Cevap: Yaşıyorum ama yaşamak denirse Zaten bir şeyler yapmaya çalışmak yorar. Sadece yapmamız gereken şey, mutluluğu doğal halimiz haline getirmek. Yani küçük mutluluklar biriktirmek. Sanki bir kumbara gibi, içine durmadan ufakta olsa başarılar, minik adımlar, küçücük sevgiler koymak. Adeta bir fidan gibi, sabırla büyütmek. Biz anneler bu işi yavrularımızda deneyimleyebiliyoruz zaten. Önce hamilesiniz ya da hamileymişim şeklinde başlar serüven. Ondan sonra gelsin aşermeler, mide bulantıları, uykusuz geceler, bir yandan durmadan şişmanlıyosun. Aynalarda kendini adeta bir kamyon tekerleği gibi görmeye başlıyorsun. Sağdan sola dönmek bile büyük bir macera yatarken. Nefes alamazsın, neredeyse oturarak uyursun. Uyumak denirse tabi buna. Birde karnında ki bebiş biraz afacan bişeyse kıpırdanır durur. Tekmeler durmadan sanki çıkarın beni burdan dercesine. Ya da belkide oyun oynuyordur. Sonra en zor kısmı doğum hadisesi. Sanki içiniz parçalanırcasına bir sancıyla boğuşursun. Sonra bebişin gelir dünyaya ve işte o zaman asıl film başlar. Emzirmeyi beceremezsin, gazı nasıl çıkıyodu ki bunun? Hastalanırsın, o hastalanır ve beraber bir yolculuk başlar. Dünyanın en güzel duygularından biridir annelik. Allah tüm isteyenlere nasip etsin. Uykusuz geceler, yemek beğenmemeler, ay boyu uzamadı bu çocuğun, ay ne yedirsem, acaba ne yedirmesem? Burnu tıkanır gözleri sulanır hepsi ama hepsi başlı başına birer devlet meselesidir. Arkadaşlar arasında bilgi alış verişi, ateşlenir o ayrı bir olay. İlk adımlar atılır büyük heyecan sanki dünyanın en önemli olayıymış gibi sevinirsin. Ah bi yürüse dediğin çocuğa sonra "Ya oğlum Allah aşkına bi dakka bi yerde bi otur" dersin. İlk kelimelerinde havalara uçtuğun yavruya yalvarırsın adeta, " nolur ya bi dakka sus:)" Her şey ama her şey sizi ve onu adım adım büyütür. İşte hayatta her şey böyle, her şey zamanla büyür ve gelişir. |