Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-12-2010, 03:23 PM   #1 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart HAYAT BİR ŞARKI OLSA...



Hayatı bir şarkı gibi yaşamak sanırım harika bir şey olurdu. Ritmiyle, melodisiyle ve aslında anlattığı sizin öykünüzle... O öyküye ruh katan melodi, bazen davullarla coşup, bazen keman ile ince ince yüreğinizi seslendirse, bazen de duyulması güç bir tınıda bir şeyler fısıldasa... Derinlerinizdeki çığlığınızı, hüznünüzü ya da yanlızlığınızı anlatsa ya da...

O bizim öykümüzü anlatsa, sessiz ve sözcüksüz ama bir dolu şeyi yüreğimize eş hissettirse... O melodinin tamamında kendi öykümüzü bulabildiğimiz bir şarkı olsa...

Hayatınız bir şarkı, bir melodi olsa hangisi olurdu? Ne hissettirirdi size?

Hayatı bir şarkı gibi yaşamak... Ama o şarkının bir yerine takılı kalmadan... Başa alıp alıp durmadan... Müzik bizi nereye götürürse, sürüklenip, kendimizi alıkoymadan, aynı hayat gibi bırakabilir miyiz ritme ve ritmin bize yaşattıklarına?

Müziğe kendimizi bıraktığımız gibi dans etmeye başlar mıyız peki sonra? İçimizden geldiği gibi... Ezberlediğimiz figürleri bir kenara bırakıp... Hissettiğimiz gibi... Acaba saçmalıyor muyum demeden... Gözlerimiz; bize bakan gözlerin ne düşündüğünü umursar bir halde dışarıya dönük olmadan... Hatta gözlerimiz olmasa...

Kapatın gözlerinizi... Elleriniz hareket etsin, salının ve içinizdeki tempoyla melodiye bırakın kendinizi... Kontrol etmeden o hareketleri... Sağa üç adım, hoop sola 3 adım olmadan... Bildiğimiz tüm figürleri-hissettiklerimiz ile yer değiştirebilir miyiz peki?

En iyi dans edenlerin gözleri açıkta olsa, aslında dışarıda bir şey görmediklerini gözlemlerim hep... Ve benim için profesyonel dansçılar belli bir eğitimin yanı sıra, ruhlarında da o ritmi hissederek aktarırlar danslarına... İzlerken hissettirirler, çünkü gözlerimle değil, ruhumla algılarım o duyguyu... İçim titrer... Aynı, eş duyguları hissederim... Onlar dans ederken, ben hissederim.

Dansı bir oyun gibi görenler, sadece oyunu oynar ezbere... Sağa dön, sola dön, tempo tempooo... Tempoyu tutturmak için direnen beden ile, aklın ısrarı eşlemez ya bir türlü... O bir dans değil savaş olur... İçinde ruh olmadan, hissedilmeden yapılan herşey bir savaş değil midir? İçinde direnme olan, içinde ezber olan, kazanan kaybeden olan, olması gereken olan...

Bir başka dans şekli ise, hissettiği gibi dans etmektir... Bir ortamda dans ile profesyonel olarak alakası olmasa da hissettiği gibi dans eden birine güldüklerinde, genelde kızarım. Adamın eli kolu ayrı, bacağı farklı oynasa da, bilindik tüm figürleri es geçse de, gözleri kapalı-kendinden geçmiş meditatif bir haldedir... Bedenini, ruhunu tempoya bırakır... Aklı ezberlenen figürleri çöpe atmış, kalbiyle teslim olmuştur ritme... Ben böyle insanları hep takdir ederim... Hissettikleri gibi dans edebildikleri için... Dışarıda bir şey yoktur... Ona bakanların ne dediği de... Beden, ruh ve ritm içselleşip, hareket olmuştur teslimiyetinde... Özgürdür... Dışardan ona bakanlardan alkış beklemez... Öyle bir kaygısı da yoktur... Onun hissettiği–onun ritmi budur, hayat gibi hissettikleri de dışarıdan takdirle beslenmez çünkü... Kendini kanıtlamak için figürleri yoktur... İçinde bir tempo vardır ve bir de teslim oluş, figürsüz-kuralsız... Ben böyle hissettiği gibi dans edenlere gülenlere kızarım... Hissettiğinle kendini akışa bırakmanın komik bir yanı yoktur çünkü...

Hayatın bin bir hali aslında çok şey anlatır bize...

Dans gibi yaşamak, içimizdeki ritme ayak uydurur gibi akışa bırakmak kendini...

Bir şarkı, bir melodi düşünün. O sizin şarkınız, sizin yaşamınız olsun.

Gözlerinizi kapatıp, yüreğinizden hissedin şarkınızı...

Sonra bırakın ritme kendinizi...

Teslim olun ona, hayat gibi...

Hissettiğiniz gibi dans edin...

Salının. Ellerinizi kollarınızı kullanın...

Ve bir hayat seçin, o sizin müziğiniz olsun.

Ritme bırakacağınız kendinizi...

Tümünde hayatın coşkusunu, hüznünü beraber görebileceğiniz...

Siz olan... Sizin olan... Temposu sadece sizin içinizle eş olan...

Teslim olun ritme ve akışa...

Direnmeden... Ezber bilmeden... Dışarıdan takdir beklemeden...

Ve elleri kolları serbest bırakın...

Dans edin hayatla...

O sizin sevdiğiniz melodiyi zaten size şu anda mırıldanmakta...

Brajeshwari

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla