Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-03-2010, 08:15 PM   #1 (permalink)
zahid
Üsteğmen
 
zahid - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Bulunduğu yer: Güzellikler Diyarı
Mesajlar: 288
Tesekkür: 609
209 Mesajinıza toplam 756 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
zahid is an unknown quantity at this point
Smile Hakimiyet ve başarabilme hissi

Bunu uygulamanızı tavsiye ederim
HÂKİMİYET VE BAŞARILABİLME HİSSİ
Şimdi, sizlerden yarın için yapmanızı istediğim bir şey var:
Yarına ait, planlarınızı, yapmak istediğiniz şeyleri, yapmak istemediğiniz şeyleri, eksiksizce bir kâğıda yazın. Ve bu kâğıdı yarın, bütün gün cebinizde taşıyın. Ve gerçekleştirdiğiniz her biri için kâğıdın bir köşesine bir artı koyun. Günün sonunda kâğıda şöyle bir göz atın. Kaç tanesini gerçekleştirebildiniz? Yoksa eksiniz artınızdan fazla mı geliyor? O kâğıda yazarak gerçekleştirdiğiniz, kaç tane artınız varsa, bilin ki, bu hayata o kadar hâkimsiniz demektir.
Daha sonraki günlerde, akşamdan hazırladığınız bu tip kâğıtlarla evden çıkar hale gelmişseniz, bilin ki, çok güzel bir değişim yaşıyorsunuzdur. Ve bu değişim vesilesiyle de kendinize olan güveninizin, hâkimiyet hissinizin nasılda bir anda arttığını gözleyin.
Bu konuyla sizlere, anlatmaya çalıştığım şey, hiç şüphesiz, başarının büyüğünün küçüğünün olmadığıdır. Hatta yukarıdaki, o bir günlük hâkimiyet duygunuzu yükseltmek için, gerçekleştirmeyi düşündüğünüz şeyleri, haftalara aylara hatta ve hatta yıllara göre bile uyarlayabilirsiniz. Mesela; beş yıl sonra olmasını istediğiniz şeylerin kararını bugünden verin. İşte o zaman yalnızca bugüne değil yarına da hâkim olabilirsiniz.
“ O Kadar Zengin İnsan Tanıyorum Ki, Peynir Ekmekten Başka Bir şey Yiyemiyorlar!
FİNANSAL AÇIDAN HÂKİMİYET
Evvela, finansal olarak hâkimiyet duygunuz, size neyi kanıtlayacak, onu düşünmelisiniz. Çok zengin birisi olup, en görkemli evlerde oturmak isteyişinizden mi, kaliteli, pahalı, son model otomobillere binmek isteyişinizden mi, yoksa önce kendinize, sonra da başkalarına bir katkı sağlamak isteyişinizden mi kaynaklanıyor?
Öncelikle bu soruları kendinize sormakla işe başlayın isterseniz. Bu sorulara vereceğiniz her bir yanıt, sizlerin hayata olan bakış açınızı da gösterir. Eğer ki, bir anlık heves uğruna finansal hâkimiyet yaşamak istiyorsanız, boşuna zaman harcamamanızı tavsiye ederim. Eğer ki, arkadaşlarınızı, komşularınızı, ya da herhangi birisini güzel bir arabanızın olduğuna inandırmaksa amacınız, o zaman bir haftalığına kiralayın o arabayı. Aracı teslim ettikten sonra sorarlarsa da, sattığınızı söylersiniz, olur biter. Hayır, beni yanlış anlamayın lütfen! Ben yalnızca, sizlere bir anlık heves uğruna zaman kaybetmeyin diyorum. Yoksa ben de isterim, son model bir arabam olsun, güzel bir evim olsun. Ancak, bütün bunları nasıl elde edebiliriz? Tabiî ki bütün bunları gerçekleştirmemize olanak tanıyacak bir iş bularak, değil mi?
Peki, bu işi bulmadan bütün bunları gerçekleştirmek istiyorsak ne olacak? Tabiî ki bütün bunları, hevesimiz geçene kadar kiralayacağız. Ama yok ömrüm boyunca ben bunlara sahip olmak istiyorum diyorsak, o bahsini ettiğim işi bulmak zorundayız. Neyse, siz soruları sorun hele bir kendinize!
“Her Kelime; Kullanma Şeklinize Göre, Ya Başınıza Bela Olur, ya da Taç Olur!”
KELİMELERİN ÖNEMİ
Şimdi, sizlere, önümüzdeki birkaç gün içinde yapmanızı istediğim bir gözlem sunuyorum. Deneyin ve olanları dikkatle izleyin. Lütfen bunu, olayın bilincinde olarak yapın ve olanları görün. İlerleyen günlerde, yakın ya da uzak temasta bulunduğunuz insanlara; “Nasılsın?” diye sorun. Size verdikleri cevaplara ve o anki vücut şekillerine dikkat edin. Eğer ki size;” Çok iyiyim! Bomba gibiyim! İyiyim ve daha iyi olmak da benim elimde! Türünden cevaplar veriyorsa, hemen vücut şekline bir göz atın. O an için, omuzlarının nasıl dimdik, kendinden emin görünümlü, başının da dimdik olduğunu göreceksiniz, hiç şüphesiz.
Aynı şekilde; “Berbat durumdayım!, Çok kötüyüm!” diyorsa, şüphesiz onun da, omuzları çökmüş, başı öne eğilmiş, mutsuz ve de umutsuz birisini göreceksiniz.
Bütün bunları nereden mi biliyorum? Bütün bunlar zaten birçok araştırmanın vermiş olduğu sonuçlardır. Ve benim her gün insan ilişkilerimde yaşamakta olduğum bir durumdur.
Bunların her birinin de farkında olduğum için, her zaman arkadaş ve dostlarımdan “iyi” değil, “çok iyi” olmalarını istiyorum. O anda, en sessiz, en sakin, en mutsuz olanlar bile hemen canlanıyorlar. Bu da benim için, ayrı bir keyif kaynağı oluyor tabi.
Yukarıdaki, aynı soruya ayrı ayrı cevap verenlere ne demeli peki? Birisi, beynine olumlu sinyaller, diğeriyse olumsuz, güçsüzleştirici sinyaller gönderiyor. Sonuç itibariyle de, olumlu sinyaller gönderenin vücudu aktif hale geçiyor. Olumsuz sinyaller göndereninki de, kullandığı kelimeler dolayısıyla, pasif bir görüntü sergiliyor.
Aynı şekilde, önünüzde yapmanız istenen bir iş var ve “Ben bu işi yapamam, çok zor görünüyor!” diyorsanız eğer, üzgünüm ama o işi becerebilme olasılığınız %5’tir, ya da daha da azdır. Çünkü o işi yapmaya dair içinizde bir istem yok. Ve beyninize gönderdiğiniz, belki de hayatınız boyunca yapmaya kalkıştığınız her işte sizin cesaretinizi zedeleyecek olan olumsuz sinyaller de cabası. Ancak, “Evet zor bir iş, ama bunu benden önce birileri başarmışsa, benim başaramamam için önümde hiçbir engel yok, ben de başarabilirim!” diyebiliyorsanız, %50 oranında o şeye ulaşmışsınız demektir, yani gideceğiniz yolun kabasını almış hale geçmişsinizdir. Bugün bir üniversite sınavını, üstelik de sizin istediğiniz bölümü kazanmış hiç mi kimse yok yakın çevrenizde? Yine bugün, sizin gerçekleştirmek istediğiniz amaca hiç mi kimse ulaşamamış? Eğer, bana “evet hiç kimse ulaşamamış!” diyorsanız, ben de size o zaman derim ki: “PEKİ O ŞEYİ NEDEN İLK OLARAK SİZ GERÇEKLEŞTİRİP, ADINIZI DÜNYAYA DUYURMUYORSUNUZ?”
İnsan beyninde, her hareketin, her kelimenin, her duygunun, her düşüncenin bir yeri ve önemi, onlara verdiği bir tepkisi vardır: mesela, gece yatağa yatıp şöyle bir düşündünüz ve evinizden, çalışma çantanıza koymayı unuttuğunuz bir dosyayı fark ettiniz ve birdenbire yatağın içinden fırladınız. İşte, buyurun, sizlere bir anlık bir düşüncenin, bedeninize, beyninize ettiği hüküm.
Unutmamamız gerekiyor ki, aşk da, başarı da, başarısızlık da öncelikle beyinde başlıyor. Düşüncelerde şekilleniyor, eylemlerle bir işleme tabi oluyor ve sonuç olarak da ortaya iyi ya da kötü bir ürün ortaya çıkıyor. Eğer, bizler daima ürünün kaliteli çıkmasını istiyorsak, o zaman iyi bir hammadde vermek zorundayız. Fatih Sultan MEHMET, kendisine o muhteşem soruyu sormasaydı, bugün İstanbul’u alabilir miydi acaba? Onun kendisine sorduğu soru: “İstanbul’u alabilecek miyim acaba?” değil, “İstanbul’u alacak mıyım?” idi. Şimdi bu soruyu şöyle bir düşünün. İki soru arasında ne gibi farklar var:
Cümlenin ilkinde bir muallâk var, yani bir belirsizlik var, alıp alamayacağı hiç mi hiç belli değil. Diğer cümlede ise, yalnızca birazcık, fazla olmayan bir kuşkudan söz ediliyor. Bizler, bazen kullandığımız kelimeleri farkında olmadan çok abartırız. Mesela; “çok kırıldım sana!” yerine, “ sadece birazcık incindim!” cümlelerine bakacak olursak, burada hem karşıda bunu söylediğimiz kimsede bir şaşkınlık ortaya çıkabilir. Hem de, kendinizle olan iletişiminizde, müthiş bir duygu yoğunluğuyla dolu olursunuz ki, bu da size hiçbir fayda getirmez.
Bakın KONFÜÇYÜS ne diyor: “Kelimelerin gücünü bilmeden, insanı anlamak imkânsızdır!” İstanbul, o ikinci soru ve yapılan diğer hazırlıklarla alınmış, bugün dünyanın her milletten insanın ziyaret yeri haline gelmiştir.
Beyninizin bu mükemmel gücünü kullanarak akıl almayacak şeylerin bile üstesinden gelebilirsiniz. Daha mutlu, daha zengin, daha saygın, daha aşk dolu, daha ihtiraslı olabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, beyninize olumlu sinyaller, olumlu düşünceler yollayarak onu cezp etmektir.
Hemen şimdi, kendinize bir amaç, bir hedef belirleyin. Ve beyninizin bu muhteşem gücünü kullanarak başarıya koşun. Yalnız, bu arada sizi olumsuz etkileyecek kimselerden mümkün olduğu kadar uzak durun. Çünkü onlar, sizin yaşamakta olduğunuz değişimi kıskanabilirler, değişmemenizi isteyebilirler, yani size tam da yolunuzu bitirmek üzereyken ayak bağı olabilirler.
Şimdi, evde hiç kimsenin olmayacağı bir günü bekleyin. Ve o gün geldiğinde, eminim bir amaç kafanızda hazır olacaktır. Avazınız çıktığı kadar “Ben hedefime ulaşacağım, Ben başaracağım, Bunu yapamamam için önümde hiçbir engel yok!” diye bağırın. Yani beyninizi, odağa doğru yöneltin, onu kelimelerinizle, çığlıklarınızla rahat bırakmayın.
“Sizi Rahatsız Eden Her şeyi Beyninizden Kovabilirsiniz!”
Alıntı

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
zahid isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla