Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-02-2010, 12:34 PM   #1 (permalink)
ışıkk
Üsteğmen
 
ışıkk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2008
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 316
Tesekkür: 2,142
323 Mesajinıza toplam 3,530 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
ışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud of
Standart Çakralarınızı açmak için ne yapabilirsiniz?


Vücudumuzun hayatta kalması için kan dolaşımına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz da can dolaşımı nedir bunu bilmiyoruz.

Gerçekten de bir can dolaşımımız var mı ve varsa ne işe yarıyor? Kozmik enerji nedir, aura neye benzer, çakralar nedir ve nasıl açılır? İnsanın kendi içine yolculuğu hızlandıkça, kendi güçlerini keşfettikçe bu soruların cevabını buluyor.

Son zamanlarda şarkılara bile konu olan çakralar, doğaldır ki birçok kez yazıldı çizildi. Artık neredeyse çocuklar bile çakraların ne olduğunu biliyor, bilmeseler de az çok fikir sahibi olmuş durumdalar. Herkes bilmesine biliyor da, bu çarka adı verilen güç merkezleri nasıl kapanır, kapanırsa açılaması nasıl mümkün olur, işte bunu herkes bilmiyor.

Bu bilgeleri almak için, Psikolog Dr. NLP ve Bioenerji Uzmanı Davut İbrahimoğlu ile görüştük. İbrahimoğlu yıllardır bioenerji üzerine çalışmalar yaptığı için bir uzman yardımı olmadan tek başına insanın kendi güçlerini nasıl kullanabileceğine dair ipuçları verdi bize.

İbrahimoğlu, çarka ve aura bilgilerinden önce bioenerjinin ne olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü bioenerji her canlıda var ve o, olmadığında hayat da olmaz. Bio hayat, enerji zaten enerji demek. Yani bioenerji, hayat enerjisi demek. İbrahimoğlu, konuyu daha iyi anlamak için kan ve can dolaşımı konusunda bilgi sahibi olmak gerektiğini vurguluyor ve "Bizlerin kan dolaşımı var, bunu biliyoruz bir de can dolaşımımız var. Bu can dolaşımı ise şöyle anlatılabilir. Vücudumuzda can dolaşımını sağlayan kanallar var ve kozmik enerji tepeden girdikten sonra bu kanallar vasıtasıyla vücudumuza dağılıyor. Dağılım görevini ise çakralar yapıyor. Çarka bir Sanskritçe kelime, yani güç merkezi demek. Sonuçta enerji tepeden giriyor ve güç merkezleri vasıtasıyla organlara dağılıyor, hayat devam ediyor. Herhangi bir sebepten dolayı o çarkalar kapanırsa o çakranın hizmet ettiği bölge enerji almıyor. Enerji almayan bölge de fonksiyonunu yerine getiremiyor ve hastalıklar meydana geliyor" diyor.

Çakra sistemi nedir?

İbrahimoğlu'na göre; Çakralar vücutta sürekli olarak dönen enerji merkezleri olarak kabul ediliyor. Vücudun fiziksel , duygusal ve ruhsal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu enerjilerin dağılımı , çakralar tarafından gerçekleştiriliyor. Yedi büyük çakra bedenimiz içindeki elektromanyetik aktivitelerin toplandığı yerlerde bulunuyor. Başın hemen üzerinde bulunan komuta merkezi , alın çakrası , boğaz çakrası , kalp çakrası, güneş sinirağı çakrası , sakral çakra ve temel-kök çarka adı verilen yedi çakranın her biri maddi varlığın iç salgı bezlerinden bir tanesiyle çalışıyor.

Çakralar tamamen ya da kısmen tıkanabiliyor. Böyle olunca salgı bezleri tam kapasiteyle çalışmadıkları için vücutta çeşitli hastalıklar meydana gelebiliyor.

Çakralar neden kapanır?

Beyinsel çatışmalardan, stresten, kötü düşüncelerden, psikolojik baskılardan, affetmemeyi bilmemekten dolayı çakralar rahatlıkla kapanabiliyor. Çakraların kapanmasında, günlük stresler, ses ve hava kirliği, kötü beslenme gibi durumlar da etkili olabiliyor. İbrahimoğlu, "Bunun manası şu; Çakraların kapanmaması için mümkün olduğu kadar yaşantımızı sükunetle devam ettirmemiz gerekiyor. Sizde iç huzur yoksa, hoşgörü yoksa, kendinizle barışık değilseniz, eğer kendinizi sevmiyorsanız kesinlikle enerji akışınızda muhakkak sorun vardır. O zaman kendimizde değişiklik yapmamız gerek. Yoksa çakralar açılsa bile iki günde yine aynı hale gelir. Bunu başarmak için sakin ortamlarda bulunmak, iyimser olmak gerekiyor. Bugünlerde kimileri su orucu yapıyor ve vücudunun direncine göre 20 güne kadar, sadece su içerek yaşıyor. Su orucu tutuyorlar yani. Günde üç dört kere duş alıyorlar. Yeşillikte dolaşıyorlar.Bu sayede mevcut toksinler tamamen atılıyor. Çünkü biz zihinsel olarak değişmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez. O zaman kendimizden başlayacağız değişime.
Bu işte ilk aşamada da meditasyonu hayatımıza yerleştirmemiz gerekiyor" diyor.

Zihnimizi dingileştirmenin en etkili yolu olan meditasyon tüm Uzakdoğu felsefelerinin teme taşı adeta. Zihni bir havuz gibi niteleyen bu öğretilere göre, havuza taş atıldığında nasıl ki dibini göremezsek, akla takılan sorular, sorunlar da zihnimizi bulandırıyor. Dolayısıyla insan kendi derinliklerini göremiyor. Kendi yeteneklerinizi de fark edemiyor. O zaman ya geçmişin esiri ya geleceğin kölesi oluyor. Bugünü ıskalıyor…

Çakralarımızı nasıl açabiliriz?

Bionereji uzmanlarına göre; Eğer çakralarımızın kapandığını öğrendiysek ve açmaya niyetliysek, o günlerde beslenmemizde biraz rahatlama yaşamamız, kırmızı et yemekten kaçınmamız ve sebzeli yemeklere ağırlık vermemiz, artı bol su içmemiz gerekiyor. Doğada olmak, mesela, çimlerde yürümek de çok etkili. En önemlisi, eğer sık sık denize giremiyorsak, leğene ılık su koyup, içine beş çorba kaşığı tuz, bir çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, ayaklarımızı o suyun içinde on dakika dinlendirmemiz gerçekten işe yarıyor. Aynı suyu dizlerden aşağı doğru masaj yaparak negatif enerji atılıyor.

İnsan vücudunda 7 ana çakra olduğunu belirten Davut İbrahimoğlu, çakraları açmak için insanın öncelikle alfa aşamasına geçmesi gerektiğini belirtiyor ve şunları söylüyor. "En zoru olan alfa aşamasına geçmeyi öğreneceksiniz. Alfa aşamasına ise beyin jimnastiğinden sonra geçiyorsunuz. Ve Alfa aşamasına geçmek için de en az kırk gün, sabah ve akşam olmak üzere bir öğün, beyin jimnastiği yapıyorsunuz. Yataktan kalkıp elinizi yüzünüzü yıkayıp, tekrar yatağa yatıyorsunuz. Uyku halinde yatar gibi bacaklar ve eller yanda uzanıyorsunuz. İlk on gün, 100'den 1'e kadar derin nefes alıp vererek sayıyorsunuz, ikinci on gün 50'den 1'e sayıyorsunuz aynı şekilde. Üçüncü on gün 25'den 1'e ve son on gün ise 10'dan 1'e sayıyorsunuz. Bundan sonra sizin beyniniz alfa aşaması için hazır alıyor. Bu aşamaya geçince çakralarımızı rahatlıkla açabiliriz. Ancak bunun için hangi çakramız açık, hangisi kapalı, bunu öğrenmeliyiz. Bu işlemi ise rahat bir şekilde, bir sarkaçla ya da alyansa ip bağlayarak yapabiliriz. İçimizden diyoruz ki, çarka açıksa saat istikametinde, kapalı ise ters istikamette dönsün. Bu bizi zihinsel olarak etkiliyor ve doğanın pozitif yönü saat istikametinde olduğu için, eğer çarka açıksa o istikamette dönüyor. Kapalı ise ters istikamette dönüyor. Tars istikamette döndüğü durumda o çarka kapalı anlamına geliyor ve açılması gerekiyor. Bu durumda yapılacak işlemler var. Bunun için beynimizi kullanıyoruz. Vücudumuzda bulunan güç merkezlerinden en önemlileri olan dalak-kalp ve beyin üçlüsünden en çok beyni kullanıyoruz. Sol eli alına koyup sağ elimizi ise kapanan çarka üzerine koyuyoruz. Bu sırada 5'ten 1'e kadar rakamları sesli olarak söyleyip her sayıdan sonra derin bir nefes alıyoruz. Tabii ki sadece bunu yapmak yetmiyor. Meditasyon da çakraların açık tutulması ve açılmasında çok faydalı. Formül ise basit. 4-8-16+2 formülünü buldum. Herkes uygulayabilir. Bunu yapmak için rahat bir durumda bağdaş kuruyorsunuz. Kuyruk sokumunuz yerle temasta olsun. 4 saniye nefes alıyorsunuz, aldığınız nefesi 8 saniye içinizde tutuyorsunuz, tuttuğunuz nefesi 16 saniyede dışarı veriyorsunuz 2 saniye de bu işleme ara veriyorsunuz ve bunu 10 kere yapınca, beş dakika meditasyon yapmış oluyorsunuz."

Psikolog Dr. Davut İbrahimoğlu, işlevleri farklı olsa bile bütün çakraların aynı şekilde açıldığına dikkat çekiyor. Her çarkanın bir salgı bezine tekabül ettiğini belirten İbrahimoğlu, "Çakralar; kök çakrasından(kuyruk sokumunda) başlar. Kök çakrası renk olarak kırmızıdır. Organ olarak cinsel organlara ve aşağıya doğru gider ve biz üç tür enerji, yer enerjisi, kozmik enerji ve besinlerden enerji alırız. Kök çakrası kapalı olunca yerden enerji alamayız. Ve kök çakrası kapalıysa fiziksel olarak kendimizi aşırı yorgun, sevgi kaynağımızı yoksun hissederiz, aşırı halsizlikle birlikte cinsel ihtiyaçlarımızı azalmış hissederiz. Depresif oluruz. İkinci çakramız haç çakrasıdır. Renk olarak turuncu bez olarak böbrek üstü ve yer olarak bağırsaklarımızdır. Bu kapanınca neşemiz kaybolur. Kabız oluruz. Üçüncü çarka midedir, renk olarak sarı, bez olarak pankreastır. Bunun kapanması bizim yaratıcılık gücümüzü azaltır. Kalın bağırsakta sorun, midede yanma olur. Dördüncü çarka kalp çakrasıdır, rengi yeşildir. Bezi timüs bezidir, kapanması kalp ve ciğerlerde rahatsızlıklara neden olur, kendimize hakimiyeti kaybederiz. Beşinci çarka gırtlaktır, yeri troid bezidir, renk olarak mavidir. Dünyaya açılan pencere de diyebiliriz, boğazımızı kollarımızı sarar. Bu kapalı olunca insanlara iletişim kurmakta zorluk çekilir. Boyun ve sırt ağrısı olur. Altıncı çarka alın çakrasıdır, iki kaşın arasındadır, üçüncü gözdür, renk olarak çivit mavisidir, bez olarak hipofizdir, yer olarak göz kulak ve alnın bir bölgesini ihtiva eder. Bunun kapanması durumunda ön sezileriniz zayıflar. Kulak ve baş ağrısı yapar. En son çarka ise tepe çakrası, başın biraz üzerinde bulunur, rengi mordur. Mor rengin yüksek olması, ruhsallığınızın güçlü olmasıdır. Kapanması halinde migren ağrıları olur. Ruhsal dünya kıt olur. Fiziksel dünyaya bağlılık artar.. Çakraların açılması insanın yeteneğine ve ne kadar kapandığına bağlıdır. Günlük meditasyon hayatımıza sokulursa kapanması zor olur. Bunlarla beraber sağlıklı düşünme de olmalı."

Çakralar

1.Kök çakrası: Üreme organlarıyla ilgilidir. Bu çakra belkemiğimizin sonuna bağlı olup, bacaklarımızın arasından yere doğru yönelir. Rengi kırmızıdır. Bağlantılı olduğu element "toprak"tır ve yaşama içgüdüsü, bedene ve fizik plana bağlılık eğilimi ile alakalıdır. Yaşama isteğimizi ve canlılığımızı destekler. Dengeli çalışması, bedensel sağiık, güvenlik duygusu ve yaşama sevinci olarak tezahür eder. Bu çakra cinsel beze tekabül eder.

2.Haç çakrası: Böbreküstü bezleriyle alakalıdır. Rengi turuncudur. Karın bölgesinin alt kısmında yer alır. Bağlantılı olduğu element "su"dur ve cinsellik duyumları ile alakalıdır. Dengeli çalışması, duyumsal yoğunluk, cinsel doyum ve değişimi kabul etme becerisi olarak tezahür eder.

3.Güneş sinir ağı: Pankreas bezini yönetir. Rengi sarıdır. Duygusal bedenimizle bağlantılı olup, arzularımızı, yaratıcılığımızı ve ilişkilerimizi yönlendirir. Kişisel güç, irade, özsaygı duygularımız bu çakra ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "ateş"tir. Dengeli çalışması, enerji, verimlilik, çabuk karar verebilme ve güç faktörünü baskıcı olmadan kullanabilme yetisi olarak tezahür eder.

4.Kalp çakrası: Timus bezi ile ilgilidir . Dokunma duyumuzu kontrol eder. Sevgi ve şefkat duygularımız ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "hava"dır. Sağlıklı çalıştığında, sevgi, şefkat, barış ve güçlü bir adalet anlayışı olarak tezahür eder.

5.Gırtlak çakrası: Tiroid bezini yönetir. beşinci çakramız boğazımızdadır. Rengi parlak mavidir. Sanatsal yaratıcılığımız ve kendimizi ifade etmemiz için gereken enerjiyi sağlar. Bu çakra dünyaya açılan penceredir.

6.Alın çakrası(Üçüncü göz):Hipofiz bezi ile bağlantılıdır. Rengi çivit mavisidir. Aynı zamanda "üçüncü göz çakrası" olarak da bilinen bu çakra, iki kaşın ortasında yer alır.Sezgilerimiz, durugörü, hayalgücümüz için gereken enerjiyi sağlar.

7. Tepe çakrası:
İpofiz bezi ile alakalıdır . yedinci çakramız başımızın tepesinde tam ortasındadır. Rengi mordur. Taç çakra olarak da bilinen bu çakra, saf farkındalık olarak bilinen bilinç seviyesine karşı gelir.Beş duyunun algılayamadığı, zaman - mekan ötesi birlik alemiyle bağlantı noktamızdır. Bilgelimizin ve ruhsallığımızın gelişmesi ve anlayışlılığımızın artması için gereken enerjiyi sağlar.


Sevgiyle...

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Nasıl nefes alacağınızı düşünmezsiniz, sadece nefes alırsınız.
Dış koşulları yaratan içimdeki parçamı iyileştirmesi için, sevginin ruhunu yardıma çağırdım.
Hayatındaki herhangi bir şeyi değiştirmek istediğinde bakacağın tek bir yer var: kendi için.
“İçine baktığında, bunu sevgiyle yap.”
Joe Vitale


ışıkk isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla