Love does not alter the beloved, it alters itself.
Soren Kierkegaard..
bu bahsini ettiğin tutsagı oldugum tutkuda beni böyle taa fezaya ordan arşa oradan yeniden bu tutkunun kucagına topaç gibi çevirir düşürüverir....tıpkı bu şişelerin seni böyle darmadagın korkunç bir ivmeyle önce kora ateşe çevirip, sonra yeniden tutup toparlaması gibi burada da aşk -*sevgiliyi ,sevileni degil sadece kendini sevdaya düşeni degiştirir..onu kendine sevilene benzetir...
burda rumba de barcelona şarkısında bi siren çagrışımı var,cemi baştan izlerseniz,ilk şarkıda..aşkın acil çagrısı ,-bu şarkıya bu adı verdim ben..-aşıkın acil çagırısı da varlıgı fırlatır hemen tam o mekanın zamanın silindiği o a'na..sevdiğin her ne ise seni böyle elinde dilinde oyuncak yapar..seni sagından solundan yukardan aşşagıdan düşürmeden, şaşırtır,duydugun dehşete aldırmadan....başın döner sen daha ne oldugunu anlamadan,neredeyse yokolacaksın aşkının hızından...sen nasıl düşüyorum derken tutar seni koynunda,bin parçaya bölündün bu sihirli oyunda her parçan teker teker semada...aşk böylece degiştirir seni,haa eger için doluysa duman degilse bu sevdan,o zaman dönüşürsün sarhoşluk veren o akıcı ,aşkın acil çagrısına tutulanın içtiği baş döndüren o seraba...
love alters itself ,böylece yanlış anlama love does not alter the beloved...böylece dönmeye devam et,belki dünyanın da aşkın bu acil çagrısına tutuldugunu anlarsın bi gün..rumba de barcelonaaaaa..abientooooo heyyy dönsün dünyaaa aşkın acil çagrısıylaa....bakalım onu kim tutacak düşürmeden böyle senin eline....bak dünya döndüüğü için başın döndü senin de...