Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-02-2011, 12:30 PM   #8 (permalink)
comte
Moderator
 
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 1,682
Tesekkür: 3,394
828 Mesajinıza toplam 4,500 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
comte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond repute
Standart Cevap: 90'a, 10'un Sırrını Keşfedin

Aslında, daha derin boyutta düşünecek olursak, bir kahvenin dökülmesine o kadar tepki vermek, içeride sağlam bir direncin, birikmiş bir öfkenin olduğunu gösterir.

O sadece bir patlama olur. Yıllarca biriktirilen duygular, öfkeye dönüşür ve 1 damlacık sudan patlayabilir.Halk arasında ceviz kabuğunu doldurmaz diye bir tabir var.Tartışmalarda, kavgalarda hatta cinayetlerde, bu öfke patlamasının enerjisi geçer ve bunu yapan kişiler çok pişman olurlar.Çünkü o an aklı kenara iten müthiş bir enerji patlaması olur ve beden bu patlamayla birikmiş duyguları bilinçsiz olarak akıtır.Sonrasında, "aslında bir şey yoktu ceviz kabuğunu doldurmaz bir sebeple tartıştık sonra kendime hakim olamadım" gibi ifadeler kullanırlar.Hepimizin başına ufak tefek bu tür olaylar gelmiştir. Dışardaki olayda hiç bir şey yoktur aslında. Küçücük bir olay, patlamayı bekleyen o birikmiş duygunun tetiğini çekiverir ve beden hakimiyeti ele alır.

Bir diğeri de, eğer kahve döküldüğünde, sinirlenmemiş gibi yaparak gayet sakin görünmek de başka bir bastırma ve öfkeyi içe atma hali olacaktır.Aslında sinirlenmişizdir.Ama eylemsiz kalarak ve hatta numara yaparak onu yokmuş gibi saymış olacağız.Bu da, içimizde zaten birikmiş olan duyguya bir yenisini daha eklemiş olacağız.Başka tetikleyici küçük bir olay da aynı sonucu doğurabilir.

Her öfkenin altında bir acı, ve her acının altında bir direnç bulunur.Direnç olanı kabullenmemekten, acı, bedende birikmiş dirençten, öfke de bu ikisinin arasındaki çatışmadan kaynaklanır. Bütün bunlar, duyguları zamanında ifade etmemiş olduğumuzla alakalıdır.Ayrıca egoyu sağlamlaştıran ve adeta dokunulmaz kılan da bunlardır.Ego, bunlarla beslendiği için, en ufak bir eleştiride, ya da eleştiriyi bile ima eden bir durumda, şaka niyetli bir sözde, yaşanan sıradan bir olayda, birisinin bize ters bakmasında bile, ego tehlike alarmı verir ve tetiği çektirir.

Öfke çok normaldir, ama kontrol altına almak için her öfkeyi uygun bir şekilde bedende biriktirmeden atmak gerekir.Birikmediği için de her öfke küçük bir enerji olacaktır.

Bunun için, dirençlerimizi bulmamız gerekiyor. Hangi olaylarda nasıl dirençlerimiz var, neyi ya da hangi tür olayları kabul edemiyoruz.Zihinsel ve duygusal kalıplarımız neler.Küçük bir olay, basit bir sözcük, bize yapılan bir saldırı mı, yarattığımız, sahte benliğimiz olan ve dışarıya o şekilde göründüğümüz egomuza yapılan bir saldırı mı. Çoğu, egomuzun, tehdit edilmesiyle alakalı çıkacaktır. Sahte benliğimize yaptığımız yatırımın tehlikeli sonuçları olabileceği ve her an olmaya hazır olduğu gerçeğiyle yüzleşmemiz ve olanı olduğu gibi kabul edebilmemiz, hem daha rahat olmamızı hem de büyük pişmanlıkların önünü kesecektir..

comte isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla