Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31-01-2011, 06:27 PM   #76 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



KİŞİNİN BİR HAFTA İÇİNDE HİSSEDEBİLECEĞİ DUYGU TİPLERİ

Gerilim, Çaresizlik, Öfke, Güvensizlik, Yalnızlık, Can sıkıntısı, Berbat, Mutlu, Rahatlamış, Seviliyor, Heyecanlı, Neşeli...

Mümkün olan binlerce ilginç durumu düşünürseniz, bu menü öyle kısa ki! Kendinizi bu kadar kısa bir mönüyle sınırlamamaya dikkat edin! Bütün büfeden yararlanın. Yeni yeni şeyleri deneyip kendinize rafine bir damak zevki geliştirin. Daha çok heves, hayranlık, neşe, oyunculuk, ilgi, duyumsallık, arzu, minnet, coşku, merak, yaratıcılık, yeteneklilik, güven, ataklık, düşüncelilik, merhamet, anlayış, mizah gibi şeyler hissetmeye ne dersiniz? Neden siz de kendinize daha uzun bir liste yapmayasınız?

Bunların hepsini, sırf vücudunuzu kullanış biçiminizi değiştirerek yaşayabilirsiniz! Kendinizi güçlü hissedebilir, gülümseyebilir, bir tek gülmeyle her şeyi bir dakikada değiştirebilirsiniz. Ne derler, bilirsiniz: "Bir gün bunu hatırlayınca güleceksin." Eğer bu doğruysa, neden şimdi bakıp gülmüyorsunuz? Neden bekliyorsunuz? Uyandırın vücudunuzu. Onu zevkli durumlara sokun. Ne olursa olsun. Nasıl mı? Bir şeyi tekrar tekrar düşünerek kendinize enerji yaratın, o zaman ilerde bu durumla bağlayacağınız duyguları değiştirmiş olursunuz.

Eğer vücudunuzu sürekli olarak zayıf biçimde kullanırsanız, hep omuzlarınız sarkık durur, yorgunmuş gibi yürürseniz, gerçekten kendinizi yorgun hissetmeye başlarsınız. Başka nasıl olabilir ki? Duygularınızın lideri vücudunuzdur. Duygu durumunuz da vücudunuzu etkiler, bu sonu gelmez bir kısır döngüye dönüşür... Şu anda bile nasıl oturduğunuza bakın. Hemen diklesin, okumayı sürdürürken ve bu ilkeleri öğrenirken vücudunuza daha çok enerji yaratın.

Durumunuzu ve dolayısıyla da kendinizi nasıl hissettiğinizi ve nasıl performans verdiğinizi değiştirmek için hemen yapabileceğiniz şeyler nelerdir? Burnunuzdan derin soluklar alıp ağzınızdan kuvvetle verin. Yüzünüze kocaman bir gülümseme ifadesi getirin, çocuklarınıza gülümseyin. Hayatınızı değiştirmeyi gerçekten istiyorsanız, şu yedi gün içinde, her gün beş kere aynada kendinize sırıtın. Bir kulaktan bir kulağa. Bu size çok budalaca görünecek, ama unutmayın, bu fiziksel hareketle, sürekli olarak beyninizde zevke giden bir nörolojik yol yaratacaksınız ve bu alışkanlık haline gelecek. Yapın ve bunu eğlence haline getirin! Daha da iyisi, egzersiz için dışarıya çıktığınızda, koşmak yerine, sıçrayın. İp atlar gibi.

Sıçramak, durumunuzu değiştirmenin çok daha güçlü bir yoludur, çünkü dört şeyi birden yapar:

1) Harika bir egzersizdir
2) Vücudunuzda yarattığı stres koşmaktan azdır
3) Yüzünüzde ciddi bir ifadeyle bu işi yapamazsınız
4) Arabasıyla yanınızdan geçmekte olanları da eğlendirmiş olursunuz! Demek başka insanların da durumunu değiştiriyorsunuz, çünkü onları güldürüyorsunuz!

Ne güçlü şeydir gülmek! Oğlum Joshua'nın Matt adında bir arkadaşı vardır. Gülmek ona öyle kolay gelir ki adetâ bulaşıcı olur. Onun gülüşünü duyan herkes de gülmeye başlar.

Hayatınızı iyiye götürmeyi gerçekten istiyorsanız, gülmeyi öğrenin. Her gün beş kere gülümserken, hiç neden yokken kendinizi güldürmeye de çalışın. Günde üç kereden, yedi gün boyunca.

Entertainment Weekly Dergisi geçenlerde bir anket yaptı. Sinemaya giden insanların yüzde 82'sinin gülmek istediğini, 7'sinin ağlamak istediğini, 3'ünün de bağırmak istediğini bulguladı. İşte bu size, gülmeye diğer şeylerden ne kadar daha çok değer verdiğimizi gösterir. Norman Cousins'ın kitaplarını ya da Dr. Deepak Chopra'nın, Dr. Bernie Siegel'in kitaplarını okursanız, psikonöroimmünoloji'ye eğilirseniz, gülmenin bağışıklık sisteminizi uyararak vücudunuza neler yapabileceğini görürsünüz. Gülen birini bulup onu taklit edin! Biraz eğlenin. Karşınızdakine, "Harika bir gülüşünüz var, ben de aynısını yapmak istiyorum, bana öğretin" deyin. İnanın bana, bu süreç içinde ikiniz de gülmekten kırılacaksınız! O kişi gibi soluk alıp verin, onun vücut pozisyonuna girin, onun hareketlerini kopyalayın, aynı yüz ifadelerine burunun, aynı sesleri çıkarın. Başlangıçta kendinizi budala gibi hissedeceksiniz, ama bir süre sonra, işin havasına girecek, karşılıklı katıla katıla güleceksiniz, çünkü haliniz pek komik olacak. Ama bu süreç yer alırken sürekli olarak gülecek nörolojik şebekeyi de oluşturmaya başlayacaksınız. Bunu tekrar tekrar yaptığınızda, gülmeyi çok kolay bulacak, çok da eğleneceksiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla