Cevap: phantommun günlüğü Bugün dışarı çıktım.Yine günlerdir evdeydim malum.Sonunda ertelemedim ama çarşıya inme planımı bozdum dağa kaçtım.
Bizim ev dağlara yakın güzel bir yerde doğa açısından.Uzun zamandır çıkmamıştım.Şimdi bahar da geldi yemyeşil oldu heryer.Ben de gittim yüksekçe biryere oturup toprakla bütünleştim.
Öfkemi toprakladım.
Yalnız tüm bu çalışmalara rağmen,boğazıma reiki vermeme rağmen boğazımda gerçekten beni rahatsız eden bir düğüm var.Sanki ağlamak istiyorum ama ağlayamıyorum gibi hissediyorum.Bazen bu his göğsüme iniyor nadir de olsa.
Şu an beni gerçekten rahatsız eden dalgalanmama neden olan şey bu.Yani ortaya çıkmak için uğraşıyor sorun.
Bu düğümü yaklaşık 3 ay önce farkettim.Düzenli meditasyonvari çalışmamı yapmaya başlamamdan sonra oldu.Sanırım kendimi bilinçli anlamda artık daha iyi hissettiğim için oldu bu.Yani o orda hep vardı ama bir ağrı olarak hissedemiyordum.İlk başlarda soğuk algınlığı gibi gibi geldi yine.Ama birkaç günde geçmişti.Arada bir hep olur bu bana.Özellikle son birkaç gündürse iyiden iyiye farkettiriyor kendini sürekli tekrarlayan boğucu bir ağrı olarak.
Üstelik farkettim ki boğaz çakrasının rengi olan maviyi hiç ama hiç sevmezdim son günlere kadar.Son günlerde birazcık kullanır oldum.
Enerji çalışması filan yapıyorum ama sonrasında yine tıkıyorum sanırım.Çünkü yazarken değil ama konuşurken hala problem çekiyorum.
Bu çakra ses telleriyle vs. alakalı.Yani bizim dış dünyayla bağlantımız.O yüzden kendi başımayken bu kadar güvenli,huzurlu,dengeli olabiliyorken, "dış dünyada" hissettiğim anlarda bu kadar sıkıntı çekiyorum.
Sonra bir de farkettim ki.En büyük sorunum güvensizlik.Diğer birikmiş negatiflerin yanındaki en büyük olumsuzluk bu.Ama kendini o kadar güzel kamufle etmişti ki şimdiye kadar bugün ancak görebildim.
O yüzden aidiyet hissim yok..
İnsanı en çok ezen de bu olsa gerek.
Evet çalışmalar bu yöne kayıyor o zaman ilk başta.
Çünkü kendini hiç bir şehre,hiçbir eve,hiçbir insana,hiçbir olay ya da işe ait hissetmediğinde konuşmanın,kendini ifade etmenin,kimi zaman diyalog kurmanın,koşuşturmanın bir anlamı olmuyor.
Şöyle düşün.Bu evrende yapayalnız olsaydın..Ne anlamı olurdu ki ne giyindiğinin,gözlerinin ne renk olduğunun..bir işte çalışmak zorunda hissetmezdin mesela.Bunun gibi hissettiren birşey.Tamam başkaları için yaşamıyorum ama yine de bireye anlam katan şey bütün.
O yüzden bana çoğu zaman konuşmak bile zor geliyor galiba.Bir şeyler için uzun süre çabalamak..
Herşey yolunda gidiyorken yararlı olan şeyleri bile sorgulamak..Anlamsızlık..Nereye sırtını yaslayacağını bilememek..Herşey güzelken birden andan tamamiyle kopmak ve kendini bir boşlukta,anlamsızlık denizinde bulmak..
Böyle gidiyor..
Kendime güveniyorum olumlamalarını yaparken,dünyaya olan güvensizliği es geçmişim.Bütüne güvenmiyorken,derin bir güvensizlik içindeyken kendine ne kadar güvenirsen güven ne önemi var ki?Güvenmediğin dünyada güvendiğin kendin.Ne için?
Kendimden başlamam gerek aslında onu da biliyorum.Öyle de yaptım zaten.Belki de kendimden yola çıkıp gelmem gereken noktaya geldim.Şİmdi dış dünyayı mı anlamlandırabilmem gerekiyor?
Neyse herşeyin cevabı yavaş yavaş geliyor zaten.
Artık yutkunurken bile zorlanıyorum.Bunun vakti geldi.
Şimdiii...Nerden kaynaklanıyor bu derin güvensizlik???
__________________ Ben bir başarı hikayesiyim. |