evet özlemek...yüregin en acımasız düşmanı sanki...onun yoklugu sessizligi hiç bir şeye benzemiyor...kelimeler yetmiyor sanki,anlamsızlaşıyor sanki herşey onsuz...evet benim ailemde eski düzen ailelerden herkes bir birini sever ama söleyemez, sarılmak öpmek ayıp,yasak...dinlemezdim ben pek içimden ne gelirse yapar sonrada babalar gibi azarımıda işitirdim 44 bende lalezar dedigin gibi hep başımın caresine baktım.şımarık bi insan olduğum dogrudur

ama beni şımartan ailem deil kendim.buna üzülmüyorum aslında hayatla mücadele etmek lazımdı ben ona hazırlandım.canımdan çok sevdiğim anam küçük yaşta yüregi ne kadar yansa da uzaklaştırdı beni kendinden...onun sıcacık koynundan çıktım yola herkes gibi...önceleri zor oluyor uyuyamıyorsun,özlüyorsun,sarılacak sıcacık bi yürek arıyorsun.hatta onun zamanında diller dökerek yedirmeye calıştıgı(kimilerinin de karaşimşek die tabir ettiği) yeşil mercimekli yemekleri çirkin görünüyor die yemesken sonraları sırf onu hatırlatıyor die yediğim zamanları bilirim 44 en otoriter ana bile eliyle deil yüregiyle oksamıştır evlatının başını...ama beni hep güçlü kılan şey neydi biliyormusunuz?o beni hep güçlü görmek isterdi hep sağlıklı görmek isterdi...bedeni yanımda olmasada yüreği hep benimle biliyorum.o beni harap üzgün görmek istemez!biliyormusunuz ben günde 3 paket sigara içerdim annem çantamda görmüş kızım sigara içiyor olsaydı ona sütümü emeğimi helal etmesdim.iyiki sen içimiyosun dedi

olduğum yer dekaldım.çok agrıma gitti.o andan sonra sigara içmedim

çok zorlandım ama bitti.