Cevap: Bende bi şeyler karalamak istedim... Merhaba Günlüğünüze yazmak istiyordum bir kaç .gündür demekki bu yazıyı beklemişim :) Akşam foruma girdiğimde başlığı gördüm ama başlık bana nedense bir kağıda çiziktirelen (eskizler)i çağrıştırdı.İlgimi çekmedi. Hani böyle ilkokul öğrencilerinin resimleri olur,(Cin Ali) tipinde:) Bunu gibi bir şey canlandı.Başlığı okuduğum an. Sonra gece phantomm'un mesaj eklediğini görünce konuya tekrar baktım ve minyatür bir (dehşet) duygusuyla ne kadar (banal) düşünmüşüm o dakikalarda diye aklımdan geçti. Yaratıcı,olumlu enerjimin olmadığına işaret bu. Gece o saatlerde.Düşük seviyedeymişim demekki. Gece yarım bıraktım,öğlen açıp yeniden okumaya devam ettim. Şimdi yukarıda okuduklarım bana tekrardan eski bir anımı hatırlattı. Uzun zaman oldu. Liseyi bitirdikten sonraki yıllar içinde. Ajandalara günlük yazardım filan. Uzun dönem,bunların,ruhsal gelişim için değilde günlük dilde anlatım yeteneğini geliştiren türden şeyler olduğunu düşünüyordum.Ki bu doğru. Edebiyat derslerinde örneklerini gördüğümüz türden Bununda olmasını istiyorum evet. Ama o an benim birinci önceliğim kendimle ilgiliydi. Bu yüzden ruhsal gelişim için hele hele (sadece o an için bile olsa) içe kapanık bir ruh hali sergileyen bir insan için bir tür dışavurum bazen çok gerekli olabilecek bir tür (içini dökme) olabileceğini düşünmüyordum. Bu yüzden çok kere yazdıklarımın (yararsız) şeyler olduklarını düşünüp attım. Bir keresinde iyi hatırlıyorum,sabah uyandım ve kahvaltı filan etmeden o günkü ajandaya yazmaya başladım. Öğleye kadar ajandanın üçte biri dolmuştu. Sonra biraz duruldum ve (ben ne yapııyorum?) diye sordum kendime. O günlerde yayınlanan (Nokta) dergisi vardı ,onu karıştırdım. Engin Ardıç'ın Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir yazısını okudum. Çok iyi hatırlıyorum bir kısmını,konusu şöyleydi. Önce Kurtuluş Savaşı'nın Afyon'da geçtiği Tınaztepe'yle ilgili savaş esnasında yaşanılanları anlatıyordu. Savaş orada bitip Dumlupınar istikametine hücum başladıktan sonra artçılar,cephede kalan şehitleri toplayıp gömmeye başlamışlar. İşte ölü Yunan askerleri bir tarafa,bizimkiler bir tarafa ayırıyorlar. Bu arada öyle cesetler bulmuşlar ki; Türk ve Yunan askerleri birbirlerinin boğazına yapışmış halde cesetler. Cesetleri ayırmak mümkün olmamış yani. Mecburen beraber gömmüşler. Böylesine bir hınç,öfke ve düşmanlık. Sonrasında Engin Ardıç soruyordu. Hemen oraya yakın aynı yerde şimdi Tınaztepe otobüs dinlenme tesisleri var. Her saat otobüsler dolusu gelen insanlar, bir zamanlar bunca (vahşet)in yaşandığı yerin hemen yanıbaşında bu olanlardan haberi bile olmadan çaylarını içiyor, yemeklerini yiyor ve yine hiç akıllarına bile gelmeden yollarına devam ediyorlar. Böyle bir yazıydı. Okuyunca iç sıkıntım dahada arttı. Döndüm tekrar masaya oturdum. Yazdığım sayfaların kalınlığına baktım. Baya vardı:) -(Bu neki? Bu ne işe yarar? Hiç....) Aklıma hep bu anılardan,günlüklerden yapılan sinema filmleri yada yayınlanan ünlü kişilerin anıları geldi. -(Evet,mümkün oabilir.) Kendimi ilerde çok ünlü biri gibi hissettim. -(Yazmalıyım,ve ileride yayınlanır,ünlü biri olarak.) Ama bunun şu an için sadece bir yanılasama olduğunu düşündüm. Ben şu an kendimi kandırıyordum. Hem üstelik,aşağılık psikolojisi içinde olanlar bunu aşmak için çok yüksek hedefler belirlermiş. Ama gerçekleştiremezler ve öylece yıkılır kalırmış insan. O an verimsiz,kıraç,kurak bir arazide filan geziyormuşum gibi geliyordu. Kuurumuş tek tük otların arasında. Sonra bu sayfaları ajandadan kopardım. İyice şekilsiz oldu ajanda,onuda attım. Sıkıntım dahada arttı ama hafiflemiştim:) Sonra yukarıya çıktım,tıka basa yemek yedim. Ve yemekten sonra,yemeğin verdiği ağırlığında etkisiyle yatıp uyudum. Böyle bir anıyı yeniden hatırladım. Demekki buraya yazıllması gerekiyormuş. Verdiğin fırsat için:) Teşekkür ederim. Selamlar. Not: Üstte ki mesajın silinmesini rica ediyorum. Daha yazarken bitirmeden yanlşlıkla konuya eklemiş bulundum. Silinmesi ricasıyla:) Teşekkürler de var,ne yapsak:)) Saygılarımla. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ İNANCIN KANITLARA İHTİYACI YOKTUR,ONLARI YARATIR! İnanç,harici kanıtlara dayanmayan,aksine bunları yaratan içsel bir bilgidir. Bilgi,realiteleri tesbit eder. İnanç,realiteleri yaratır! Kurt Tepperwein-Mantal Çalışma Uygulamaları pinnko / Değişim ve Başarı Denemeleri Günlüğü http://www.hayatimdegisti.com/forum/...tml#post591707 |