Super Moderator
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesajlar: 2,480
Tesekkür: 2,848
1,792 Mesajinıza toplam 3,354 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İNSAN HAYATINDAKİ 7 EVRE 7. devre, Satürn tarafından yönetilir. 42. yaştan, 56. yaşa kadar sürer. 42 – 49 yaş arası devreye Ketu döngüsü denir. Bu dönemde kişi, kendi içsel disiplininin ve bireysel olgunluk süreçlerinin farkına varır. Ketu devresinde en önemli özellik kadınlarda menopoz'un başlangıcı, üretkenliğin azalarak bedenin kendi yaşlanması ile yüzleşmesi, erkekte ise artık kendisinin etrafında dönen bir dünyanın olmadığı gerçeği bilinçliliğinin farkına varılması süreci olarak açıklanabilir. Satürn, ketu devresinde disiplinler ve olgunluklar verir. Beden yaşlanmaya başlamış, birey kendisine aynı olgunlukta ve dinamikte hissetmemektedir. Kişi bu devrede zamanını daha iyi bir şekilde dengelemeye çalışarak, iradesini güçlendirmeye çalışır. Bu döngü, aslında iradenin sınanması olarak da açıklanabilir. Toplum bilincinde orta yaş bunalımları olarak ifade edilen bu döngü, içsel disiplinlerin ortaya konulması, çocukların büyüyerek birer kişilik haline gelmeleri, yaşam sorumluluğunun artması ve yapılan hataların bedelinin ödendiği dönem olarak görebiliriz. Karmanın birinci yasası sebep sonuç yasasıdır. Kişi geçmişinde veya gençliğinde ekmiş olduğu iyi veya kötü meyveleri bu dönemde toplayacaktır. Çoğunlukla, 20. yy toplumunda gencin hedefini çok iyi tanımlamaması yüzünden ve ketu dönemine kadar lüzumsuz parazit, duygusal enerji formlarından kendisini arındırmaması sebebi ile ketu döngüsünde çok acı çekebilir. Gençliğin elden gittiğini düşünen varlık, çeşitli depresyonlar, endişe nöbetleri ve anksiyeteler olarak tanımlanabilir. Bireyin en çok depresyona girdiği bu dönem rların da çok arttığı bir yaşam döngüsünü temsil etmesi bakımından ilginçtir. Farkındalık enerjisinin, tezahür edebilmesi için kişi tüm gereksiz düşüncelerden arınmalıdır. Bu dönem meditasyon yapmak, bireysel gelişimimizin farkına varmak için çalışmak, bizim dışımızdakilerin bizimle yaşadığının gerçekliğini kabul etmek ve bedenin esirinden kurtulabilmesi için ruhun son dönemidir. İlahi devinimin farkına varmış varlık, içsel gerçeğinin ve sesinin rehberliği ile ilerler. Bedenin önemli olmadığının, bedenin, çeşitli sınırlılık kanunları ile sınırlandırıldığının farkına varır. Öyle ya, eskisi kadar güçlü değil, eskisi kadar da neşeli değildir. Bedenin önemli olmadığını fark eden varlık, düşünce kalitesini çeşitli soyut kavramlar ile uğraşarak geliştirir. Evrim, hayatın yasasıdır. Ve kişi ya evrimleşmek zorunda olduğunun farkına varır veya lüzumsuzca yaşamına devam eder. 49 ile 56 yaş arasına ise, Rahu dönemi deriz. Bu dönemde yaşlılık, hızlı bir şekilde devam etmekte, çeşitli unutkanlıklar ve bedensel hastalıklar başlamakta, çocuklukta edinilmiş takıntılar ve duygusal problemler, hastalıklar olarak bireyin karşısına çıkmaktadır. Çoğunlukla insan yaşamında faal iş yaşamının bittiği bu dönem, emekliliğin başladığı dönem olarak da nitelendirilebilir. Farkındalığı yüksek olan varlık, kendisini çeşitli felsefi düşünce biçimleri ile geliştirmeye çalışır. Bilinçliliğin, tüm periyotları ile ilgilenen kişilik, her alanda kendini genişletir ve bireysel olarak olgunlaşır. Bu döneme kadar hep almış olan varlık, 49 ile 56 yaş döngüsü arasında, vermenin önemini kavrar. Çocukları büyümüş, hepsi kendi karmik döngüleri içinde, bireysel kimliklerini ispatlamışlardır. Erkekte andropoz başlar. Bilinç yeterince olgun ise, eşe duyulan saygı ile beraber yeni hobiler geliştiren varlık, kendisi ile barışık bir şekilde yaşamına devam eder. Eğer bilinç farkındalığı düşük, öğrenilmiş bütün bilgiler, dünyasal, materyalist sınırlar içinde ise ve kişi kendi ile barışık değilse, bilhassa erkek, eşinin dışında genç dişilere kendisini ispat etmeye çalışır. Bilinç yüzeysel ve olumsuzdur. Kadında ise bu dönem, yaşlılığın, iyiden iyiye kendini belirttiği bir dönemdir. Bedendeki oran zaman içinde kaybolur, kişi gençliğindeki Venüs'ün etkisi ile çekiciliğini kaybederek bedeninin bir yok olma sürecine girdiğinin farkına varır. Artık üreme döngüsü bitmiş olan dişi, toplumda kendine verilen saygı ön ekleri ile tanınır. Satürn'ün belirgin etkileri kemiklerde bozulmalara, libidonal enerjinin düşmesine ve gençlikteki lüzumsuz edinilmiş bilgilerin çok ağır hastalıklar ile, kendisini göstermesine sebebiyet verir. Bu dönemin birinci ve tek geçerli kanunu sınırlılıktır. Bedensel gücün sınırsız olduğu fikri değişmiş, bedenin bilinci sınırlaması ve kişiliğin düşünce kapasitesinin belirgin bir biçimde zafiyet göstermesi, bireyin aşırı zorlanmasına sebebiyet verir. Bu dönemde Satürn kişiliğin gereksiz olan her şeyi, hayatından çıkarmasına ve yaşamında yeni bir varoluş deneyimlemesini temsil eder. Kozmik evrim süreci, acımasız bir şekilde ilerlemekte, tezahür eden her gerçeklik çeşitli hastalıklar olarak onu çevrelemektedir. Yaşamda aklın, bedenin ve ruhun temel birliğinin idraki, bu dönemde şarttır. Pozitif düşünmek, kendiyle barışmak, hümanizm, önemli bir dinamizm yaratacaktır. Karamsarlık, negatif itici güçler oluşturarak şiddetli hastalıklara sebebiyet verir. Bu dönemde öğrenilmesi gereken en büyük kural, insanın doğduğu gibi öleceği gerçeğini kabullenebilmesidir. Rahu dönemi, 56. yaştan sonra biter. 56. yaştan sonra, bilincin hızla tükendiğini düşünen kadimler, karmik esrimenin çok fazla etkili olamayacağını düşünmüşlerdir. Aslında bir bakıma da çok öneli bir gerçekliği temsil eden bu düşünce biçimine göre, algılar zayıfladıkça, kişiliğin bilincine olan bilgi akışı azalır. Artık yaşlılık başlamıştır. Beden son bir döngü ile yaşama karşı direnmeye çalışmaktadır. |