Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23-04-2011, 02:15 PM   #176 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Ne zaman bir değer doğsa, varlığımız yeni bir anlam kazanır; ne zaman bir değer ölse, o anlamın bir parçası da birlikte ölür."
JOSEPH WOOD KRLJTCH

Anlamamız gerekir ki hayatımızın yönü, değerlerimizin mıknatısının etkisindedir. Onlar bizim önümüzdeki güçtür. Bizi sürekli olarak hayatlarımızda bir yön ve bir nihaî varış yeri yaratacak kararlar vermeye yöneltirler. Bu yalnız bizim gibi bireyler için değil, şirketler, kuruluşlar hattâ içinde bulunduğumuz ulus için de böyledir. Belli ki ülkemizi kuranların en değerli bulduğu şeyler, bizim ulusumuzun kaderi olmuştur. Bunlar da özgürlük, seçenek, eşitlik, bir toplum bilinci, çok çalışma, bireycilik, zorlukların üstesinden gelme, rekabet, refah, bir de, büyük zorlukları yenmeyi bilenlere yönelik saygıdır. Bunlar Amerikan yaşamını sürekli olarak biçimlendirmiş, bizim ortak kaderimizi ortaya koymuştur. Bu değerler bizi sürekli büyüyen, sürekli yenilenen, sürekli tüm dünya insanları için vizyon sunan bir ülke haline getirmiştir.

Başlangıçta konan ulusal ve kültürel değerler başka olsaydı, ülkemizi başka türlü mü biçimlendirirdi? Tabii öyle! Ya kurucularımızın en önemli saydığı değer, istikrar olsaydı? Uyumluluk olsaydı? Koca ülkemiz nasıl değişirdi o zaman? Örneğin Çin'de, kültürün en değerli kavramlarından biri, grubun bireye üstünlüğü, yani bireyin gruba boyun eğmesi gereğidir. Bu değer, Çin'i Amerika'dan nasıl farklı kılmıştır? Aslında bizim ulusumuzun içinde bile, kültürel değerler arasında sürekli kaymalar, kıpırdamalar olmaktadır. Gerçi bir takım temel değerler vardır, ama önemli duygusal olaylar da gerek bireylerde, gerekse şirket, kuruluş ve bunların oluşturduğu ülkelerde sürekli değişmeler yaratmaktadır. Doğu Avrupa'daki değişim, kesinlikle bizim ömür süremiz içinde dünya toplumunda yer almış olan o derin değer değişimlerinin sonucudur.

Ülkelere ve bireylere olan şey, şirketlere de olmaktadır. Yönü ve kaderi daha ilk kurucusu tarafından çizilen şirketlere, IBM iyi bir örnek oluşturmaktadır. Tom Watson daha şirketi kurarken kaderini de belirlemiştir. Nasıl mı? Şirketin hangi değerleri temsil ettiğini, gelecekte girecekleri ürün, hizmet ve finansal iklimler ne olursa olsun, bu şirketteki insanlar için neyin en önemli olacağını daha baştan ortaya koymuştur. "Büyük Mavi"yi dünyanın en büyük ve en başarılı şirketlerinden biri haline gelmek üzere yönlendirmiştir.

Bütün bunlardan ne öğrenebiliriz? Kişisel ve profesyonel hayatımızda olsun, küresel cephede olsun, hayatımızda neyin en önemli olduğunu bilmek ve ne olursa olsun bu değerlere göre yaşama kararını vermek zorundayız. Bu tutarlılık, çevremiz bizi standartlarımıza göre yaşadığımız için ödüllendirse de, ödüllendirmese de, yine de var olmalıdır.

İlkelerimize göre yaşamayı kesinlikle sürdürmeliyiz düzenlediğimiz geçit töreninde yağmur da yağsa, kimse bize ihtiyacımız olan desteği vermese de. Uzun vadeli mutluluğa kavuşmamızın tek yolu, en yüksek ideallerimize göre yaşamak, sürekli olarak, hayatın ne olduğuna inanıyorsak ona göre yaşamaktır.

Ama değerlerimizin ne olduğunu açık seçik bilmiyorsak, bunu asla yapamayız! İşte birçok kimsenin hayatında en büyük trajedi budur. Birçok insanlar nelere sahip olmak istediklerini bilirler, ama kim olmak istediklerini bilmezler. Bir şeyleri elde etmek, sizi mutlu etmeye, doyuma ulaştırmaya yetmez. Hepimizin hakkımız olan o iç güç duygusunu size verecek olan, yalnızca doğru bildiğinizi yaşamak ve doğru bildiğinizi yapmaktır.

Unutmayın ki değerleriniz (bunlar hangi değerler olursa olsun) sizi nihaî kaderinize doğru götürecek olan pusulanızdır. Sizi sürekli olarak kararlar alıp eylemleye geçmekle hayat yolunuzu çizmeye yöneltiyorlar. İç pusulanızı akıllıca kullanmamak, sonunda hırslanma, hayal kırıklığı, doyumsuzluk, hayatın böyle olmaması gerektiği konusunda sinsi bir duygu getirir. Bir şeyler farklı olsaydı, böyle olmazdı, dersiniz. Beri yandan, değerlerimizi yaşama yolunda inanılmaz güçler vardır, bir emin olma duygusu, bir iç huzur, bir tutarlılık vardır ki bunun tadını pek az insan bilmektedir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla