Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-09-2012, 12:08 AM   #2 (permalink)
sweeet
Administrator
 
sweeet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 4,053
Tesekkür: 19,481
3,779 Mesajinıza toplam 10,280 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
sweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to behold
Standart SEVGİNİN MUCİZESİ ... devamı =>

Çocuk hastalanınca birdenbire bir mucize gerçekleşiyor. Babası TV’yi unuttu bile, çocuğun istediğini yapmaya hazir.

Kafasını sıcak firına sokmasına izin vermeyen, her firsatta poposuna tokadı basan anneciği çocuğunun etrafinda dört dönüyor, ona bakıyor, meraklanıyor.

Anneanne ise masallar anlatıyor, şarkılar söylüyor. Dede de bir yerlerden oflayıp puflayıp gelmiş ve herkes çocuğun başucunda.

Çocuk kaydediyor: Sevgiye açlığı ve susuzluğu hastalık vasıtasıyla doyuruluyor!

Bakımevindeki yavrulara sormuştum:

“Lütfen söyler misin sevgili yavrum, sen başın okşanmak istediğinde ve iyi bir şey duymak istediğinde ne yapiyorsun?”

Üç çocuktan ikisi söyle cevap veriyordu:

“Başım ya da karnım ağrıyor diyorum.”

Öyle oluyor ki çocuk kendini yalanla ifade ediyor. Ayni kanıda mısınız? Ama…

Çocuk kendini yalanla gösteremez, bu yüzden de düsünceleri aniden vücudunda somutlasıyor ve gerçekten agrılar duymaya başlıyor.

Anne babasıyla yaşayan çocuklar hastalığı okşama, merak, ilgi ve sevgi kaynağı olarak algılıyormuş meğer. Öksuz çocukların da sevgiye, koruma altinda olmaya, doguştan gelen devasa genetik bir ihtiyacı vardır.

Bu yavrular, dinlenme ve bakımevinin çalışanlarına soruyormuş:

“Niçin onun ana babası var da benim yok?”

Bakıcılar, “Senin anne baban zaten yok” diyemiyor ve şöyle cevap veriyorlarmis:

“Senin de var”

“Benimkiler nerede? Neden gelmiyor, beni almıyorlar o zaman?”

“Anneannem ne zaman gelecek? Ya dedem?”

“Sen şimdi hastasın, iyileştiğin zaman gelir, seni alırlar.” diye karşılık veriyorlarmış.

Bu yalanın çocukların iyileşmesine yardım edeceğini orada çalısanlar bile bilmiyormuş!

Onlarin bildiği, hastalığın tedavisi olmadığıydı.

Ve çocuklar sevgiye kavuşabilmek için içgüdüsel olarak yol aramaya baslamışlar.

Bu büyük içsel çagri her türlü korkunç hastalığı yok etmeye muktedirmiş.

İki üç yaşındaki bebek sormaya baslar:

“Hastalık nedir? İyileşmek ne demek?”

Ona, “Senin kanında fazla şeker var, anlıyor musun? Sen şeker yeme!” derler.

Çocuklar, hemen kendilerini sevgi, şefkat, koruma ve huzur kaynağından ayıran hastalık adındaki “Öcü”nün ne olduğunu anlamaya çalışır.

Orada üç yaşındaki, civciv gibi bir kizla ahbap olmuştum.

“Hastalığının ne olduğunu anlatır mısın, lütfen?” dedim.

Anlattı: “İçimde pek çok küp şeker birbiri ardından yürüyor. Bunun için de annemle babam bana gelmiyor.”

“Anneni ve babani çok özlediğin zaman onlarin çabuk gelmesi için ne yapıyorsun?”

Serçe parmağımı avucuna alarak beni avluya götürdü.

Orda yaklaşik yetmis tane rengarenk plastik küvet vardi. Sabahleyin bu dinlenme ve bakımevinin çalışani küvetlere hortumla deniz suyu dolduruyor, güneş suyu ısıtıyor, öğle vakti çocuklar kurbağa gibi suda debeleniyordu.

Kız, küvetlerden birine girip bir seyler söylenerek sallanmaya basladı. Güçlükle anladım. Meger durmadan “Ben şekerim, ben şekerim, ben şekerim…” dermiş.

Sordum: “Niçin ‘ben şekerim’ diyorsun?”

O kocaman açılmış gözlerini hatırlıyorum, bir aptala bakar gibi bakıyordu. Nasıl oluyor da bu yetiskin insan en anlamlı seyi anlamazdı! Şeker, suyun içinde erir(aslında çözünür:) ), kaybolur!

Çocukların hayal gücü sonuna kadar çalışıyor, hepsi kendine has bir şekilde oynuyor, oyun da onlari iyileştiriyordu.

Bunu bakıcılara anlattığımda hep bir ağızdan bağırdılar:

“Demek bu yüzden pek çok çocuğumuz aynı suya ikinci bir kez girmek istemezmiş!”

Onlar “düşmanlarının” orada eridiğini görüyor ve bu suyun yok olmasını umut ediyordu. Anlıyor musunuz?

Konuşa konuşa çabucak iyileşme deneyimini, yani kendi “ebeveyn edinme” yollarini birbirlerine aktarıyorlardı.


Hayal gücünüzü serbest birakmaya özen gösterin, bu fantezi içinde kendinizi uyumlu ve mükemmel bir insan olarak görmeye, duyumsamaya ve hissetmeye çalısın.


“Aptalın Deneyimi; Aklını Başına Toplama Rehberi” – Sistem Yayıncılık
__________________
Benim Kişisel GeliŞim Yolculuğum: http://www.hayatimdegisti.com/forum/...olculugum.html



Hayatın düşüncelerinin aynasıdır.

sweeet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla