu ve davranışları sürekli tekrarlamak yoluyla geliştiririz.(Örn. Kızıp bağırma davranışı her tekrarda nöral bağı güçlendirir, aynı şeyi yapma ihtimalin artar). Belli duygu ve düşünceleri uygulamaktan yeterince uzun süre vazgeçilirse nöral bağ zayıflar.
Dikkat: Demek ki ihtirasınızı da kullanmadığınız zaman azalacaktır. Kullanılmayan cesaret de azalır. Adanmışlık bile, uygulanmadığı zaman azalır. Sevgi de paylaşılmadığı zaman erir.

Bedbinlik hissettiğinizde ayağa fırlayıp gökyüzüne bakın ‘YAŞASIN’ diye bağırın.
Unutmayın; paterni kırma yaklaşımınız ne kadar radikalse, etkinliği de o kadar fazla olacaktır.

Duygularımızın hepsi, zihnimizde odaklandığımız resimlere ve onlara bağladığımız seslere dayalıdır.
Patern (davranış) Yeni paterni yerleşinceye kadar şartlandırın.




Beynimizi etkin şeyler yapmaya zihinsel olarak değil, nörolojik olarak (telkin) eğitmeliyiz. İşin zor yanı çoğumuzun aslında durmadan birbirimizi şartlandırdığımızı, birbirimizin davranışını biçimlendirdiğimizi anlamıyor olmamızdır.
Çoğu zaman insanları olumlu yerine olumsuz şartlandırmaktayız.

TELKİN önemli. Hiçbir zaman çevrenizdekilerle olumsuz konuşmayın
Tanıdıklara sitem etmek ne kadar etkilidir? “Hah nihayet hatırladın…”
Bu durumda yaptığınız şey, onu sizi hiç aramamaya eğitmektir. Acıyı sizi aramasına bağlayacak gelecekte de bundan kaçacak. Birinin sizi aramasını gerçekten istiyorsanız, aradıklarında sevinçle cevap verin.

Zevke bağlayın.

Budalaca davranmakla zekice davranmak arasındaki fark, sizin yeteneklerinize dayalı değil, belli bir anda zihninizin ya da vücudunuzun durumuna dayalıdır. Sizde de M.Collins’in cesareti ve kararlılığı, Fred Astaire’nin zerafeti… zekası bulunabilir ama kendinizi sürekli olarak olumsuz duygulara sokuyorsanız mükemmelliğin vaadini asla tadamazsınız.
Kendinizi akıllı ve aktif bir bekleyiş durumuna sokun.

Unutmayın – duyguları hareketler yaratır.
Hissedebileceğim duygu tipleri; heves, hayranlık, neşe, oyunculuk, ilgi, arzu, minnet, coşku, merak, yaratıcılık, yeteneklilik, güven, ataklık, düşüncelilik, merhamet, anlayış, mizah.



Duygularınızın lideri vücudunuzdur.
Duygu durumu da vücudunuzu etkiler, bu sonu gelmez bir kısır döngüye dönüşür. Şu anda bile nasıl oturduğunuza bakın, hemen dikleşin, okumayı ya da dinlemeyi sürdürürken ve bu ilkeleri öğrenirken vücudunuza daha çok enerji yaratın.

Derin nefes al – ver, Gülümse
Daha da iyisi, egzersiz için dışarıya çıktığınızda koşmak yerine sıçrayın, ip atlar gibi. Sıçramak, durumunuzu değiştirmenin çok daha güçlü bir yoludur.

Kendinizi iyi hissetmek, sizin beklentiniz olsun. İyi hissetmek için bir nedene ihtiyacınız yok. Sağsınız, yaşıyorsunuz kendinizi hiç nedensiz de iyi hissedebilirsiniz.
Bir anda depresyona girilir mi? Tabii. Geçmişinizdeki çok kötü bir şeye odaklanmak yeter, gözünüzde canlandırır, onu düşünürseniz; gerçekleşir.
Çok kötü bir filme gittiniz mi? Yüzlerce kez gider misiniz?

Benim başarı tanımım, hayatınızı size pek çok zevkler ve pek az acılar verecek şekilde yaşamaktır.
Hayatta aslında tek istediğiniz, neler hissettiğinizi değiştirmektir.
Her günkü zevkler için bir plan yapın,
Eğer zevk için bir planınız yoksa duyacağınız acıdır.

Korkunç bir soru sorarsanız korkunç bir cevap alırsınız. ( Örn; ne yararı var? Denemeye bile gerek var mı, Neden ben Allahım?)
Neden ben başarılı olamıyorum? Cevap: Aptalsın da ondan ya da zaten başarıyı hak etmediğin için.

Aslında; Bunu nasıl kullanabilirim? Diye sormalıyız.

Parasal amaçlarıma ulaşabilmek için nasıl bir plana ihtiyacım var?
Kriz anlarında güçlendirici soru sormayı öğrenmek çok önemli bir beceridir.
Benim en değerli anılarım neler? Şu an hayatımda harika olan ne var?
Ben bunu nasıl tersine çevirebilirim?
Bunun hangi yanı harika? Ben bunu nasıl kullanabilirim?
Demek ki, kelimelerin inançlarımızı biçimlendirdiğini ve eylemlerimizi etkilediğini anlamamız gerekmektedir.
Eğer bir şey, ifade edecek yolumuz yoksa, o şeyi yaşayamayız.
Size birisi nasıl olduğunuzu sorarsa, ‘Eh, şöyle böyle’ , ‘İyiyim’ yerine HARİKAYIM deyip onları şaşırtın. Kulağa basit gelse bile, bu da nörolojinizde yeni, bir patern yaratır, zevke giden yeni bir nöral otoyol oluşturur.
Başkalarının taktığı etiketleri kabullenirken de dikkatli olmalıyız, çünkü bir şeye etiket takıldı mı, ona uygun bir duygu yaratırız.12 yıl 2000 hasta, semptomlarına etiket takıldığında hastanın durumu kötüye gidiyormuş. Çaresizlik, depresyon, çöküntü yaşıyormuş.
Metafor( benzetme, teşbih)
Duvarı aşamıyorum, Dünyanın yükü omuzlarımda, Kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum.

‘Kafamı suyun üzerinde tutma mücadelesi veriyorum.’ Yerine ‘Başarı merdivenini tırmanıyorum.’
Metaforlar hayat tecrübemizi genişleterek zenginleştirip bizi güçlendirebilir, Eğer dikkat etmezsek de, bir metaforu kabul ettiğimiz anda birçok sınırlayıcı inancıda onunla birlikte kabul etmiş oluruz.

Metaforlarımızı bilinçli olarak seçmeliyiz. Çünkü metaforlar eylemlerimizi biçimlendirir.
Hayat bir oyundur. Hayat bir armağandır. Hayat Allahımızın bize bir lütfudur.
Terapilerin çoğu duyguların bizim düşmanımız olduğu, ya da duygusal sağlığımızın geçmişimizden kaynaklandığı yolunda ki yanlış varsayımla başlar. Aslında eğer zihinsel odağımızla fizyolojimiz yeterince güçlü biçimde kesilir, durdurulursa, bizler ağlamaktan gülmeye hemen geçebiliriz. Geçmişim geleceğe ait değildir.
Hayalkırıklığı duygusunun en etkin panzehiri geçmişte ne olmuş olursa olsun, gelecekte olacaklar konusunda olumlu beklenti geliştirmektir.
Aşırı Yük; Çözüm:
Hayatınızda uğraşmakta olduğunuz bütün o şeylerin arasında sizin için en önemli olanını seçip ona odaklanmanız gerekir.
Sizin için önemli olayları yazıya dökün, öncelik sırası koyun bunu yapmak size kontrol duygusu verecektir.
Üstünüzdeki ilk şeyin üstüne gidin ve onun üstesinden gelinceye kadar eylemi sürdürün.


On güçlülük duygusu Sevgi ve Sıcaklık, Takdir ve Minnet, Merak, Heyecan ve İhtiras, Karalılık, Esneklik, Güven, Neşe, Canlılık, Katkı,
Merak; Eğer can sıkıntısından kurtulmak istiyorsanız merak edin. Merak ettiğiniz sürece, hiçbir şey size yük gibi gelmez.



Heyecan ve İhtiras; Fizyolojinizi kullanın; daha hızlı konuşun, zihninizde imajları daha hızlı canlandırın, vücudunuzu gitmek istediğiniz yöne doğru hareket ettirin. Öylece oturup düşünmeyin.Masanıza abanmış otururken, yüzeysel soluklar alıp verirken, diliniz dolaşa dolaşa, ağır ağır konuşurken içiniz ihtirasla dolamaz.
Esneklik; Eğer başarıyı garantiye alabilecek bir tohum varsa, o da yaklaşımınızı değiştirme yeteneğidir. Esnek olmayı seçmek, mutlu olmayı seçmektir. Hayatınız boyunca kontrol edemeyeceğiniz bazı şeyler de çıkacaktır. Kurallarınızda ensek olma yeteneğiniz, olaylara verdiğiniz anlamlar ve giriştiğiniz eylemler, uzun vadeli başarıya da başarısızlığınızı saptayacaktır.
Neşe; Çevrenizde ne oluyorsa olsun neşeli olmamakla durumu değiştiremeyeceğinizi anladığınız gün neşe tohumuna da sahip olmuşsunuz demektir.
Ayrıca olumsuz duygularınızı en aza indirmeye yardımcı olacak küresel inançlar da geliştirin.(Sevdiğim biri beni terk ederse peşlerinden giderim, Bu da geçer YAHU, Ben adandıkça her zaman bir yol bulunur.)
Bazen uğradığımız hayal kırıklıklarının aslında kılık değiştirmiş fırsatlar olduğuna inanmamız gerekebilir.
Amaçlara ulaşmanın anahtarı, başarıya ulaşıncaya kadar sonu gelmez bir adanmışlık göstermek ve mutlaka sebat etmek, Bence hayat sürekli olarak bizim sebat düzeyimizi sınavdan geçiriyor.
Ben bugün ne yapmalıyım ki beni seçtiğim amaca doğru götürsün?
Sürece başlamayı bir gün bile ertelemeyin. Hemen bugün başlayın !
Bir kişinin karakterini bir tek olaya dayanarak değerlendirmek yanlıştır. İnsanlar davranışlarına eşit değildirler.
Olumsuz durumlarda değerlendirme sürecimizin kontrolünü ele almazsak, iş çığrından çıkar, bizi kaptığı gibi kendini küçümseme ve azarlama girdabına sürükler.
Bill Cosby yıllar boyu kilit referansları, inançları kuralları incelemiş, çevresindeki her şeyi kullanarak insanları nasıl güldürebileceğini bulmuş.
Master sistem
Tüm değerlendirmeleri yaparken içinde bulunduğumuz zihinsel ve duygusal durum önemlidir.( açılan bir kapı korkuturya daneşelendirir)
Kendimizi çok akıllı ve verimli zihin ve duygu durumunda bulundurmalıyız.

Sorular değerlendirmemizin ilk biçimini yaratır. Acı mı demek Zevk mi? (Örn. Bu kişiyi tanımak ne hoş olur, değil mi?)
Küresel inançlara dikkat.


Kurallar; mutlu değilseniz işte nedeni
Sizin kendinizi iyi hissetmeniz için ne olması gerek?

Aslına bakarsanız, sizin kendinizi iyi hissetmeniz için hiçbir şeyin olması şart değil.







Şu anda bile, hiçbir neden olmadığı halde, kendinizi çok iyi hissedebilirsiniz. Bir düşünün 1 milyar dolar kazansanız size zevki veren o 1 milyar dolar değil, Kendinize ‘Bir milyona varınca, kendimi iyi hissetmeme izin vereceğim’ diye koymuş olduğunuz kural. O anda, kendinize iyi hissetme izni verdiğiniz sırada, beyninize bir mesaj yolluyor, yüz, göğüs, vücut kaslarınıza giden emirleri değiştiriyor, zevk diye tanımladığınız şeyleri hissetmeye izin veriyorsunuz.
Hayatlarımızı kendi kontrolümüz dışındaki bir şeyden mutlu olacak biçimde yapılandırırsak, acı çekeriz.
Ne olursa olsun olaydan zevk almaya karar verdik.
Bugün hayatınızı yöneten kurallar, sizin kim olduğunuza uygun mu?
Yoksa geçmişte işinize yaramış kurallara sarılıp kamış durumda mısınız?

Çoğumuz kendimizi kötü hissetmek için çeşitli yollar yaratmışızdır, ama iyi hissetmek için bir tek yolumuz vardır. Zevke giden nöral yollar acıya giden nöral yollardan pek azdır.
Hayatımızın güzel işlemesi için tek yapacağımız, yeni bir değerlendirme sistemi kurup kuralları da ulaşılabilir kılmak, kendimizi iyi hissetmeyi kolaylaştırıp, kötü hissetmeyi zorlaştırmaktadır.
Birine kızarsanız unutmayın; sizi rahatsız eden o kişinin davranışları değil sizin kurallarınızdır.





Kendi kurallarınızın gerçeğe dayalı olmadığını hatırlamaktır. Rast gele yerleşmiş kurallardır bunlar. Siz onlara çok bağlısınız, onları uyguluyorsunuz diye hepsi en iyi ve en doğru kurallar olmak zorunda değiller. Kuralların ilişkilerimizi güçlendirecek biçimde tasarımlanması gerekir, mahvetmek üzere değil. Bir kural size engel çıkardığı zaman, kendinize sormanız gereken soru şudur ‘Hangisi daha önemli; ilişkim mi, yoksa kurallarım mı?’
Kendinizi seviliyor hissetmek için tonlarca şey bulun. Bu zevki tatmak çok kolaylaşsın. Kriterlerinizde sırf sizin kontrolünüzde olsun. ’Şunları ne zaman yapsam, kendimi seviliyor hissederim.’ deyin güneşin tam tutulması kadar seyrek bir şey de seçmeyin.
Unutmayın, en güçlendirici kural, ne olursa olsun eğleniyor olmak, iyi vakit geçirmektir.
Edebiyatın zenginliklerini keşfedin. Bol bol edebi eserler okuyun.
Hayatta başıma ne gelirse gelsin her tecrübe bana değer getirmiştir.
Hayatınızın durumu sizce ne kadar kötü olursa olsun, bir başkasının durumunun daha da kötü olduğunu hatırlamak iyi gelir.
Hayatınızı genişletip zenginleştirmek istiyorsanız aramadıkça hayatınıza girmeyecek fikir ve tecrübeleri kovalayarak referanslarınızı genişletmeniz gerekir.
Evrenin büyüklüğünü düşünüp, sonra da bir insanın ortalama ömür süresine baktığınız zaman size bir perspektif verebiliyor mu ?


Henüz mükemmel olmayan yönlerimi de karakter kusuru olarak görmek yerine, büyüme fırsatı olarak görürüm.
Aslında bir ilişkinin kalıcı olabilmesinin tek yolu, sizin o ilişkiyi ‘alam değil verme fırsatı’ olarak görmenizdir.
Her gün ilişkiniz olan o insanın nesini çok sevdiğiniz konusunda yeniden asosisyon yapın. ‘hayatımda nasıl bu kadar şanslı oldum?’ diye sorun. Hayatınızı bu insanla paylaşma imtiyazına tam anlamıyla asosiye olun.
Gelirinizi arttırmanın bir tek önemli ve güçlü yolu vardır; o da insanları hayatına sürekli gerçek değer katmanın yollarını bulmaktır.
Bir şirket için kendimi nasıl daha değerli hale getiririm?
Daha az sürede daha çok şey başarmasını nasıl sağlayabilirim?

Bir şeyi alıp daha fazla insana ulaştırmanın yollarını keşfedenler her zaman zenginleşecektir. Değer katmak yalnızca ürün yaratmak değildir. O üründen ya da hizmetten daha çok sayıda insanın yaralanıp hayat kalitelerini arttırmanın yolunu bulmak da olur.
En yüksek ve en iyi halimde olsam, ne durumda olurdum. Kendime seçtiğim durumlar arasında; dost canlısı, mutlu, sevgi dolu, dışa dönük, neşeli, güçlü, cömert, çılgın, azimli ve keyifli. Ben bu durumların her birine günde bir kere gireceğim!
NOT:Kitap inkilap yayınlarından çıkmıştır.tamamını okumak isteyenlere

Keops-Abdullah Canıtezden Alıntıdır.
Adresi http://www.hayatimdegisti.com/forum/...y-robbins.html


Bu sıralar bu kitabı yanımdan ayırmıyorum.Zaten Antony Robbins Kişisel gelişim konusunda büyük imzalara atmış bir insan.Başta kendisinde hissettirdiği üzere bu kitap uygun çercevede size bir rehber konumunu alır. Bunun dışında R.Şanal'ın kuantum konusundaki kitapları iyidir.Oğuz Saygın "Kişisel Degişimin stradejileri",Sıtkı Aslanhan"Hayata Gülümse" vb.

Aklıma gelen kitaplar bunlar.Hayırlara vesile olması dileği ile.Aeo :).....
__________________
zahid isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla