Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-04-2013, 05:44 PM   #13 (permalink)
maviinci
Binbaşı
 
maviinci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 1,549
Tesekkür: 5,267
1,458 Mesajinıza toplam 5,344 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
maviinci is a name known to allmaviinci is a name known to allmaviinci is a name known to allmaviinci is a name known to allmaviinci is a name known to allmaviinci is a name known to all
Standart Cevap: Aykırı görüş

Alıntı:
annie hall Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yes man'i de izledim. Jim carrey varsa o filmi gözüm kapalı izlerim arkadaş :D
Peki benim de bi sorum olucak. Bi kitapta şöyle bi söz gördüm; "Meleklerin ninnileriyle mi büyütüldünüz? İşte o zaman şeytan'ın fısıldadıklarını çok daha iyi duyabilirsiniz." Bu söz benim bayaa aklımı kurcaladı. Sonuçta içimizde aydınlık taraf kadar karanlık bi tarafta var. Biz hep aydınlık tarafta kalmaya çalışıyoruz ama bu yüzden karanlık taraf daha mı güçleniyo içimizde? Yaşadığımız sevgiler kadar nefretlerimizi de sonuna kadar yaşasak ve yansıtsak mı? Bi de iyi ve kötü olmamızın koşulu nedir? Aynı kitapta "İçgüdülerimiz olmasa kimse kötü; çıkarlarımız olmasa kimse iyi olmazdı." diyo. Biraz düşününce evet doğru geliyo bu söz.

aynen, jim carrey dibine kadar
ya, senin bahsettiğin ve türevi konularda ben de çok düşündüm, ama bak bi de bu öyküyü okumanı istiyorum, ondan sonra nasıl bir kanıya varacağını merak ediyorum:


Yaşlı Kızılderili reis kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz diğeri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illede siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık.O merakla sordu dedesine;

-Dede bu iki köpeği niye hep kulübenin önünde tutuyorsun? Hem de niye biri siyah diğeri beyaz?

Yaşlı reis, bilgece gülümsedi ve torununun sırtını sıvazladı ve:

-Onlar benim için iki simgedir.

Çocuk :

-Neyin simgesi?

-İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilik ve kötülük durmadan içimizde mücadele eder.Onları seyrettikçe ben hep bunları düşünürüm.

Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

-Peki hangisi kazanır bu mücadeleyi?

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa :

-Hangisi mi evlat? Ben hangisini beslersem o kazanır.


karanlık taraf yerinde durmuyor, binbir suratla - sürekli farklı yollar yöntemler şekiller mücadele türleri deniyor.. onun görevi de o bi yerde, aydınlık tarafta kalmayı istiyoruz ya biz söylediğin gibi, o diğer tarafın oyunlarını keşfedip farkına varıp onu etkisiz kıldığımız ölçüde bunu başarıyoruz.. yani ben başaramıyorum ama yapan yapıyor mesela sen neden yaşıyorsun? varlık sebebin nedir? kendi adıma konuşuyorum, benim mesela İslam dini. Bu yolda ne kadar başarılı olduğum, emir ve yasaklara ne kadar uyduğum kaçındığım konusunda kendimi paralayasım var, ama hani bu var - iyi yada kötü ayırdında olmaya çalışıyorum. Bi çaba var.. Bir başkası için başka bir şeydir, mesela Kabaladır, ya da böyle bir inancı olmayan için doğadır, tabiattır.. Ya da, mesela modernizmdir, başka biri için postmodernizm olabilir.. şahsi kanaatim, bu esaslı tespiti yaptıktan sonra neyi, hangi duyguyu, hangi hissi ne şekilde yaşayıp kime ne yansıtması gerektiğini ölçüp tarttıktan sonra uygulamaya geçmeli insan.. ben bunları söylüyorum ama sadece teorik olarak, uygulama aşamasında sınıfta kalıyorum malesef

şu an en son yazdığını *İçgüdülerimiz olmasa kimse kötü; çıkarlarımız olmasa kimse iyi olmazdı.* düşünemiyorum, ama okudum da biraz korktum gerçek olma ihtimalinden korktum bunun ki öyle gibi gözüküyor beklentiler deniyor mesela. insan beklentiye girmediği zaman sanki dah özgür. mesela fıkra anlatıyorum, pardon anlatamıyorum millet gülsün diye bekleyince ve insanlar gülmeyince bozuluyorum, ama öyle bi beklentiye kapılmadan sadece anlatmaya yoğunlaşınca böyle bir şey olmuyor. gülüp, beni kaale almalarını ve egomu tatmin etmelerini beklediğimde ve bu olmadığında odun gibi hissediyorum :D çıkar ilişkisi ama bunu kapitalizmden ve liberalizmden ayrı düşünmememiz gerektiği kanısındayım, sen ne dersin? bir de, bu hikâyeler var ya, onlar hakkında ne düşünüyorsun; sence yazı içinde kullanmak insanda nasıl etki bırakıyor? ben okuyunca pek bi içime işliyor ama açıkçası çabuk unutuyorum ve pek de güvenemiyorum çünkü kurgu..??
maviinci isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla