Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-07-2008, 04:49 PM   #2 (permalink)
yeni bir hayat
Super Moderator
 
yeni bir hayat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 2,023
Tesekkür: 30,500
1,573 Mesajinıza toplam 7,820 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
yeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant futureyeni bir hayat has a brilliant future
Standart Ynt: ABBAS GÜÇLÜ Yazıyor...




TÜM ZAMANLARIN EN BÜYÜK OKUMA KAMPANYASI

Ayıp mı, başarı mı?

Bugünün dünyasında, Bilişim Çağı’nda, okuma yazma kampanyası düzenlemek, hem de tüm zamanların en büyük kampanyasını düzenlemek, ayakta alkışlanması gereken bir başarı mı? Yoksa bir utanç göstergesi mi?
Elâlem Mars’a giderken, biz hâlâ okuma yazma sorununu çözemeyip bir de bu konuda kampanyalar düzenliyorsak, kendimizi bir kez değil, belki de on kez sorgulamamız gerekmiyor mu?
Anayasa’ya göre temel eğitim zorunlu. Eğer geçmiş dönemlerde ve şu anda Anayasa’nın gereği yerine getirilmiş olsaydı, bu tür kampanyalara hiç gerek kalır mıydı?
Bu çağda, hâlâ okuma yazma kampanyaları düzenleyerek, hem de tüm zamanların en büyük kampanyalarını düzenleyerek hangi akla hizmet ediyoruz? Bu kampanyanın verdiği mesaj da bugün kadar olduğu gibi, bundan sonra da Anayasa ihlaline devam edilecek yönünde mi?
Gönül isterdi ki bugünkü kampanya, doğan her çocuğun en geç bir ay içerisinde nüfusa kaydedileceğine ve okuma yaşına geldiğinde de okula başlayacağına yönelik olsundu.
İşte o zaman, en azından bugünden itibaren, doğan her çocuk nüfusa kaydolur, okuma çağı geldiğinde de okula gider, beş on yıl sonra da benzeri kampanyalara gerek kalmazdı.
Özetin özeti: Eğer okuma yazma kampanyalarıyla bu sorun çözülebilmiş olsaydı, bugün tüm zamanların en büyük okuma yazma kampanyasını düzenlemeye hiç gerek kalmazdı!..

Milli Eğitim Bakanı Çelik büyük(!) düşünmeyi seviyor. Baksanıza artık son 10, 50, 100 yılın değil, tüm zamanların en büyük kampanyasını düzenliyor. Adı “kampanyacı bakan“a çıktığı için uzunca bir süre kampanyalara ara vermişti. Belli ki seçim zamanı geldi. Yine hemen her gün yeni bir kampanya başlatıyor. Bununla da övünüyor. Üç günde üç büyük kampanya başlattım. Var mı bana yan bakan der gibi fiyaka satıyor...

Şarkılı, türkülü başlangıç

Tarihe tanıklık edip tüm zamanların en büyük okuma yazma kampanyasına verilen startı yerinde görmek için dün sabahın erken saatlerinde Cemal Reşit Rey’in yolunu tuttum. Her taraf polis kaynıyordu. Görevlilerin paniği ise ya salon dolmazsa, rezil oluruz yönündeydi. Tüm Halkevleri’ne talimat verilmiş. Ama yine de işi garantiye almak istiyorlardı. Salon kısa sürede doldu. Üçte ikisi türbanlı hanımlardı. Belli ki parti desteği de sağlanmış.
Tören 10 dakika gecikmeyle başladı. Salona Emine Erdoğan, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ve Milli Eğitim Bakanı Çelik’ten önce bir kısmını hiç tanımadığım sanatçılar geldi. Sahneye önce onlar çıktı. Kimi şarkı söyledi kimi de şiir okudu. Bu arada aydınlara, edepli olmalarını ve hadlerini bilmeleri uyarısında bulunmayı da ihmal etmediler.
İşte gelen sanatçılar:
Ekrem Düzgünoğlu, Uğur Işılak, Nihat Doğan, Kubat, Davut Güllüoğlu, Necati Şaşmaz, Zara
Bakan Çelik konuşmasına, “Kurtlar Vadisi’nin başrol oyuncusu, sevgili kardeşim Necati Şaşmaz da aramızda. Ama buraya, kimsenin kafasına sıkmak için değil, cehaletin kafasına sıkmak için geldi” diye başladı. Birbirinden güzel fıkralar anlattı.
Tören ilerledikçe anladık ki, bu kampanya, öncekilerden çok farklı olacak. Her ne kadar bazı münafıklar, tören tüm ihtişamıyla devam ederken, bu gidişle tüm zamanların en büyük fiyaskosu olacak şeklinde yorumlar yapsa da!.. Bol bol not aldım. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı son karara örtülü göndermelerden Başbakan Erdoğan’ın telgrafına yapılan cılız alkışa kadar.

4 yılda 3 milyon okuryazar

İşte ilginç anekdotlardan bazıları:
- Kürsünün hemen yanında, Atatürk’ün kara tahta başında okuma yazma öğretirkenki fotoğrafı vardı. Tüm zamanların en büyük okuma yazma kampanyası telaffuz edilirken, ona bakıp yüzler kızarır mı dedim, görmediler bile.
- Çeşitli adlar adı altında, bugüne kadarki benzeri kampanyaların lokomotifi olan Halk Eğitim merkezi çalışanlarına, yeni kampanyanın diğerlerinden ne farkı olduğunu sordum. “Öncekilerden hiç bir farkı yok. Sadece adı değişti. En büyüğü Semra Sezer’in düzenlediği Ulusal Eğitime Destek Kampanyası’ydı. Tüm sivil toplum örgütleri destekledi. Bunda o da yok. Değişen sadece ismi” dediler.
- “Şu an 5 milyon okuma yazma bilmeyen var ve bunların 4.5 milyonu kadınlar. Son 5 yılda 1.5 milyon kişi okuma yazma öğrendi” denildi. Oysa birkaç yıl önce, bu yönde TBMM Başkanlığı’na sunulan bir soru önergesine verilen cevapta, okuma yazma bilmeyen sayısı 7.4 milyon olarak açıklanmıştı.
- Kampanyaya en büyük mali desteği Halk Bankası sağlıyor.
- Çelik: Bir millet hanımlarını okutmuyorsa, hanımlara fırsat eşitliği sağlamıyorsa, aklının yarısını kullanmıyordur. Kadınlarımızın önündeki her türlü ayrımcılığı kaldırmak görevimizdir.
- Emine Erdoğan: İstiyoruz ki hiç kimse eğitim yolunda haksızlığa maruz kalmasın. Toplumumuzun bir kısmının hâlâ okuma hakkından mahrum kalması bizi üzüyor.
- Çelik: 12 Eylül paşaları da okuma yazma konusunda ferman verdi. Paşam şu kadar insan okuma yazma öğrendi denildi. Ama bu işler fermanla olmaz.
- Kampanyanın asıl adı Her Harf Bir Işık’mış. Ama Emine Hanım, Ana-Kız Okuldayız, deyince akan sular durmuş.
- En fazla okuma yazma bilmeyen İstanbul’daymış.
- Derslere eylülde başlanacakmış. Yani şimdiden üç aylık bir kayıp söz konusu...
Özetin özeti: Eğitime öyle ya da böyle destekte bulunan herkese canı gönülden teşekkürler. Ah bir de çocukları zamanında okullara göndersek de ileride böylesi kampanyalara gerek kalmasa!..



yeni bir hayat isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla