Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-01-2012, 08:25 PM   #47 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar



Çelişkilerimize Birkaç Örnek

Soru 1: Diyelim ki arabanızda veya bir otobüstesiniz.Trafik tıkandı, bekliyorsunuz, işe geç kaldınız. Kızar mısınız? Sanırım pek çoğunuz "evet" dersiniz.

Soru 2: Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü türünden günleri anlamsız, gereksiz buluyor musunuz? Sanırım pek çok kişi bu soruya da "evet" diyecektir.

Yukarıdaki sorulara "evet" dediğiniz zaman, farkında olmadan bir çelişki sergilemiş, adeta bindiğiniz dalı kesmiş olursunuz. Bakınız niçin: Trafik tıkandığı zaman, tıkayanlara kızıyorsanız, trafiği tıkayan öğelerden birisi de sizsiniz. Bu yüzden kendinize de kızmaktasınız ama muhtemelen farkında değilsiniz. Trafikte "Yahu, her arabada bir ya da iki kişi var; niçin dört komşu birleşip aynı araçla gitmiyor?" diyen arkadaşlarım olur bazen. Bunu söylediği sırada arabasında biz de iki kişiyizdir. Bu çelişkinin farkında değildir.

Trafik niçin tıkanır? Metro yoktur, demiryolu azdır, karayolları yetersizdir, apartmanların park yeri yoktur...

Bir de şu: Ülkemizde trafikteki araç sayısı hızla artmaktadır. Araç sayısının artması, bir açıdan, insanların en azından bir bölümünün parası olduğu anlamına gelir. Bu arabaları alacak kadar parası olanlar, her halde paralarının tümünü bir arabaya yatırmazlar. Başka alanlarda da harcarlar ve/veya israf ederler. Böylece ekonomi canlanır. Bu canlılık pek çoğumuzun cebine para olarak girer, ancak farkında değilizdir.

Bankacısınız diyelim; araba alsınlar diye insanlara düşük faizli kredi verirsiniz. Onlar da bakarlar kredi iyi, arabaları alırlar. Ondan sonra sizin trafik tıkanıyor diye sinirlenmeniz bir çelişki mi, değil mi?

Bir zamanlar Bursa'da trafik çok kötüydü. Otomobil üreticisi bir firmada çalışan bir arkadaşımla birlikte trafikteydik, çok sinirlendi. Ben de ona "Niye sinirleniyorsun, bu arabaları siz yapıyorsunuz. Kapatın firmayı iki yıl, trafik rahatlar" dedim. "Allah saklasın" diye karşılık verdi. "O zaman sıkılma; trafik tıkandığında 'Çok şükür, önüm arkam, sağım solum müşteri' demelisin." dedim. Rahatladı mı bilmiyorum ama, sanırım bir çelişkisini görmek ona ilginç geldi.

Anneler günü, sevgililer günü gibi günlerin temel amacı ekonomiyi canlandırmak olmalı. Ekonomideki canlanma, araba satışları gibi hepimizin cebine katkı sağlıyor. (Ekonomideki canlanmanın getirilen olduğu gibi götürülen de var belki; büyük bir ihtimalle ekonomideki canlanma çelişkisini de içinde taşıyor. Ekonomideki buzun içinde de ateş olabilir. Yaşam göründüğünden daha karmaşık.) En azından yüzeydeki bu katkıyı fark etmiyoruz. Çiçekçi, yıl içindeki en büyük ciroyu anneler gününde yapıyor, parasını götürüp bankaya yatırıyor.

Ondan sonra da hem çiçekçi hem bankacı anneler gününü gereksiz buluyorlar. (Çiçekçi o gün çiçek satıyor, ancak bir ihtimal o günü anlamsız bulduğu için annesine çiçek götürmüyor.) Alttaki durumu bir yana bırakırsak, çiçekçi, bankacı ve belki de hepimiz, bir çelişki içinde miyiz, değil miyiz?

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla