Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-08-2010, 12:45 PM   #19 (permalink)
genco
Yüzbaşı
 
genco - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2009
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 711
Tesekkür: 13,674
735 Mesajinıza toplam 4,414 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
genco is a glorious beacon of lightgenco is a glorious beacon of lightgenco is a glorious beacon of lightgenco is a glorious beacon of lightgenco is a glorious beacon of lightgenco is a glorious beacon of light
Standart Cevap: Elindeki Kitap

Alıntı:
bigokyanus Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
KATRE-İ MATEM (KATREİ MATEM) (İskender Pala)

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Pala’nın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor.

İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbul’u, hatta tüm Osmanlı’yı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor.

İskender Pala, Katre-i Matem’de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul’da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin’in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.

Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor.



Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı canından; Sultan III. Ahmet’i de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilali’nin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şark’ın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmet’i, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbul’u ve Sadabat’ın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır. ( Tanıtım yazısından )
İyi bir seçim olmuş, okurken büyük keyif alacagınızı umuyorum.
İskender Pala yı tanımama vesile olan bu müthiş eserin etkisi hala hafızamda. İlk çıktıgında okuma fırsatı bulmuştum, sürükleyici ve şaşırtıcı bir eser. Malesef kitabı bir arkadasıma vermiştim ve bir daha da dönmedi.

Kitap okuma fırsatı bulamıyorum su sıralar, çok yoğun geçiyor zamanım, ilk fırsatta elimdeki kitaplardan başlayacagım bende.

Sevgiler, saygılar
__________________
Herkes mutlu oluşunu kendinden bilir.Ama kendi hatamızla işler bozuldu mu bütün suç,bütün günah, kör talihindir. La Fontaine.
genco isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla